2024'ün sürprizini CHP yapar mı?

Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Oksijen gazetesi The Economist dergisinin The World Ahead 2024 başlığıyla yayınlanan yıllık sayısını Türkçe olarak yayınladı 2024’e girerken. Bu yayının 84.sayfasında yer alan ‘2024 yılında Türkiye’ bölümünde aynen şöyle deniyor: “Arka arkaya üçüncü cumhurbaşkanlığı dönemine giren Recep Tayyip Erdoğan, üç başbakanlık döneminden sonra, giderek otokratikleşen ve öngörülemez hale gelen bir hükümete başkanlık edecek. Mart 2024’de yapılacak yerel seçimler,özellikle muhalefetin kalesi olan en büyük şehir İstanbul’da Erdoğan’ın popülaritesini test edecek.“ 

Erdoğan’ın popülaritesi yetmedi

The Economist’in öngördüğü gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın popülaritesi İstanbul’da test edildi, çok güvendiği Murat Kurum İstanbul’da seçimi kaybetti.  Sayın Erdoğan’ın yerel seçimler öncesinde kendi adına ve popülaritesine güvenerek Türkiye’nin büyük bir bölümünü dolaşması da fazla işe yaramadı, ülke çapında beklenmedik bir zafer kazanan CHP Türkiye haritasını kırmızıya boyadı. Ak Parti’nin birçok kalesi düştü.

Benim yaşımda olanlar, 1989 Nisan’ında yapılan yerel seçimlerde Özal’ın Anavatan Partisi’nin adayı olan Bedrettin Dalan’ın İstanbul seçimini kaybetmesi üzerine ANAP’ın düşüş sürecinin başladığını hatırlayabilir. ANAP bu yenilgiden sonra bir daha toparlanamadı.             

“Türkiye’de Tek bir iktidar var o da benim” diyor Erdoğan

Ak Parti İstanbul’da ve Türkiye’nin birçok ilinde devletin bütün olanaklarını kullandığı halde seçimi kazanamazken CHP daha önce hiç seçim kazanamamış olduğu illerde bile seçimi kazanınca, dipten gelen bir dalganın Sayın Erdoğan’ın AKP’nin 22 yıllık iktidar saltanatını bozma ihtimali ortaya çıktı.

CHP’nin yeni lideri Özgür Özel bir erken seçimin gündeme gelebileceğini ifade edince Sayın Erdoğan daha fazla dayanamadı ve AK Parti Grup toplantısında “siyasetçinin milletin iradesini küçümseme,yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur”, dedikten sonra şunları söyledi: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Adeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar var. 81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir.”

Sayın Cumhurbaşkanı’nın mesajı gayet net, kendi siyasi hedeflerine varmak için enflasyon çıkmazına sürüklediği ekonomide yaşananların toplumun ahlakını nasıl bozduğu ve halkı isyan etme noktasına getirdiği ortadayken onun tek derdi var, iktidarını korumak. Türkiye’nin milli gelirinin %73’ünü üreten illerin bu kez CHP’ye oy vermiş olması, AKP’nin birçok yerde hezimete uğramış olması hiç önemli değil onun için. Kendi kişisel tercihleriyle Türkiye’yi çok boyutlu  bir ekonomik krize sürüklemiş olan ve halkın geniş bir kesimini yoksulluğa mahkum eden kişinin şimdi sanki hiçbir şey olmamış gibi “ben buradayım, yola devam ediyorum mesajı” vermesi kişiliğini ele veriyor.                               

Türkiye maceraya sürüklenir mi?

Ortadoğu’nun fana halde karıştığı bir ortamda, 22 yıllık AKP iktidarından bıktığını oylarıyla ortaya koyan seçmenlerin umutları umarız tehlike sinyali  olarak algılanmaz ve iktidar halkın dikkatini başka yöne çekmek için sınır ötesi bir maceranın içine sürüklemez Türkiye’yi. Tek Adam rejimlerinin azgınlaştığı ortamlarda bu tür risklerin büyüdüğünü biliyoruz. 

Öte yandan, yıllar sonra Türkiye’nin en yüksek oy alan partisi haline gelmeyi başarmış olan CHP’nin de bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. CHP’nin bu süreçte iyi bir takım oyunu oynayabilmesi, savunduğu ilkelere sahip çıkarak ekonominin ve toplumun sorunlarına gerçekçi çözümler önermesi büyük önem taşıyor. 2024’de The Economist’i şaşırtacak hamleyi de CHP yapabilir belki de.   

     

Tüm yazılarını göster