Dikkat ettiniz mi? Merkez Bankası, asıl görevi fiyat istikrarını sağlamak olmasına rağmen, yapabildiği tek şey; faizi talimat doğrultusunda indirmek ve bunu kutsal perşembeleri ilan etmek. Ha bir de makro ihtiyati tedbir adı altında bir takım kayda değmez kararlar açıklamak…
Hâlbuki TCMB Kuruluş Kanunu 4'ncü maddesi; “TCMB'nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka temel amacıyla çelişmedikçe ülkenin kalkınması için uygulanacak politikaları da desteklemeye çalışmaktadır” der bize. Özetle, enflasyondan daha önemli bir işin yok diyor kanun.
HEP O ŞARKI; “YÜZDE BEŞE KADAR…”
Gel gör ki bu görevini zaman içinde başka bir kuruma; TÜİK’e devretmiş bulunuyor. Öncelikle bağımsızlığını kaybetti ve faizi, siyasi otoritenin emir ve komutası doğrultusunda sadece tek yönde ve talimata bağlı olarak indirme görevine kilitlendi. Sonra da para basmaya yoğunlaştı.
İkide bir “yüzde 5 oluncaya dek enflasyonla mücadeleyi sürdüreceğim” diyeceğine bakmayın. En önemli politika aracı olan faiz silahını namlusunu liraya yönelik kullanabildiğinden bu nakaratı, piyasalarda ciddiye alınmaz hale geldi. Bir de PPK denen kurulu var ki o da evlere şenlik…
İKİ SORU İKİ CEVAP
Peki, TÜİK’e nasıl devredilir bu görev?
Tabiat boşluktan nefret eder. Ekonomi yönetimi de öyle. Merkez’in terk ettiği görevi biri üstlenecekti ve bu, Türkiye İstatistik Kurumu oldu. Zaten enflasyonu kendisi ölçmüyor muydu? O halde Merkez’in düşüremediği rakamı o düşürebilirdi. Tıpkı faizde olduğu gibi siyasetin sipariş edeceği rakamı, bir şekilde yönetebilecek politika (!) araçları elinde.
TÜKİ bu işi nasıl yapacak?
Çok basit; endeks marifetiyle… Zaten kendisinden siyaset; “yılbaşında düşecek” isteğini iletmişti. Yaklaşan seçim öncesi hükümete düşük enflasyon lazım ve bunu da ancak TÜİK üretebilir. İTO ve ENAG var ama onlar resmi değil. Yapılacak şudur; Yılbaşında hane halkı harcama anketlerini bahane eder, sepetin içeriğini ve ağırlığını değiştirirsin. Bir de endeksten mal kaçırma operasyonu ile sorun çıkaran malları endeksten kovalarsın; işte sana çekirdeği de ayıklanmış fıstık gibi düşük enflasyon.
NOT
ENFLASYON DÜŞÜRÜLÜR DE HAYAT PAHALILIĞI NE OLACAK?
Enflasyon, fiyat artış hızıdır. Baz etkisi, yaz etkisi, güz etkisi dersin, endeksi ayarlar, sepetteki fiyatı indirilemeyen malları kovalarsın, rakamı tek haneye dahi indirebilirsin. Bunun için gereken, söz dinleyen Guvernör gibi bir TÜİK yöneticisi bulmak…
Ancak hayat pahalılığı, farklı bir şeydir. Fiyatların, tırmandıkları o yüksek düzeyde ve pahalılık ikliminde takılıp kalmalarıdır. Misal %80’lik enflasyonda 100 liralık bir mal, 1 yıl sonra 180 lira olur ama enflasyonu %50’ye düşürdüğünde, 180 liralık malın bir sonraki yıl varacağı fiyat; 270 TL’dir.
Merkez’in zaten 2 kusuru vardı, 1-faizi arttıramıyor ve 2-dolar basamıyordu. Şimdi bunlara gerek kalmadı. TÜİK’in tek kusuru ise enflasyonu düşürebilmesine rağmen, hayat pahalılığına söz geçirememesi…