Ethos Asset Management, ABD merkezli ve küresel ölçekte faaliyet gösteren bir proje finansmanı şirketi.
Carlos Santos tarafından 2012 yılında Portekiz’de temelleri atılan ve 2018 yılında Kuzey, Orta ve Güney Amerika pazarlarına giriş yaparak resmi olarak faaliyetlerine başlayan Ethos, şu anda 72 ülkede yatırımları ve San Diego, Washington DC, Brezilya, Lizbon, Güney Afrika ve Türkiye’deki operasyonel ofisleri ile faaliyet gösteriyor.
Klasik finansman, kriz finansmanı ve hayırseverlik finansmanı olmak üzere üç ana finansman modeliyle altyapı, enerji, çevre, tarımsal ticaret, üretim ve BT gibi sektörlerdeki projeleri finanse eden şirket, yatırım endüstrisinde “karlılık ve değer odaklı” yeni bir kültürün ruhunu temsil etmek üzere yola çıkmış.
Fon şirketi veya banka işlevi olmayan Ethos, tamamen kendi fonları ile yatırım yapıyor. Aracılık hesapları yoluyla menkul kıymet alım satım faaliyetlerinden kâr elde ederken, reel ekonomik dünyadaki projelere borç şeklinde yatırım yaparak portföyünü çeşitlendiriyor.
Girişimlerini geliştirmeye ihtiyaç duyan firmalara fon sağlayan Ethos, aslında finansal sistemdeki değişim taleplerini karşılamaya odaklanıyor. 10- 49 milyon dolar arasındaki projeler ile 50 milyon doların üzerindeki projeler olmak üzere yatırımlarını iki kategoriye ayıran şirket, finansal garantilerle yatırımlarını güvence altına alırken, iş ortaklarıyla karşılıklı kazanca dayalı bir ilişki kuruyor.
Ethos Kurucusu ve CEO’su ekonomist Carlos Santos’un ifade ettiği gibi, şirket, “kazan-kaybet paradigması yerine, proje destekçilerinin ve yatırımcıların karı maksimize edebilecekleri bir kazan- kazan modeli” öneriyor.
2021’den bugüne Türkiye’de tekstil, otomotiv, bilişim, yapay zekâ, turizm sektörlerindeki projelere toplam 76 milyon dolar yatırım yapan Ethos, 2024’e kadar 250 milyon dolar, 2024 yılı sonuna kadar da 516 milyon dolar finansal destek sağlamayı hedefliyor. Akademik çalışmaları nedeniyle uluslararası alanda pek çok ödüle değer bulunan Ethos Kurucusu ve CEO’su ekonomist Carlos Santos ile Türkiye pazarındaki hedeflerini konuştuk.
“Türkiye’yi bölgesel ve küresel ekonomi için cazip bir finansman merkezi olarak görüyoruz. Türkiye, dünyanın en hızlı gelişen ülkelerinden biri ve Ethos için son derece önemli bir coğrafyada yer alıyor. En önemli hedefimiz bütün iş ortaklarımızla ‘kazan-kazan’ ilkesine dayalı olarak iş birliğini geliştirirken, aynı zamanda Türk ekonomisine desteğimizi artırmak. 2021 yılında Türkiye’ye geldiğimizde, ortam oldukça farklıydı. Finans sisteminiz çok güçlü ve gelişmiş bir düzeyde. 2022 yılından itibaren bazı sınırlamalar gelmiş olsa da, Türkiye dünyanın geri kalanına ulaşmak için çok önemli bir finansal platform sunuyor. Özellikle de bizim için çok önemli olan Orta Asya ve Afrika pazarları için. Öte yandan, piyasada likiditenin azaldığı bir dönemde proje finansmanı talebinde artış yaşanıyor. Biz de kendimizi güçlendirmeye devam ediyoruz. Operasyonumuzun teminatlandırma yöntemi, son derece avantajlı finansman koşullarının yaratılmasında çok kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak Türkiye dünya ticaretinde çok önemli bir yerde ve orta vadede ekonomik sorunların çözüleceğine şüphem yok.”
“Türkiye çok büyük potansiyeller sunan bir ülke; fakat bu potansiyelleri doğru algılamak için, yerel bir oyuncu olmanız gerekiyor. Türkiye’ye, insanlarına ve topluluklarına yatırım yapmak, bölgede yeni uzun vadeli ortaklıklar yaratmak için temel kriter. Öte yandan 2022 yılında dünyanın en iyi borsa performansını Türkiye’nin gerçekleştirdiğini de ifade etmek isterim.. Sonuçta her ülkenin zorlukları var; ama bir yatırımcının bir ülkeye yatırım yaparken baktığı en önemli kriter siyasi istikrardır. Ethos olarak 2021’den bugüne Türkiye’de tekstil, otomotiv, bilişim, yapay zekâ, turizm sektörlerindeki projelere toplam 76 milyon dolar yatırım yaptık. Hedefimiz 2024’e kadar 250 milyon dolar, 2024 yılı sonuna kadar da 516 milyon dolar finansal destek sağlamak. Türkiye’de güneş başta olmak üzere, enerji projelerinin çok hızlı bir şekilde geliştiğini görüyoruz. Aynı durum elektrik otomobiller için de geçerli.”
“Günümüzün en büyük zorluklarının başında insan kaynaklarını yönetmek geliyor. Covid-19, yeni neslin zihniyetini tamamen değiştirdi. Ofiste çalışmak, çok para kazanmak istemiyorlar; deneyim istiyorlar. Onları kaybetmemek için ne isterlerse vermek zorundayız ve bu artık para değil. Ben, onlarla konuşmayı ve anlaşmayı başarmamız gerektiğini düşünüyorum. Onlara anlatmamız gereken en önemli konu; kendi istekleri ve sorumlulukları arasında bir ayrım yapmaları. İsteklerinden ve sorumluluklarından ne kadar ödün vermeye hazır olduklarını anlamaları gerekiyor. Ethos’ta insan bizim için çok değerli. Hepimiz iyi çalışırsak, işimiz başarılı olur. Bu nedenle, hiç kimsenin diğerinden daha önemli olmadığı bir kültüre sahibiz.”
“Ethos olarak, yatırım yaptığımız tüm projelerde, ÇSY (Çevre, Sosyal, Yönetişim) kriterlerini dikkate alıyoruz. Etkili projelerin sadece kar odaklı olmadığına, aynı zamanda amaç ve fayda odaklı olduğuna inanıyoruz. Şirket sahipleri için kârı maksimize eden hissedar kapitalizminin yerini, yalnızca kâra odaklanmak yerine çalışanların, müşterilerinin, yerel topluluklarının, yani paydaşlarının çıkarlarını koruyan paydaş kapitalizmi almaya başlıyor. Şirketlerin de bu değerleri benimsemesi çok önemli. Fakat bu noktada en önemli konu, geçiş sürecini doğru yönetmek. Akademi, ‘Değişmek zorundayız, çünkü bu şart’ derken, iş ve finans dünyası, ‘Neden?’ diye soruyor. Değişimi gerektirecek somut kanıt istiyor. Öte yandan dünyanın bazı bölgelerinde konut, gıda, sağlık erişimi olmadan yaşam mücadelesi veren insanlara da bu dönüşümü anlatabilmek lazım. Örneğin; ‘Madende çalışmaktan vazgeç’ derken, aynı zamanda bu insanların hayatlarını sürdürmelerini sağlayacak çözümleri de sunmak gerekiyor. Dönüşüm şart ama herkesi kapsayan bir dönüşüm gerçekleştirmek için doğru bilgiyi ve fırsatı vermek çok önemli. Biz de, doğru altyapı, yenilenebilir enerji projelerini destekleyerek bu dönüşümü kolaylaştırmaya çalışıyoruz.
“Bundan beş sene önce biri gelip, ‘Tüm dünya evlere kapanacak ve iki sene boyunca kimse evden çıkmayacak” deseydi, ‘Bu durumda dünya çöker’ derdik. Fakat öyle olmadı. Evet hayatımız tamamen değişti, ama bu süreci yönettik. Daha önce de salgınlar yaşandı, Dünya Savaşları yaşandı, hepsini aştık. Bu krizleri de aşarız. İyimserlik demeyelim ama, ben işin olumlu tarafına bakıyorum. Finansal ticaret tarafında, kriz zamanlarındaki istikrarsızlık ortamı, doğru yönetirseniz kar anlamına gelebilir. Proje finansmanı tarafında ise, krizlerin geçici olduğunu, 50 yıl sürmediğini unutmamak gerek. Proje finansmanı, uzun vadeli bir finansmandır; dolayısıyla yaşanan zorlu dönemlerle mücadele etmeyi bilmemiz gerekiyor.”