Enflasyonun düşüşünde "baz etkisi" dışında nedenler yok mu?

Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Rakamlarla enflasyon…

TÜİK Mayıs 2024 ayı enflasyon sonuçlarını önceki gün açıkladı. Buna göre:

1 aylık (Mayıs 2024) TÜFE artışı Yüzde 3.37

5 aylık (Ocak-Mayıs 2024)TÜFE artışı Yüzde 22.72

1 yıllık (Haziran 23-Mayıs 24) TÜFE artışı Yüzde 75.45

1 aylık (Mayıs 2024) ÜFE (üretici fiyat) artışı Yüzde 1.96

1 yıllık (Haziran 23-Mayıs 24) ÜFE artışı Yüzde 57.68

Harcama kalemleri itibariyle baktığımızda sonuçlar nasıl?... Yukarıdaki rakamların üzerinde gerçekleşen gerek aylık ve gerekse yıllık ortak harcama kalemleri neler?... 

Mayıs ayı enflasyonu yüzde 3.37 gerçekleştiği halde bunun üzerinde gerçekleşen harcama kalemleri şunlar:

Konut harcamaları Yüzde 7.08

Eğitim harcamaları Yüzde 5.63

Otel ve lokanta harcamaları Yüzde 5.52

Alkollü içecekler ve tütün harc. Yüzde 4.74

Mayıs ayı itibariyle son bir yıllık enflasyon yüzde 75.45 oranının üzerinde gerçekleşen yıllık harcama kalemleri ve oranları ise şöyle:

Eğitim harcamaları Yüzde 104.80

Konut harcamaları Yüzde   93.21

Otel ve lokanta harcamaları Yüzde   92.94

Alkollü içecekler ve tütün harc. Yüzde   86.48

Bu tabloyu niye hatırlatmak istedik?...

Dikkat edilecek olursa aylık ve yıllık TÜFE artışlarının üzerindeki harcama kalemleri gıda, benzin gibi harcamalar değil, hizmet sektörü ağırlıklı harcamalar.

Enflasyonla mücadelede yollar ve kısıtlar:

Aslında enflasyonu düşürmeyi sadece “baz etkisi” ile açıklamak mümkün değil. Gerçekten de enflasyonu tetikleyen ve düşüşünü zorlaştıran baz etkisi ve arz yetersizliği dışında başka nedenler de var. Dilerseniz bunları birkaç başlık altında sıralayalım.

1.Baz etkisi: Hükümet adına Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları, ekonomi çevrelerinin ve iş dünyasının beklentileri bu ay ile enflasyonun zirve yaptığı yönünde. Yani bu ay en yüksek rakamların olduğu ay. Bu aydan sonra enflasyon düşüşe geçecek. Bu düşüşte baz etkisi etkin olacak. Yani geçen yılın yaz aylarındaki enflasyon oranındaki artışın bu yıldan itibaren düşmeye başlaması ile enflasyon artış hızı düşecek. Yoksa enflasyon ortadan kaybolmayacak. Açıkçası “baz etkisi” bir otomatik stabilizatör gibi çalışacak. 

Evet baz etkisi önemli olacak ama yeterli olmayacak. Enflasyonun direncini yani düşmeme eğilimini etkileyen başka etkenler de var. 

2. Arz yetersizliği: Malum klasik bakış açısıyla enflasyonu veya fiyat artışını etkileyen iki önemli etken söz konusu. Birincisi talebin arzdan yüksek olması ise ikincisi de arzın ya da üretimin talebin gerisinde kalması. Bu realite özellikle gıda ve konut gibi harcama türlerinde çok geçerli. Yani gıda üretimi düşük olduğu için talebi karşılayamıyor ve dolayısıyla arz yetersizliği ortaya çıkıyor. 

Bu da bilinen bir gerçek. Ancak iki önemli etken daha var, enflasyonun düşmesini engelleyen… Bunlar da nispi fiyatlardaki bozulma ve tüketici davranışlarındaki değişme.

3. Nispi fiyatlardaki bozulma: Bu konu çok temel bir sorun olmakla beraber özellikle ekonomistlerin üzerinde durmadığı görülüyor. Neyi anlatmak istiyoruz? Hizmet sektöründeki fiyatların özellikle pandemi sonrası ve yeni dünya konjonktürüne bağlı olarak tümüyle bozulduğu anlaşılıyor. Hizmet sektöründeki fiyat artışlarının daha sert ve kesintisiz devam ettiği biliniyor. Açıkçası hizmet sektörü fiyatlarının direnci kırılmıyor. Örneğin pandemi öncesi bir hekim muayene ücreti diyelim ki 8 asgari ücrete eşit iken; pandemi sonrasında bu oran 4 katta kalıyor. Yani muayene ücreti sessiz sedasız artmış oluyor. Bu artış açıkçası nispi (relatif) ve düşürmesi zor. Dolayısıyla enflasyon artışındaki düşüşü kısıtlayan ya da zorlayan önemli nedenlerden biri bu nispi fiyatlardaki bozulma. Bunun çözümü daha zor ve uzun vadeli.

4. Tüketici davranışlarındaki değişim: Bu da dillendirilmeyen ama görünen bir başka gerçek. Artık iktisat öğretisinin teorileri çatırdıyor. İktisat teorisi, insanın rasyonel davrandığını çoktan terk etmiş görünüyor. Hane halkı ve bireyler harcamalarında daha rasyonel davranmıyor; aksine irrasyonel tavır sergiliyor. Bunun en güzel göstergesi de otel ve lokanta harcamaları ile alkollü içecek ve tütün harcamalarında izlenebiliyor. Özellikle pandemi sonrası ve Türkiye’nin de 2018 sonrası ekonomik koşullarındaki bozulmaya rağmen bu harcamalar düşmediği gibi artış sergiliyor. 

Sonuç itibariyle; enflasyonla mücadele çok yönlü ve çok uzun zaman isteyen bir konu. Ancak ülkenin ve insanlarımızın içinde bulunduğu durum bu mücadeleyi zorlaştırıyor. 

Tüm yazılarını göster