Otomobiller ve ticari araçlarla ilgili emisyon standartlarının planlanan daha katı sıkılaştırmasına muhalefet oluşturan Avrupa Birliği’nin birçok ülkesi, Euro 7 standartlarını kabul etmemeye çalışıyor.
Artan bir direnişle yeni test prosedürleri veya sınır değerleri dahil olmak üzere yeni Euro 7 standartları önerisini durdurmak isteyen Fransa ve İtalya gibi ülkeler, daha katı sıkılaştırmayı reddederken, itirazlara Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Bulgaristan, Romanya ve Slovakya da katıldı.
Otomobiller için 1 Temmuz 2025 ve kamyonlar için 1 Temmuz 2027 tarihinin gerçekçi olmadığını ilk söyleyen ülke ise Almanya idi…
Yönergeler, CO2 hedefleri doğrultusunda gerekli olacak yatırımları otomotiv endüstrisi için bağlayıcı yaparken, 2035'ten itibaren yalnızca yeni, iklim nötr araçların satılabileceği gerçeğini içeriyordu…
Öneriyi engellemek için yeterli oyu olan AB Bakanlar Konseyi, ortak bir tutumda anlaşamadığı sürece; AB Komisyonu’nun önerisiyle ilgili yasa yürürlüğe giremez. Avrupa Parlamentosu, yasamaya dahil olacak olsa da, otomobil üreticileri tarafından eleştirilen teklif üzerinde farklı hükümetlerin nasıl tavrı olacağı konusunda halen anlaşılmış değil…
Euro 7 standartlarının daha sonra yürürlüğe girmesini talep edilirken, içten yanmalı motorlu otomobillerin yaklaşık 2.000 Euro daha pahalı olabileceği hatırlatılıyor. Sınır değerleri sıkılaştırılan dizel kamyon ve otobüslerin fiyatlarına ise, 12.000 Euro eklenebilir.
Mevcut Euro 6/VI kirletici emisyon standartlarınının basitçe genişletileceğini düşünen AB Komisyonu ise, Euro 7’ye uyum maliyetlerinin 100-150 Euro’yu geçmeyeceğini varsayıyor… Sınır değerlere 5 yıl yerine 10 yıl uyulması ve emisyon test çerçevelerinin değiştirilmesi gerektiğini öne sürüyor…
Çok yüksek bir maliyetle son derece düşük çevresel etkiye sahip olacağı iddia edilen Euro 7 için; AB ekonomik büyümesinin önde gelen itici gücü Avrupalı otomobil üreticileri, sektörün sıfır emisyonlu elektrikli araçlara on milyarlarca Euro harcaması nedeniyle bu ara düzenlemenin çok maliyetli ve gereksiz olduğunu savunuyor.
Bu son tartışmalardaki öne çıkan başlıklar da, Euro 7, pahalı mı, karmaşık mı, çevre için verimsiz mi, dekarbonizasyona yardımcı mı, diğer küresel standartlardan daha fazla katı mı, endüstrinin rekabet gücü için kötü mü ve gerçekçi olmayan zamanlamalar mı…
Hava kirliliğinin azaltılması konusunda çok ciddi ilerleme kaydedilmesini sağlayan güncel emisyon değerlerinin ardından Euro 7'nin aslında çok daha büyük bir etki yaratması pek beklenmiyor.
Bu karmaşık ve maliyetli reforma hazırlık süresi, mühendislik açısından gerçekçi olmayan zaman çizelgeleri içerdiği söyleniyor. Euro 7 teklifiyle belirli araç modellerinin ve segmentlerinin artık AB'de üretilemeyeceğini, gelecek zamlarla araç yenilemelerin azalacağını ve eski nesil araçların daha uzun kullanılacağını, hatta “içten yanmalı motorlu araçları etkili bir şekilde yasaklama hedefine ulaşmak için gereken önemli yatırımları başka yöne çekerek” endüstrinin yeşil geçişinde ilerlemeyi riske atacağını da düşündürüyor…
Şu anda gerçekleşen elektrifikasyonla birlikte Euro 6/VI seviyesi, nitrojen oksit NOx emisyonlarını 2020'ye kıyasla 2035'e kadar yüzde 80 gibi devasa bir oranda azaltabiliyor. Buna karşılık, Euro 7 kapsamında NOx yüzde 2 ila 4 oranında azaltılabilecekmiş…
2024'ün sonundan önce Euro 7’nin kabul edilmesi pek olası olmasa da; yeni düzenlemelere uyum için sektöre yeterli olmayan sadece birkaç ay bırakılıyor… Tüm içten yanmalı motorlu ve elektrikli araç modellerini ve varyantlarını geliştirmek, tasarlamak, test etmek ve tip onayı için yeterli hazırlık süresinin en az üç yıllık hazırlık süresi gerekli!.. Tip onayı yetkilileri da, onay taleplerinde beklenen artışı karşılayabilecek kapasiteye sahip olmayacaktır…
Artık siyasiler bile, Euro 7 zamanlamasının aceleye getirilmiş olduğuna ve çevresel açıdan yararlı bile olmadığına, sektörü elektrikli araçlara geçişini yavaşlatacağına inanmaya başladı.