Enflasyonda yıl sonunu bırakın önce ağustosa bakın!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Son günlerde yoğun olarak yıl sonu enflasyonuna ilişkin tahminim soruluyor. Hemen söyleyeyim; yıl sonu için bir tahminim yok.            

Yarın ne olacağını, nasıl bir karar alınacağını bilmiyorum ki bir tahmin yürütebileyim.          

Örneğin akaryakıttaki ÖTV artışı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine verilen yetkinin kalanını kullanacak mı, ne ölçüde kullanacak ya da ne zaman kullanacak; kim biliyor ki?           

Örneğin Merkez Bankası politika faizini gıdım gıdım mı artıracak ve nereye kadar artıracak, yoksa burada kalınacak mı, bilen var mı?          

Örneğin dün de yazdığım gibi geçen yılın ağustosundan itibaren bu yılki seçimler gözetilerek baskı altında tutulan döviz, bu yıl da 2024 seçimleri gözetilerek baskı altına alınmaya mı çalışılacak, yoksa zaten çalışılıyor mu? Bu uygulama başarılı olursa başka bir enflasyon, başarılı olmazsa başka bir enflasyon bizi bekliyor demektir.           

Dolayısıyla 2023 sonu için enflasyonun ne olabileceğini tahmin etmek hiç de kolay değil.       

Ama şunu biliyoruz. Yılın ilk yedi ayındaki gerçekleşmeden sonra Merkez Bankası’nın makul bulunan yüzde 58’lik yıl sonu tahmininin tutması için beş aydaki toplam artışın yüzde 20.5’te kalması gerekiyor. Beş aylık yüzde 20.5 artış da, aylık ortalama artışın yüzde 3.8’i geçmemesiyle mümkün olacak.         

Şu aşamada en iyisi aylık yüzde 3.8’lük ortalamalara odaklanmak ve ay ay gitmek...         

İki temel etken; döviz ve akaryakıt

Herhangi bir dönemin fiyat değişimini tahmin etmek için öncelikle bakılması gereken belli; döviz kuru ve akaryakıt fiyatları.     

Döviz kuru elbette fiyat endeksinde yer almıyor ama tüm mal ve hizmet fiyatları için en temel girdi. En temel! İster doğrudan etkilesin, ister etkilemesin!       

Hem döviz kuru fiyatları fazla etkilemese ne olacak ki... Döviz kuruyla çok dolaylı ilişkisi olanlar için bile “Ama döviz arttı” gibi bir bahane oluşuyor sonuçta.      

Dövizin fiyatı belli ve “Sen yüksek olanı hesaba kattın, hayır sen şöyle yaptın” gibi bir tartışmaya da yer yok. Böyle de bir avantaj söz konusu.        

İkinci kalem, fiyat endeksinde de yer alan, hem de önemli bir ağırlıkla yer alan akaryakıt.             

Dövizdeki durum

Öncelikle enflasyon hesaplamasıyla ilgili bir gerçeğin altını çizmekte yarar var. Fiyatlar enflasyon hesaplamasında ay sonlarındaki düzeyleriyle değil, ay ortalamasındaki düzeyleriyle dikkate alınır. Dolayısıyla enflasyona etki edecek kalemleri de, yani doları da ay ortalamasındaki düzeyiyle dikkate almak gerekir.          

Dolarda geçen ay yaşanan o hızlı artış durdu. Dolar temmuz ayı ortalamasında hazirana göre yaklaşık yüzde 15 artış kaydetmişti. Dolar bugünden sonra ay sonuna kadar şimdiki düzeyinde kalırsa ağustos ortalamasında temmuz ortalamasına göre yüzde 2 artacak. Henüz ağustosun üçte birini geride bıraktık; kalan üçte ikilik bölümde muhtemelen bir miktar artış olacaktır ama temmuzdaki gibi yüzde 15 dolayında bir orana çıkılacağı da beklenmemektedir.    

Sonuç olarak ağustos ayı enflasyonuna dövizden gelecek etki, en azından şimdilik çok sınırlı olacaktır.    

Akaryakıtta neler oluyor neler!

Biraz önce enflasyonun ay sonu fiyatları dikkate alınarak hesaplanmadığını özellikle vurgulama gereği duydum. Buna en iyi örnek akaryakıt fiyatları. Çünkü akaryakıtta öyle bir fiyat tablosu oluştu ki, hesaplama yöntemine göre çok farklı sonuçlar çıkabilir.         

Bugün 10 Ağustos ve benzin fiyatı temmuz sonuyla hemen hemen aynı. Motorindeki artış yüzde 2 dolayında. LPG ise yüzde 14 zam görmüş.           

Ancak bu oranların enflasyon hesabında hiç önemi yok.

Önemli olan bu ay oluşacak ortalama ile geçen ayki ortalama.      

Bu ayın ortalamasını tabii ki bilemeyiz; yalnızca bugün geçerli olan fiyatın ay sonuna kadar değişmeyeceği varsayımıyla aylık ortalamayı tahmin edebiliriz.        

İşte böyle yaptığımızda karşımıza vahim sayılabilecek bir tablo çıkıyor.          

Altını çizerek belirtelim; 10 Ağustos’taki fiyatlar artış ya da düşüş yönünde hiç değişmeden ay sonuna kadar geçerli olursa ağustos ayının ortalama benzin fiyatı temmuza göre yüzde 18 artmış olacak.            

Aynı yöntemle motorinde yüzde 24, LPG’de ise yüzde 27 fiyat artışı yaşanacak.          

Temmuz ayında hazirana göre benzin yüzde 31, motorin yüzde 35, LPG yüzde 16 zam görmüştü.          

LPG zammı şimdiden temmuzdaki zamdan yüksek. Biraz daha gayret gösterirsek benzin ve motorinde de ağustos ayı zammında temmuzu yakalayacağız; biraz daha gayret!            

Tek başına yüzde 1 etki

Akaryakıtın TÜFE’de yüzde 5 dolayında bir ağırlığı var. Kesin bir oran veremiyorum; çünkü TÜİK bunu da açıklamıyor artık.         

Bu üç kalem üründeki zam oranını 2022 için bildiğimiz ağırlıklara (2022 toplamı da yüzde 5’ti) uyguladığımız zaman ağustos endeksine toplam yansıma yüzde 1.12’yi buluyor.          

Dolayısıyla akaryakıt zamları hiçbir yansımaları olmasa bile ağustosta fiyatların yüzde 1’in biraz üstünde artması sonucunu doğuracak.        

Kaldı ki akaryakıtın diğer mal ve hizmetlere etkisi olmaz mı; özellikle de motorin ve LPG’nin...     

Bu etkiyi en az iki ile hatta üç ile çarpmak gerekir.       

Bir de ayın kalan günlerinde yeni yeni zamlar gelirse, seyreyleyin ağustos oranını!          

Yüzde 5’i öpüp başımıza koyalım mı?     

Akaryakıtta durum belli. Fiyatların gerilemesi gibi bir sürpriz yaşanmazsa, ki yaşanacağını kimse beklemiyor, hatta tam tersinden kaygı duyuluyor; en az yüzde 2-3’lük bir TÜFE artışı cepte!        

Kur artarsa hem akaryakıta etki, hem diğer şekillerde yansımayla bu oran daha da yukarı gider.    

Bu yüzden de ağustos ayı artışını için çizgiyi yüzde 5’e çizmekte yarar var.

Tüm yazılarını göster