Euro/dolar paritesi yükseliş ihtimalinin ön hazırlıkları

Murat ÖZSOY Püf Noktası

Euro/dolar paritesi 2024 yılı sonlarında özellikle kasım ayından itibaren hızlı bir düşüş sergilemeye başlamıştı. Bu düşüşün hikâyesinde bana göre iki temel faktör vardı. Birincisi Avrupa Merkez Bankası’nın 12 Eylül tarihli toplantısında ana refinansman faizi ile marjinal fonlama tesisini olağandışı şekilde 60 baz puan seviyesinde düşürmesi; ikincisi de Kasım PMI rakamının da 50’nin altına inmesiydi. Euro Bölgesi’ndeki genel ekonomik sorunları da zaten bilinen bir konu. Paritenin geçen yıl 1.03’ün de altını görmesi ve 2025 yılı Ocak ayının ilk haftasında halen 1.04 üzerine zar zor toparlanma çabasına baktığımızda 2025 yılı, KOBİ’ler için döviz kuru risklerini yönetirken dikkatle analiz edilmesi gereken bir yıl olacağını gözler önüne seriyor.

Pariteye ABD doları açısından baktığımızda global ekonomik koşullardaki belirsizliklere rağmen ABD doları güçlü konumunu korumaya devam ediyor. Ancak ben geçen yıl kasım ayından, yani ABD başkanlık seçim sonuçlarından bu yana olan süreçte, 20 Ocak itibariyle Donald Trump’ın ABD başkanlık görevine resmen başlaması ile birlikte ABD dolarının mevcut güçlü seviyesinin bir miktar zayıflayacağına dair öngörümü korumaya devam ediyorum. Dolayısıyla bu öngörümün devamında şunu söyleyebilirim ki bu durum, Euro/dolar paritesindeki bugünkü durum üzerinde değişimler yaratacak. Reel sektörde özellikle dış ticaret odaklı çalışan firmaların da 2025 yılında yer alan bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekecek.

20 Ocak sonrası, özellikle yılın ortalarına doğru, paritenin bugünkü seviyelerden daha yukarılara çıkması olasılığı dahilinde, ithalat yapan ve Euro üzerinden işlem yapan firmaların, bugünkü seviyelerden hedge mekanizmalarını devreye sokarak döviz kurlarındaki olası artışlardan korunmaları kritik bir strateji olacaktır. Paritenin görece düşük seviyelerde olduğu bu dönemi bence yılın geri kalan kısmında pek göremeyeceğiz. Dolayısıyla bu durum, reel sektör firmaları için döviz alımlarını planlamak ve sabitlemek için bugünler cazip bir fırsatlar barındırıyor.

Euro/TL kuruna baktığımızda, 2025 yılının ilk çeyreği nispeten dengeli seyredebilir. Ancak mart ayı itibarıyla kurda daha hızlı bir artış trendine girmemiz muhtemel. 6 Mart tarihi önemli bir gün. Avrupa Merkez Bankası ve TCMB faiz kararlarını aynı gün açıklayacaklar. TCMB büyük ihtimal ile faiz indirimlerine devam edecek ancak Avrupa Merkez Bankası için aynı kesinlikte bir tahmin yürütmek zor. Ardından 19 Mart tarihinde de ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararı var. Fed de eğer enflasyon verileri çok hedeften sapmayacak şekilde gelirse o toplantıyı pas geçebilir. İşte bu senaryoda Euro/TL kurundaki artış hızı bugünkü seviyelerin üzerine çıkabilir. Ortaya çıkması muhtemel bu senaryoda güç kaybeden bir dolar, yükselen parite ve dolar/TL kuruna kıyasla daha hızlı artan bir Euro/TL kurundan bahsediyoruz.

Tam da ihracat faaliyetlerine hız verilmeye elverişli bir dönem.

Anlattığım bu senaryoyu benimseyen reel sektör firmaları stratejilerini bugünden oluşturmaya başlamalı ki, bu senaryoda öngörülen durum eğer gerçekleşirse bir kazanım elde etme imkanı olsun.

2025 yılı, özellikle dış ticaret yoğun çalışan KOBİ’lerin döviz yönetim stratejilerini iyi yöneterek önemli rekabet avantajları yaratacakları bir fırsat yılı olabilir. Doğru zamanda alınan aksiyonlar, hem maliyetleri kontrol altına almak hem de yeni fırsatları değerlendirmek açısından büyük avantaj sağlayacaktır.

Tüm yazılarını göster