EYT’de herkes para konuşuyor da gidenin yerini nasıl dolduracağız?

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu, ‘sanayici ihracatçılar’ adına Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) süreciyle ilgili en doğru sorulardan birini sordu. Tecdelioğlu, “EYT meselesinde herkes parayı konuşuyor. Hatta işverenler de ‘kıdem tazminatı yükü için mali çözümler bulunuyor’ diye seviniyor. Ancak, ben farklı düşünüyorum. Uzun süredir, kalifiye iş gücü sıkıntımızı her yerde herkese anlatıyoruz. Çözüm kısa sürede mümkün görülmüyorken, en yetişmiş ustalarımızı ve çalışanlarımızı kaybedeceğiz. Çünkü emekli olup aynı yerde çalışmaya devam etmek isteyenlerin sayısı son derece az. Biz şimdi EYT ile ayrılıp giden çalışanlarımızın yerini nasıl dolduracağız? Sanayimizin çarkları ve ihracatımız ivme kaybedebilir” diyor. Muhtemelen Aralık ayı sonunda tamamlanacak EYT sürecinde milyonlarca çalışan bir anda emeklilik hakkı kazanacak. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu yakın zamanda bir televizyon yayınında, “Bu düzenleme yapıldıktan sonra ilk etapta 1,5 milyona yakın kişinin emekli olacağını, sonra da yaklaşık 3-4 milyon arasında bir vatandaşımızın bu kapsama gireceğini tahmin ediyoruz” dedi.

Asgari ücret bölgesel olsa ‘teşvik’ etkisi yaratır mı?

İş dünyasının gündeminde, EYT dışındaki en önemli diğer konu başlığı ise ‘asgari ücrete’ yapılacak zam. İş insanları, siyasetin mahalle baskısı nedeniyle çok ses çıkarmasalar da 8 bin lirayı aşması kesinleşen asgari ücretin getireceği yeni yükün büyük olacağını söylüyor. Bu gündemin etkisiyle TİM Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu da yıllardır konuşulan ama bir türlü adım atılamayan ‘bölgesel asgari ücret’ uygulamasının hayata geçirilmesini istiyor.  Tecdelioğlu, “asgari ücret, Türkiye genelinde her ilimizde aynı olmamalı. Mesela büyükşehir statüsündeki illerimizde yüksek, diğer illerimizde teşvik yapısına göre daha düşük olabilir. Bu sağlanabilirse sanayinin İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerden Anadolu’ya kayması da teşvik edilir. Ayrıca tersine göç de sağlanabilir” diyor. Bu görüşe karşı olanlar ise ‘ücret nerede yüksekse oraya göç olur’ tezini öne sürüyor. Türkiye’de bölgesel asgari ücret uygulanmasına daha önce destek veren kurumlardan IMF, 2005’de bu uygulamaya en kısa sürede geçilmesini önermişti. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) de Türkiye 2008 raporunda ulusal asgari ücret artışlarının sınırlanması gerektiğini ve derhal bölgesel asgari ücrete geçilmesi gerektiğini savundu.

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜ- SİAD) “Türkiye’de Bölgesel Farklar ve Politikalar” adlı raporunda bölgesel asgari ücrete tam destek verirken İstanbul Ticaret Odası (İTO) da 2007’de ayrıntılı bir rapor hazırlayarak bölgesel asgari ücret uygulamasının nasıl olması gerektiğine dair bir model açıklamıştı. Yakın zamanda İTO Başkanı Şekib Avdagiç de bu konuyu tekrar gündeme getirdi ve “İstanbul’daki bir asgari ücretle, 5’inci, 6’ncı ‘teşvik bölgesindeki asgari ücret’ aynı olmamalı” dedi. Ancak, defalarca gündeme gelen bu konuda iki önemli engel var. Birincisi işçi sendikaları asgari ücretin bölgesel olmasına kesinlikle karşı ve tıpkı ‘kıdem tazminatı reformu’ tartışmalarında olduğu gibi herhangi bir siyasi irade bu konuda adım atarsa ülke genelinde çok büyük direnişle karşılaşabilir. İkinci engel ise ‘eşitlik ilkesine aykırılık’ temel alınarak bu konuda yapılacak hukuki düzenleme Anayasa Mahkemesine taşınabilir.

■ Türkiye’de bölgesel asgari ücret uygulandı mı?

Türkiye’de Asgari Ücret ilk kez 1936 tarihli İş Kanunu ile mevzuata girdi ancak ilk asgari ücret 1951’de mümkün olabildi. Bu dönemde asgari ücret bölgesel hatta il bazında belirleniyordu. 1967’ye kadar il bazında asgari ücreti ‘mahalli komisyonlar’ tespit ediyordu. 1967’de merkezi nitelikte bir komisyon oluşturuldu, o komisyon da bölgelere göre farklı asgari ücretler belirlemeye devam etti. Bir süre sonra Türkiye İşçi Partisi, konuyu Anayasa Mahkemesine götürünce ‘Mahkeme, bölgesel asgari ücreti eşitlik ilkesine aykırı’ buldu ve iptal etti. Böylece 1974 yılında ilk kez ülke geneli için asgari ücret belirlendi. 1989’a kadar tarım ve sanayi kesimi için farklı asgari ücretler uygulanabildi. Sonra Türkiye genelinde bu ayırım da kaldırıldı ve bütün iş kolları için tek asgari ücrete geçildi.

TOGG’UN RAKİPLERİ DE BOŞ DURMUYOR FİYAT EN ÖNEMLİ REKABET BAŞLIĞI OLACAK 

Türkiye’nin otomobili TOGG’un fabrikası açıldı, üretim başladı. Şubat gibi siparişler alınacak. Yerli ve milli kavramını tam olarak temsil eden TOGG’da ‘fi yatlar kaç lira olacak’ sorusunun yanıtı henüz yok. Ancak, belki TOGG’un rekabet etkisiyle belki de petrol fi yatlarındaki yükselişin pompalara yansımasıyla çok sayıda otomotiv markası, 2023 başı itibariyle ‘elektrikli otomobil modelini’ Türkiye pazarında satışa sunacak. Bunların bazıları asırlık benzinli ve dizel otomobil üreticileri, bazıları da TOGG gibi doğuştan ‘elektrikli’ niteliğini taşıyor. Ford, Renault, VW, Peugeot, Citroen, Hyundai ve diğerleri çok sayıda elektrikli modellerini satışa sunacak. Çinli Skywell de Türkiye’deki ilk yılında 2 bin adet sipariş aldı. Türkiye distribütörü Ulu Motor siparişlerin bin adedini teslim etti. Skywell Türkiye CEO’su Mahmut Ulubaş, “15 ülkenin yönetimi ve distribütörlüğü Türkiye’ye verildi. Markanın Avrupa adresi 15 ülke için bizim adresimiz yani Büyükçekmece. Diğer ülkeleri buradan organize edeceğiz” diyor. Ulubaş, şu anda Türkiye’de 8 adet olan satış noktalarının (Skyhouse) sayısının 2023’te 20’ye ulaşacağını vurguluyor ve şöyle konuşuyor: “Bu yıl Mart ayından itibaren siparişleri teslim etmeye başladık. İnternet üzerinden her ay ortalama 10 sipariş alıyoruz. Skyhouse’larda diğer markaların elektrikli otomobilleri de şarj edilebiliyor.”

Tüm yazılarını göster