Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk yılını da tamamladık. Cumhuriyetten söz açılınca demokrasi, eşitlik, özgürlük, hukuk, adalet, ekonomik ve sosyal kalkınma, aydınlanma, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ilk başta sözü edilen kavramlar olur. Yıl dönümleri kutlamaların yanı sıra bir envanter çıkarma, geçmişin hesabını değerlendirmesini yapma vesilesi de olmalı.
Cumhuriyet deyince ilk akla gelen kavramlar ışığında bir envanter çıkaracak olursak şu sonuçları dikkate almak durumundayız.
- Demokrasi
Bu konuda dünyada nerede olduğunuzu görmek için Economist Intelligence Unit’in (EIU) Demokrasi Endeksi’ne ve Dünya Adalet Projesi’nin (WJP) Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne bakabiliriz.
167 ülkeyi kapsayan Demokrasi Endeksi’ne göre Türkiye 2023 yılı itibarıyla dünyada 102. sırada yer alıyor. Bu endekste 10 üzerinden 8-10 arası tam demokrasi, 6-8 arası kusurlu demokrasi sayılıyor. Endekste 4-6 arası hibrid rejim olarak yani demokrasi ile otoriter rejim arasında ikisini karması bir sistem şeklinde tanımlanıyor. 4’ün altı ise otoriter rejim olarak sınıflandırılıyor. Türkiye’nin 2023 Demokrasi Endeksi puanı 4.33 ile hibrid rejim grubunun en alt sıralarında yani otoriter rejim sınırına komşu bir noktada. Türkiye bu sıralamada Uganda, Gambiya, Kenya, Liberya gibi Afrika ülkelerinin, Guatemala, Honduras, El Salvador gibi Latin Amerika ülkelerinin gerisinde yer alıyor.
Türkiye EIU Demokrasi Endeksi’nde 2006 yılında 5,7 puan ile 88. sırada yer alıyordu. Gezi olaylarının yaşandığı 2013 yılından itibaren Türkiye’nin puanı ve sıralamadaki yeri aşağılara düşmeye başlıyor ve 2018’de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle irtifa kaybı iyice hızlanıyor.
WJP Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde de durum farklı değil. 2012-13 endeksine 54. Sırada yer alan Türkiye’nin düşüşü bir darbe girişimine sahne olan 2015 yılında hızlanıyor. 2018 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle daha da belirginleşen düşüş sonucu Türkiye 2024’te 142 ülke içinde 117. sıraya kadar düştü.
- Şeffaflık
Bu konuda uluslararası şeffaflık girişiminin Yolsuzluk Endeksi’ne başvurabiliriz. 2023 yılı verilerine göre Türkiye, 180 ülke içinde 115’inci sırada yani dünyanın yolsuzluğa en fazla batmış ülkeler grubu içinde yer alıyor. Türkiye yolsuzluk endeksinde de son yıllarda irtifa kaybediyor. 2012’de Türkiye 56. sırada yer alıyordu. Burada da 2015 ve 2018 yıllarının ardından düşüşte hızlanmalar gerçekleşiyor.
- Ekonomik büyüme
Türkiye’nin dünyadaki yerini IMF’nin Dünya Ekonomik Görünümü raporundaki veriler üzerinden değerlendirebiliriz. 2000’de dünyanın 21. büyük ekonomisi olan Türkiye, 2023’te 18. sırada yer aldı. 2013’te 16. Sıraya kadar yükselen Türkiye 2015’ten sonra burada da irtifa kaybetti.
Türkiye’nin kişi başına gelirdeki yeri ekonomik büyüklüğüne göre oldukça aşağı sıralarda. 1980’de 54. sırada, 1990’da 48. sırada yer alan Türkiye, 2023 yılı itibarıyla 72. sırada bulunuyor.
- Gelir adaleti
Bozuk gelir dağılımı ve yoksulluk, her zaman en önemli sosyal sorunlar arasında yer aldı. Son dönem izlenen ekonomi politikaları durumu daha da kötüleştirdi. Gelir eşitsizliğini ölçen Gini katsayısı 2023’te 4,2’ye yükseldi. En zengin yüzde 10 ile en yoksul yüzde 10 arasındaki uçurum 14,5’e çıktı. Türkiye, OECD içinde Şili ve Kostarika’dan sonra gelir dağılımı en bozuk ülke durumunda. Toplumun yüzde 41,5’i iki günde bir et yemeye, yüzde 59,6’sı bir hafta evden uzakta tatil yapmaya, yüzde 20,4’ü soğukta evini ısıtmaya, yüzde 65,4’ü yıpranmış mobilyalarını değiştirmeye güç yetiremiyor.
- Kadınlar
Cinsiyet eşitsizliği de en önde gelen toplumsal eşitsizlik alanlarından birisi olmaya devam ediyor. OECD’nin Sosyal Kurumlar ve Toplumsal Cinsiyet Endeksi’ne göre Türkiye, OECD üyeleri arasında cinsiyet eşitsizliğinde en kötü durumdaki 4 ülkeden birisi. Üstelik bu endeks hesaplamasında ağırlıklı olarak kağıt üzerindeki düzenlemeler esas alınıyor. Fiili durum bu endeksin yansıttığından daha kötü olduğunu her gün karşımıza çıkan olaylar ve haberlerden biliyoruz.
Kadınları ekonomik hayatın dışında tutan düzen, eşitsizliği güçlendiren bir faktör. Çalışma çağındaki kadınların sadece yüzde 31,3’ü istihdamda. Bunların da ciddi bir bölümü ağırlıklı olarak tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlar. Bunları hariç tutarsak kadınların sadece yüzde 26,1’i gelir elde ettikleri bir işte çalışıyorlar. Yükseköğrenim mezunu kadınların bile yüzde 40,7’si istihdam dışında.
- Gençler
OECD’nin 2019 verilerine göre 18-24 yaş grubundaki genç kadınların yüzde 43’ü erkeklerin yüzde 23’ü ne eğitimde ne işte. Türkiye bu açıdan OECD’nin en kötü ülkesi. TÜİK’in 2023 verilerine göre; 15-24 yaş grubunda ne eğitimde ne işte olan gençlerin oranı 22,5. Gençler arasındaki işsizlik oranı da yüzde 17,4 ile genel ortalamanın yaklaşık iki katı.
Giderek daha fazla ticarileşen ve bilimsellikten uzaklaşan eğitim, gençleri umutsuzluğa sürükleyen bir faktör. OECD’nin lise çağındaki gençler arasında yaptığı PISA testi araştırmasına göre Türkiye OECD içinde en alt sıralarda yer alıyor. Yükseköğrenime giriş sınavlarında ortaya çıkan sonuçlar da durumun ne kadar vahim olduğunu her yıl tekrar tekrar gösteriyor.
Gelecek kaygısı ve özgürlük arayışı imkânı olan gençleri başka ülkelere göç etmeye teşvik ediyor. Türkiye her yıl artan bir beyin göçü ile karşı karşıya.
Öte yanda niteliksiz eğitim, işsizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı, gençler arasında uyuşturucu ve çeteleşmeyi körüklüyor. Bu giderek büyüyen bir toplumsal sorun olarak öne çıkıyor.
Cumhuriyeti kutlarken bu gerçekleri de unutmamak gerekiyor.