Enflasyonda kur etkisi ve mayıs şoku

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Enflasyon beklenenin çok üzerinde geldi. Anket sonuçlarının nerdeyse iki katı olan aylık yüzde 1.36’lık TÜFE artışı önceki beş yılın mayıs ortalaması olan 0.83’ün de çok üzerinde. Talebin salgın nedeniyle birçok sektörde baskı altında olduğu dönemde böylesi artış maliyet faktörleri ile açıklanabilir. En önemli maliyet faktörü ise kur. TL’nin sert değer kaybının fiyatlara geçişkenliğini yüzde 1.5’in üzerinde artan çekirdek enflasyon göstergelerinde daha belirgin görebiliyoruz. Yıllık enflasyon yüzde 11.39’a yükseldi. Bu rakamlar TCMB’nin 2020 enflasyon tahmini olan yüzde 7.4’ün zor olduğunu, hatta yüzde 9.38’lik piyasa beklentisinin bile iyimser kalabileceğinin işaretini veriyor. Mayıs rakamları fiyat istikrarı için TL’deki istikrarın ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor. Eğer TL’deki son toparlanma kalıcı olursa buradan enflasyona önümüzdeki aylarda olumlu yansıma olabilir. Ancak aleyhte çalışan faktörler de var. Detaylara bakalım:

● Önceki aylarda sert düşen enerji fiyatları Mayıs’ta yüzde 2.13 arttı. Petrol fiyatlarındaki düşüş ekonominin krizde olduğu dönemde hızır gibi imdadımıza yetişmiş; hem enflasyonu hem de dış dengeyi olumlu etkilemişti. Ancak bu güçlü düşüşün sonuna gelmiş olabiliriz.

● Gıda enflasyonu yüzde 0.24 ile oldukça uysaldı. Son 3 yılın Mayıs rakamlarının çok altında kaldı. Yüzde 3.28 gerileyen sebze ve meyvenin etkisiyle işlenmemiş gıda manşet enflasyonu aşağı çekti. İşlenmiş gıda da bir artış vardı ancak manşetin çok altındaydı. Dış talep an itibariyle ümit vermiyor. Yani daha önce ihracata giden birçok ürünün içeride satılması gerekiyor. Aynı şekilde “herşey dahil sistemi”ne dayalı turizmde de geçmişteki canlılık yakalanamayacak. İhracat ve turizme dönük üretilen sebze ve meyve iç pazara akmaya devam edecek. İşlenmemiş gıdanın olumlu etkisini bir süre daha görmeye devam edebiliriz.

● Koronavirüsün sert vurduğu hizmet sektöründeki çöküntü fiyatları mayısta da baskılamaya devam etti. Lokanta, oteller, haberleşme ve kira gibi hizmetlerde enflasyon düşük kaldı. Ancak Haziran’da ülkenin kademeli açılması ile fiyatlar kısmen de olsa toparlanmaya başlayabilir. Aylarca çalışmayan tesisler kısıtlı kapasite ve daha yüksek maliyetlerle tekrar çalışmaya başladı. Fiyatları aynı düzeyde tutmaları çok zor. Nitekim 1,000 liralık şezlong haberleri sayfaları süslemeye başladı bile.

● Kur etkisini yüzde 2.77 artan temel mal grubunda daha net gördük. Yeni sezon ürünlerinin piyasaya girmesiyle giyim-ayakkabı yüzde 6.99 arttı. Altın da yüksek seyretti ama altın hariç yüzde 2.27’lik artış dikkat çekici. Kamu bankalarının bireysel kredi musluğunu açmalarının ardından otomobil ve mobilyada fiyat ayarlamaları yaşanabilir. Kur ne kadar aşağı gelse de hala yıl başı seviyesinin çok üzerinde. Bazı satıcılar geçmiş kur artışlarını fiyatlara yansıtmak için uygun zaman kolluyorlar. Mayıs’ta bunu kısmen yaptılar. Normal şartlarda son birkaç günde TL’de görülen toparlanmanın kalıcı olması halinde önceki sert değer kayıpları ile artan temel mal fiyatları hız kesebilir. Ancak kurun fiyatlara etkisinde asimetri var. Fiyatlara yansıma TL değer kaybederken daha hızlı ve yüksek oluyor.

● MB ikinci yarıda talebin ve ekonominin toparlanma eğilimine gireceğini öngörüyor. Parasal ve mali desteklerin de etkisiyle beklenti gerçekleşirse fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskı da terse dönebilir . MB’nin her açıklamasına koyduğu “Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir” ifadesi artık daha da önem kazandı.

Tüm yazılarını göster