Enflasyonda temenniler ve gerçekleşmeler

Tuğrul BELLİ GÜNDEM

Salı günü gelen aylık yüzde 1.80 fiyat artışı sonrası 12 aylık TÜFE yüzde 19’a (pardon yüzde 18.95’e) gelmiş oldu. TÜFE’nin çok az bir farkla yüzde 19’un altında kalmış olmasının önemi MB’nın politika faizini makul bir reel faiz getirisi sağlayacak düzeyde tutacağı sözü ile ilgili. Eğer enflasyon yüzde 19’un üzerine çıkmış olsaydı, MB üzerinde hiç kuşkusuz bir faiz artış baskısı oluşacaktı. Ancak sadece yüzde 0.05 bir farkla bu baskının tamamen ortadan kalktığını söylemek de zor. Önümüzdeki 3 ayda TÜFE’nin yüzde 19’un üzerine gelme ihtimali halen devam ediyor.

Bu ay enflasyonun yüzde 1.50 olan beklentilerin de oldukça üzerinde gelmesinin ana nedeni gıda fiyatlarındaki yüksek oranlı artış oldu. Temmuzda yüzde 2.77 artan gıda fiyatlarının son 12 aylık artışı da yüzde 24.9 ile enflasyonun hayli üzerinde. Nitekim, bu ay toplamdaki yüzde 1.80 olan fiyat artışının 0.73 puanı gıdadan gelmekte. MB’nin dünkü fiyat gelişmeleri raporunda belirttiği gibi üretici fiyatlarındaki gelişmeler ve yaşanan kuraklık gıda enflasyonunda etkili olmuş gözüküyor. Ancak bu durum bu ürün grubunda ileriye doğru iyimser olmayı da imkansız kılmakta. TÜFE ile yi-ÜFE arasındaki makasın bu ay daha da artmış olması ve devam eden kuraklık (ve onun sebebiyet verdiği yangınlar) nedeniyle gıda fiyatlarındaki yüksek oranlı artışların önümüzdeki dönemde devam etmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Eşel mobil yöntemi sayesinde akaryakıt fiyatlarının kontrol altında tutulması sonucunda ulaştırma fiyatlarındaki artışlar bir ölçüde dizginlenmiş durumda. Öte yandan bu ay doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlar ise konut harcamalarının yüzde 5.07 artmasına sebep oldu. Ancak 12 aylık perspektiften baktığımızda bu harcama grubundaki artışın yüzde 19.3 ile TÜFE paralelinde olduğunu görüyoruz. Bu 12 aylık dönemde artan küresel enerji fiyatları ve kurları dikkate aldığımızda, doğalgaz ve elektrik fiyat artışlarının düşük tutulduğu bile söylenebilir. Artan ekonomik aktivite sayesinde eşel mobil ve enerji fiyatlamaları şimdilik bütçeye ağır bir yük getirmiş gözükmüyor. Ancak bu durumun çok uzun süre bu şekilde sürdürülemeyeceği de açık.

Enflasyonda gidişat böyle iken, Temmuz ayı enflasyon verilerinden sadece 3 gün önce Merkez Bankası’nın hazırladığı senenin 3. Enflasyon Raporu yayınlandı. Maalesef ki yılda 4 kez yayınlanan bu raporlarda yer verilen enflasyon tahminleri ile gerçekleşmeler uzun zamandır hiç uyuşmamakta. Nitekim, Nisan sonunda yayınlanan bir önceki raporda Merkez Bankası’nın sene sonu tahmini yüzde 12.2 idi. Yayınlandığı gün bile bu tahmin gerçekçi olmaktan çok uzaktı. Yayınlanan son rapor için de aynı şeyi rahatlıkla söyleyebiliriz: Bu rapor ile yukarı doğru revize edilen 2021 sene sonu tahmini olan yüzde 14.1’in gerçekleşme ihtimali çok düşük. Bunun olması için bu yılın geri kalanında aylık enflasyonun benim “trend enflasyon” olarak tabir ettiğim son 15 yılın aylık enflasyon ortalamalarının her ay yüzde 0.30 altında gelmesi gerekiyor. Bu oldukça sert bir dezenflasyonist süreç anlamına gelir.

Böyle güçlü bir dezenflasyonist sürecin gerçekleşmesi için kredi artışının ve dolayısıyla iç talebin keskin bir şekilde dizginlenmiş olması gerekir. Ancak, son gelen veriler böyle bir durumu teyit eder nitelikte değil. Kredilerin artış hızları geçmiş dönemlere göre azalmış olsa bile, özellikle tüketici kredileri artmaya devam ediyor. 2019 Ağustos’unda yaşanan son dezenflasyonist süreçte kredilerdeki yıllık büyüme yüzde 0’a kadar gerilemişti. Şimdi ise kredilerin yıllık büyüme hızı yüzde 14 civarında. (Tüketici kredilerinde ise bu oran yüzde 21’in üzerinde.) PMI, kapasite kullanımı ve güven endeksleri gibi diğer göstergeler de iç talebin canlı olduğunu teyit etmekte. Son gelen dış ticaret verileri ise ithalat artış hızının tekrar ihracat artışının üzerine çıktığını gösteriyor. Bu, ve FED’den (şimdilik ihtimali düşük de olsa) gelebilecek bir sıkılaştırma sinyali döviz talebi, kur seviyesi ve dolayısıyla enflasyon üzerinde baskı yapacaktır.

Daha önce yıl sonu enflasyonunu yüzde 17.50 civarında beklediğimi ifade etmiştim. Son gelen veriler bu beklentimi daha da güçlendirmiş durumda. Maalesef ki enflasyonda temenniler ile gerçekleşmeler uzun süredir tutmuyor. Görünen o ki, daha bir süre daha bu kopukluk devam edecek.

Tüm yazılarını göster