Enflasyonu düşürmek artık çok kolay!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Gol pası kıvamındaki soru şudur: “Faiz indikçe enflasyonun da ineceğini söylüyordunuz ve gerçekten de faiz düşürülünce enflasyon da geriledi, ne diyorsunuz?”

Gerçek soru ise şudur:

“Madem faiz indikçe enflasyon da iniyor, öyleyse enflasyonu daha da aşağı çekmek için faizi neden daha hızlı ve daha yüksek oranda düşürmüyorsunuz?"

Eğer faizi düşürerek enflasyonu aşağı çekmek mümkün olsaydı hiçbir ülkede enflasyon derdi kalmazdı.

Bırakalım başka ülkeleri, Türkiye’ye bakalım ve biraz hafızamızı yoklayalım.

2018’in ağustos ayı sonu... Yıllık TÜFE artışı yüzde 17.90 düzeyinde. Politika faizi yüzde 17.75, ortalama fonlama maliyeti de yüzde 18.30.

Yüzde 17.90’lık TÜFE artışı açıklandıktan sonra haftalık repo ihale faiz oranı 13 Eylül’deki Para Politikası Kurulu toplantısında yüzde 17.75’ten yüzde 24’e çıkarılıyor.

Eylül sonuna geliyoruz; yıllık TÜFE artışı yüzde 24.52’ye tırmanmış. Eylül ayındaki ortalama fonlama maliyeti de yüzde 21.88 olmuş.

Şimdi soralım:

“2018 yılında ağustostan eylüle geçişte yıllık TÜFE artışının yüzde 17.90’dan yüzde 24.52’ye çıkmasına politika faizinin yüzde 17.75’ten yüzde 24’e yükseltilmesi ya da ortalama faizin yüzde 18.30’dan yüzde 21.88’e çıkması mı yol açtı?”

Yanıt eğer “Evet” ise enflasyonun yükselmesine yol açacağı biline biline neden faiz artırımına gidildi?

Yanıt eğer “Hayır” ise bir başka soru gündeme geliyor:

“Enflasyon faiz artışından dolayı artmadıysa bu artışa yol açan ne?”

Bir soru daha:

“Enflasyon yükselme eğilimindeyken bunu frenlemek için faiz düşürüleceğine niye artırıldı”

2018’in son iki ayı... Politika faizi yüzde 24 olarak uygulanmaya devam ediliyor, yani görece çok yüksek. Politika faizinin yüzde 24 olduğu ekim ayı sonunda yüzde 25’i aşan yıllık TÜFE artışı kasım sonunda yüzde 22’ye, aralık sonunda yüzde 20’ye iniyor.

Faiz yüksek ama enflasyon düşüyor. Nasıl oluyor bu?

Aynı eğilim 2019’da da devam ediyor. Politika faizi yaklaşık sekiz ay (25 Temmuz’a kadar) aynı, yüzde 24. Ama 2018 sonunda yüzde 20 olan yıllık TÜFE temmuz sonunda 17’ye inmiş.

Daha temmuza gelmeden haziran ayında bile yıllık enflasyonun eylülde tek haneye ineceği belli. Matematik bunu söylüyor çünkü.

Enflasyonun düşeceği belli ya, faiz indirimine yükleniliyor ve Merkez Bankası’nın haftalık repo ihale faiz oranı aralık ayındaki son toplantıda yüzde 12’ye kadar çekiliyor.

Ama yine ilginç bir durum var. Geçen yılın son aylarında faiz sürekli aşağı giderken son iki ayda enflasyonun yeniden yükseldiği gözleniyor.

Keşke bu kadar kolay olsaydı...

Eğer Merkez Bankası’nın ya da bankaların faizi indirmesi enflasyonu aşağı çeken temel etken ise enflasyonla mücadele kavramının da tarihe karışması gerekir.

Niye bir dizi önlem almaya çalışılsın ki!

İndir faizi, düşsün enflasyon! Faizi indirmekle enflasyon aşağı çekilebiliyorsa bu yılın TÜFE artışına ilişkin tahmin neden yüzde 8.5 diye de düşünmek gerekir.

Faizin bu yıl daha da aşağı çekileceği ifade ediliyor, böylece enflasyonun daha da gerileyeceği belirtiliyor.

Madem öyle faiz indiriminde doz biraz artırılsa ne olur ki...

Bu yılın TÜFE artışının yüzde 8.50 yerine yüzde 5, hatta daha düşük olmasını kim istemez ki...

Tüm yazılarını göster