Orta Doğudurulacak gibi değil; Bölgedeki karışıklık, sürekli değişen "ittifaklardan" geliyor.
Türkiye ile Mısır arasındaki "bir dargın, bir barışık" ilişkiler, bunun en iyi örneklerinden. Sisi'ye "darbeci-katil" yakıştırmalarını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır'ı ziyareti, Ankara'nın tüm Orta Doğu politikasını "sil başkan" Mısır'la uyumlu hale getirme çabaları malum.
Mısır'da Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Sisi'nin darbe yapıp, Müslüman Kardeşler yönetimini yıktığı dönemde Mısır ordusunun Kahire'nin en büyük meydanlarında gösteri yapan insanlara açtığı ateş, ölen siviller, "eski zamanların" konusu oldu artı. Oysa ölen o siviller arasında olan, Müslüman Kardeşler grubunun etkin isimlerinden Muhammed El Biltaci'nin kızı Esma da vardı. Biltaci'nin ölen kızına yazdığı duygu dolu mektup Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı bir canlı yayında okunduğunda, Erdoğan'ın döktüğü gözyaşları da hala hatıralarda. Şimdi o mektubun yazarı, Muhammed El Biltaci, ülkesinde ikinci kez idam cezasına çarptırıldı. Cezalar kesin, Biltaci'nın infaz edilmesi artık sadece zaman meselesi. Ankara'dan ise, Mısır'la olan "bahar havasının" bozulmak istenmemesinden olsa gerek, hiç ses yok. Ne de olsa, Ortadoğu "değişen ittifaklar" bölgesi...
BİDEN'DAN GAZZE'YE "PORTATİF LİMAN" ÇIKIŞI
Orta Doğu'da değişen dengelerin bir örneğini de İsrail-ABD ilişkilerinde gözlemek mümkün. İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonuna tüm gücüyle destek veren, bu uğurda BM'deki oylamalarda tek başına kalmayı bile göze alan Washington yönetimi, "tavır değiştirmeye" çalışıyor. Yaklaşan seçimler öncesinde Gazze'den gelen korkunç görüntüler, sivillere atılan bombalar, Filistinliler'in açlıkla sınanması, artık ABD'deki Demokrat Biden yönetiminin bile "kaldırabileceği" düzeyi aşmış durumda. Kasım ayında ABD'de yapılacak başkanlık seçimlerinde bizzat kendi seçmeninden "kırmızı kart" geleceğini sezen Biden yönetimi, en azından açlık meselesine karşı "mücadele edermiş gibi" davranıyor bugünlerde. Biden yönetimi bir yandan Gazze'ye denizden yardım ulaştırılması için kıyıda "portatif bir liman" oluşturulacağını açıklarken, diğer yandan da en azından Ramazan ayında İsrail operasyonunun durmasını sağlamak için tüm gücüyle müzakereye devam ediyor.
CIA Başkanı Burns'ün geçen hafta içinde ateşkesi sağlamak için Kahire'ye ve Katar'a gittiği bilgisi Amerikan basınına sızdı. İşin ilginci, MİT Başkanı Kalın'ın da geçen hafta, CIA Başkanı ile görüşmek için Washington'da olmasıydı. Türk istihbarat şefi görüşme için ABD'ye giderken, Amerikan İstihbarat şefinin rotasını Orta Doğu'ya kırması ilginç. Türkiye'nin bölgedeki kritik müzakerelerden ne kadar dışlandığının da bir kanıtı olarak görülebilir bu program karmaşası aslında.
İRAN'A DİKKAT !
Biden'ın "Gazze'ye insani yardım için geçici liman" kurulacağını açıkladığı "Birliğin Durumu" konuşmasında dış politikada değindiği iki konu daha oldu; Biri Rusya'nın Ukrayna'da durdurulmazsa savaşı bölgedeki diğer ülkelere de yayacağı iddiası, ikincisi ise "İran'ın yayılmacılığının durdurulması" çağrısı. İlginçtir; Biden'ın konuşmasında Ukrayna çağrısı yaptığı saatlerde, Ankara da Ukrayna Lideri Zelensky'nin Türkiye'ye geleceğini açıkladı. Belli ki Ankara ile Washington arasındaki İsveç'in NATO üyeliği / F-16 satışı ile başlayan yakınlaşma, bölgeye de bir şekilde iş birliği olarak yansıyacak.
Biden'ın bahsettiği "İran tehdidi" konusunda ise Ankara -şimdilik- sessiz. Washington ile yakınlaşma uğruna, Tahran- Ankara dengesinin bozulması olasılığının ise, Türkiye açısından Orta Doğu'ya ilişkin en büyük "kabus senaryosu" olduğu unutulmamalı.