NİHAT DÜZGÜN
GAZİANTEP NOTLARI
Gaziantep’te son dönemde belediyelerle esnaf ve iş dünyası temsilcileri arasında başlayan “Kent Lokantası” polemiği gündemimizi meşgul etmeyi sürdürüyor.
Taraflardan peşi sıra açıklamalar geliyor… Belediyeler, “Halk istiyor, biz yapıyoruz” hizmet düşüncesiyle açtıkları lokantaları savunurken, oda ve birlik başkanları, “Peki, esnaf ne olacak?” diyerek yaşanan rahatsızlığı gündemde tutuyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile başlayan, vatandaşın uygun fiyatlarla ya da hepten ücretsiz yararlandığı “Kent Lokantası” modelini, AK Partili Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve CHP’li Şehitkamil İlçe Belediye Başkanı Umut Yılmaz da hayata geçirdi. Amaç; dar gelirlinin, yoksulun, öğrencinin, emeklinin, işçinin karnını doyurmasına imkan sağlamak, halka dokunmak ve biraz da rakip belediyeden geri kalmamak! Buraya kadar olan kısmı güzel… Peki ya esnaf? İşte bu işin can sıkıcı olan tarafı… Esnaf bu durumdan mustarip!
Kim bilir?
Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon sonrası artan fiyatlar nedeniyle zaten müşterisinin büyük bölümünü kaybeden esnaf, şimdilerde kara kara Kent Lokantaları ile nasıl rekabet edeceğini düşünüyor. Konuyu Gaziantep’te ilk olarak, Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım düzenlediği basın toplantısında “Sizler iyi niyetle vatandaşa destek olmak adına belediye bütçeleriyle ucuz fiyata yemek satıp, zararınızı da ‘kamu zararı’ yazıp, yine vatandaşa ödetebiliyorsunuz. Peki, sizinle rekabet etmek durumunda kalan esnaf zararını nereye yazacak? Ardından Gaziantep Esnaf Odaları Birliği Başkanı İsmet Özcan da sosyal medya platformlarında benzer ifadelerle duruma tepki gösterdi.
Şimdi bu konuya nereden bakmalı? Siyasetçi, vatandaş, esnaf… Bence her yönüyle bakmalı. Her ne kadar alan memnun, satan memnunmuş gibi görünse de bu işin bir tek kaybedeni bulunuyor. Bu işin alamayan-satamayan ve hiç de hoşnut olmayan tarafı… Esnaf. Evet… Vatandaşın alım gücü düştü ve desteğe ihtiyacı var.
Peki, çözüm bu şekilde mi olmalı? Bu uygulama, kısa vadede vatandaşın işine yarayabilir, yükünü hafifl etebilir. Belediyeler de halka hizmet götürmenin hazzını yaşayabilir. Ancak uzun vadede esnaf açısından bakıldığında sonuçlarını kestirmek güç değil. Sorun yalnızca Gaziantep’in meselesi de değil üstelik.
Gazetemiz EKONOMİ, konuyu yakından takip ediyor. Başka kentlerimizden bu konuda yükselen sesleri kamuoyunun bilgisine sunuyor. Sonuç olarak; bir başka yol bulunmalı… Bir tarafı yaparken, diğer tarafı yıkmamak adına bir araya gelinmeli, yeni ve etkin çözüm yolları bulunmalı. Herkesin kazandığı ve memnun olduğu bir yol ortak akıl oluşturulmalı. Örneğin esnafı da içine alacak işbirliği imkanları yaratılabilir. Belediyeler, bu hizmetleri için tedariklerini işletmelerden, esnaftan sağlayabilir. Yemek yerine, yemek kartları dağıtabilir. Çözüm konuları için öncelikle bir diyalog ortamı sağlanmalıdır. Kamu adına yerel yönetimler öncü olmalı, esnafı ve temsilcilerini dinlemelidir.
Aksi takdirde, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım’ın da ifade ettiği gibi eşit olmayan rekabete yenik düşen esnaf kaybedebilir. Demedi demeyin!