Toplam varlıkları 90 Milyar Euro’yu aşan ve 2020 yılında 71,5 milyar Euro’luk satışa ulaşan Bosch, dünya çapındaki 400 bin çalışanıyla münferit bileşenlerden yazılım çözümlerine ve komple üretim tesislerine kadar endüstriyel teknolojileri tek bir kaynaktan tedarik eden, otomotivin ilk buluşundan bu yana en kapsamlı yan sanayicisi ve makine mühendisliği uzmanlığını bir havuzda toplayan yön göstericilerden biri.
Elektrikli el aletleri, bina teknolojileriyle güvenlik sistemleri, ev aletlerinden başka asıl otomotiv parçaları, mühendislik, elektronik, bulut bilişim ve IoT alanında, dünya lideri olan Bosch'un temel faaliyet alanları, artık mobilitenin donanım ve yazılımı, sürüş ve kontrol sistemlerinin endüstriyel teknolojisi ve enerji başlıklarında yoğunlaştı.
Kontrol ve güvenlik teknolojisini kompakt kablo konektörlerine entegre edebilmek için elektronik bileşenlerin boyutunu kontrol kutularında önceki uygulamalara oranla önemli ölçüde azaltarak, kontrol kutusu olmadan esnek şarj imkanı sunan entegre teknolojili dünyanın ilk elektrikli araç şarj kablosu gibi fikirlerden elektromobilite portföyünde otomotivin ihtiyacı olan her şeyi tedarik eden Bosch, bataryalı-elektriklilere ve yakıt hücreli güç aktarma mekanizmaları için çözümler sunarken, “bataryaları ve bataryaların nasıl üretilmesi gerektiğini avucumuzun içi gibi biliyoruz.” iddiasıyla batarya üretimi için fabrika ekipmanı sağlama işini başlattı. Hatta yakıt hücresi sisteminin oksijen kaynağını yöneten entegre güç elektroniğine sahip elektrikli hava kompresörleri gibi ilkleri bile OEM’lere sunuyor.
En büyük makine üreticisi olmasının yanında önde gelen bir IoT yani nesnelerin interneti konusunda da uzmanlaşan Alman Devinin Bilişim Çözümleri Başkanı Dr. Mathias Pillin ile asırlık ICE tekniğindeki parça tedarikçiliği işinin otomobilin elektromobilitiye doğru “EVrim”iyle nasıl değiştiğini konuştuk.
“Elektromobilitede başka hiçbir şirket Bosch kadar fazla seçenek sunmuyor!” iddiasındaki Bosch, karbondioksitsiz gelecek yönünde iklim dostu çözümleriyle 1 milyar Euro’dan fazla satış gerçekleştiriyor. Bosch’un eBike’tan inşaat makinelerine ve silisyum karbür çiplerden önceden entegre edilmiş e-aks modüllerine kadar geniş bir yelpazeye sahip ürünlerinden başka sürüş destek sistemlerindeki pazar liderliği, dünya genelindeki 129 Ar-Ge üssündeki 73 bin çalışanının 34 bininin yazılım mühendisi, 26 bin mobilite başlığında çalışan mühendis ve bunların da 8 bininin yeni nesil sürüş sistemleri üzerine çalışmasıyla gerçekleşiyor.
Dr. Pillin, “Diğerleri gibi hardware’den software’e yeni geçmiyoruz, Bosch zaten diğerlerinin ulaşmak istedikleri seviyede bir yazılım şirketi” diye hatırlatarak, 0’dan 3. seviyeye tüm otonom sürüş seviyelerinin dayanağı olan sürücü destek sistemlerinde de pazardan daha hızlı büyüyerek şu anda yüzde 40 ile pazar liderliklerini geliştirdiklerini anlatıyordu. En verimli elektrikli güç aktarım sistemi çözümlerine milyarlarca Euro yatırım yaparak, geleceği şekillendiren proaktif bir şirket olarak görülmeye de başlayan ve otomobil üreticilerine “hangi yöne gitmeleri” gerektiği konusunda da rehberlik eden Bosch’un son olarak alan kontrol üniteleri, sensörler, yapay zekayı da portföylerine eklemeleri, otonom sürüş için de hazır olduklarını gösteriyor. Tamamen sürücüsüz fonksiyonlar hakkında Almanya ve ABD'de standartların belirleyicisi görevinde de bulunan Bosch’un akıllı telefon komutuyla rezerve edilmiş yerine sürücüsüz giden “robotize otopark” projesi de şu anda gerçek anlamda işliyor.
Karayolu trafiğini daha güvenli hale getirebilme hedeflerinde; elektronik denge programından otomatik acil frene kadar öncü sistemleriyle kazasız sürüş iddialarını otomobil markalarıyla paylaşıyorlar. Akıllı teknolojilerin temelini oluşturan yenilikçi yazılımlarıyla, yerleşik elektronik ürünler ve otomobillerin bağlanacağı nesnelerin interneti dünyasında da çok sayıda patent alıyorlar.
Yani, güç aktarım performansı veya verimlilikten, yazılım değişimini aktif olarak şekillendiren Bosch, bileşenlerdeki yazılımın güncelleştirilmesi, yazılım entegrasyonu, bilgi-eğlence bilgisayarlarının bilgi işlem güçleri ve yazılım karmaşıklıklarının güvenliği, bağlanabilirlik gibi teknolojilerin sürdürülebilir mobiliteye giden yolu açmış durumda.
Mobilite Çözümleri’nde 2020 yılında 42,1 milyar Euro’luk satış hacmine ulaşan Bosch’un enjeksiyon teknolojisi ve güç aktarım mekanizmalarından çevre birimlerine, güç aktarım mekanizması elektrifikasyonuna, ESP gibi elektronik denge kontrol gibi araç güvenlik sistemleri, sürücü destek ve otomatik işlevler, kullanıcı dostu eğlendirici bilgilendirme sistemleri ve ayrıca araçtan araca ve araçtan altyapıya iletişim teknolojisine, tamir atölyesi konseptlerinden otomotiv satış sonrasına yönelik teknoloji ve servislere, yüzlerce başlıkta tedarik sunmasından başka Euro7’ye yönelik elektronik motor yönetimi, 48 voltluk bataryaların tam kapasiteli üretimi, sabit basınçlı dizel püskürtme teknolojisi gibi önemli otomotiv inovasyonlarını da sürdürüyor.
Sanayi 4.0 ve ağa bağlı mobilite için sensör teknolojisi, yazılım ve hizmet alanlarındaki tecrübesiyle kendi IoT bulutunu kullanarak müşterilerine ağa bağlı, farklı alanları bir arada bulunduran ve tek bir kaynaktan elde edilen çözümler sunabiliyor. Dr. Pillin, yapay zeka ile geliştirilmiş ürünler ile ağa bağlı yaşamı kolaylaştırma amaçları içinde örneğin elektrikli araç bataryasının optimum enerji sarfiyatı ve yönlendirmesiyle bir sonraki şarj istasyonuna ulaştırma yazılımlarını da markalara teslim ettiklerini, ilk “Otonom 4. Seviye”deki otomatik vale park programlarıyla şarj istasyonları önündeki kuyrukları da otonom olarak yönetmenin de yepyeni fikirleri arasında olduğunu ve ayrıca elektrikli otomobiller üzerindeki süper bilgisayarların yüksek enerji tüketimini de minimuma indirmeye çalıştıklarından bahşediyor.
Otonom 4. ve 5. seviyelere doğru sistemlerindeki data alışverişinden toplanan verilerle araçların kritik anlarda da hatasız ilerlemesini sağlayacak sürekli quantum sıçramaları gerektiren metodlarla iyileştirilen algoritmalarla tüm Bosch teknolojik fonksiyonlarının da, BMW, Mercedes, Audi gibi VW Grup markaları ve diğer birçok küresel üreticinin üzerinden “cloud”tan son kullanıcıya yönelik SOTA veya FOTA hizmetinde de olacaklarını belirten Dr. Pillin, asıl yoğunlaştıkları uğraşlarının hem araç hem de altyapı üzerinde etkileşim kuracak Car2X kapsamında “AI Center” yani sanal zeka merkezlerinin güvenlik açısından kritik önem taşıyan düzenle geliştirilmesi üzerine olduğunun altını çiziyordu.
Dr. Mathias Pillin, “Klasik otomotiv artık miadını doldurdu! Organizasyonumuzda çevik dönüşüm için yazılım kariyer yolları çizerek genç zekalara sorumluluk veriyor ve organizasyonumuzu tazeliyoruz… Otomotiv, çalıştırılabilir yaklaşımla ilerlerken, ağır adımlar atıyor gibi gözükse de, aslında geleceğin kendi başına giden araçlar mobilitesi için en güvenli sistemleri hızla gerçekleştiriyor.” diyerek söyleşimizi tamamlıyordu.