Entropi ile mücadele

Burak DALGIN Dünya Penceresi

Hayattaki en önemli kavramlardan biri entropi. Her kapalı sistemde düzensizliğin (kaosun) sürekli artacağının ve neticede çöküşün kaçınılmaz olduğunun sembolü. Peki, bu evrensel fizik yasasından şirketlerimiz nasıl ilham alabilir?

Termodinamiğin ikinci kanunu dünyadaki her şeyin minimum enerji ve maksimum düzensizlik haline doğru gittiğini söylüyor. ‘Kaos eğilimi’ diyebileceğimiz entropi ne olursa olsun azalmıyor. Bu yüzden yıkmak yapmaktan çok daha kolay, bozulma/ çürüme kaçınılmaz, ölüm mukadder.

Bu kavramlar iş hayatı için de geçerli. Bundan beş yıl önce Habertürk’te çıkan bir haber için ‘internetteki açık kaynaklar, gazete röportajları, web siteleri, konuyla ilgili yazılan kitaplar ve blogları taranmış’ ve ülkemizde sadece 64 adet 100 yaşını aşan şirket bulunmuş (en genci 102, en yaşlısı ise 240 yaşındaymış). Mukayese için, ülkemizde geçen yıl 140 bin şirket kurulduğunu hatırlayalım.

Peki, şirketlerimiz entropi ile mücadele için ne yapsınlar? Üç önerim var:

BİR: SİSTEMİNİZİ AÇIN

Yukarıda bahsettiğimiz kanun ‘kapalı sistemler’ için geçerli. Bu bana kapalı organizasyonlarda sıkça gözlediğimiz bazı hastalıkları hatırlatıyor. Mesela iş körlüğü; yani rutine kapılıp fırsat ve tehditleri görememek. Mesela ‘grup düşüncesi’ (groupthink); yani çalışma gruplarının yönetici/ çoğunluk eğilimi etrafında hızla kümelenmesi, farklı görüşleri olanların susması ve hatalı kararların alınması. Mesela kibir; yani firmanın her konuda doğruyu yaptığına emin olması ve yaşadıklarından ders çıkarmaması. Mesela dedikodunun yaygınlaşması; yani personelin işe yaramayan, hatta yıkıcı faaliyetlerle zamanını çarçur etmesi.

Tüm bunların şirketinizin ömrünü kısaltacağına şüphe yok. Öte yandan, sektörünüzle alakalı düzgün veri toplama, paydaşlarınızla görüş alışverişinde bulunma veya firmanıza taze yetenekler katma gibi adımlar bu sonucu ‘kaçınılmaz’ olmaktan çıkarır.

İKİ: EKİBİN ENERJİSİNİ YÜKSELTİN

Yukarıda ‘minimum enerji - maksimum düzensizlik’ halinden bahsetmiştik. O halde, kaosla mücadele için başka bir adım firmanızdaki enerjiyi yükseltmek. Elbette para ve zaman çok kıymetli kaynaklar – ancak bir şirketin başarısını belirleyen en önemli faktör çalışan enerjisi/ motivasyonu.

Şöyle söyleyeyim: iddialı, birbirine güvenen ve hedefe odaklı bir ekiple, şartlar ne olursa olsun, çok şey başarabilirsiniz. Bunun aksi özelliklere sahip bir çalışan grubuyla (ona artık ‘ekip’ denemez), çok cazip fırsatları dahi değerlendiremezsiniz.

ÜÇ: BİLGİYİ ETKİN KULLANIN

Bilgi ne işe yarar? Kısaca söylersek kısıtlı kaynakları en uygun şekilde değerlendirmemizi sağlar. Bir şeyin püf noktasını biliyorsak o işi daha kısa sürede, daha iyi bir sonuçla ve daha az enerji harcayarak yapabiliriz. Demek ki bilgiyi artırmak, kaosla mücadelenizde enerjiyi yükseltmekle aynı katkıyı yapabilir.

Sloganların aksine, maalesef pek çok firma bilgiyi hayata geçirmiyor. Bunun nedeni veriye/ bilgiye erişim olmaması değil, onunla icraat yapmamak. Bu köşede daha önce değindiğimiz gibi: veriler umduğunuz gibi çıkmazsa tahminlerinize, temennilerinize, tecrübelerinize mi güveneceksiniz, yoksa analizlerinize mi? Bilgiyi toplayıp sonra onu umursamazsak, eskilerin deyimiyle ‘kitap yüklü eşek’ haline düşebiliriz. Aman dikkat!

Entropiyi yenmek imkânsız ama doğru adımlar atıp onunla mücadele etmek mümkün.

Tüm yazılarını göster