Enflasyonda iflasın tablosu

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI

Lafı döndürmeye gerek yok: Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamları, siyasi iktidar ve Merkez Bankası’nın politikalarının iflas tablosudur.

TÜİK’in hesabıyla aralıkta aylık enflasyon yüzde 13.58, yıllık enflasyon yüzde 36.08 oldu.  

Aylık enflasyon Nisan 1994’teki yüzde 23.38’lik enflasyon sıçramasından bu yana 27 yıl 8 aydır görülmemiş bir rekor. Nisan 1994, Tansu Çiller yapımı ekonomik krizin patlak verdiği aydır. Krizi ateşleyen neden de Çiller’in Hazine ihalelerinde faizi zorla düşük tutma çabalarıdır.  İlginç bir “tevafuk”.

Aradan geçen 28 yılda sadece bir kez aylık enflasyon çift hanelere çıkmış. O da yine bir başka derin ekonomik kriz dönemi olan Nisan 2001’de.

Yüzde 36.08’e sıçrayan yıllık enflasyon ise Eylül 2002’deki yüzde 37.05’ten bu yana gördüğümüz en yüksek rakam. Enflasyon 19 yıl 3 ay önceki düzeyine tırmanırken 19 yıllık AKP iktidarı da enflasyonda başa dönmüş oluyor.

Sorun sadece enflasyonun kırdığı rekorlardan ibaret değil. Gelecek açısından daha korkuncu, politika yapıcıların bu yangından adeta bihaber davranması.

Birinci görevi “fiyat istikrarını sağlamak” olan Merkez Bankası, ocakta yayınladığı enflasyon raporunda, 2021 sonu enflasyonunun yüzde 9.4 olacağı öngörüsünde bulundu. Para programına göre bu öngörüler, aynı zamanda yüzde 5’lik ana enflasyon hedefine giderken “ara hedef” rolüne de sahipti sözde. Nisandaki ikinci enflasyon raporunda yılsonu tahmini ve hedefi yüzde 12.2’ye, eylüldeki üçüncü raporda da yüzde 14.1’e çıkartıldı.

Ekim sonunda açıklanan yılın son enflasyon raporunda ise yılsonu tahmini ve hedefi yüzde 18.4’e yükseldi. Merkez Bankası yaptığı hesaplamalara göre yılsonunda enflasyonun en düşük yüzde 17.3, en yüksek yüzde 19.5 olacağını tahmin ediyordu.

İnanması güç ama Kavcıoğlu başkanlığındaki Merkez Bankası, yılın sonuna sadece iki ay kala enflasyonun yüzde 18.4 olacağını tahmin ediyor ve hedefliyordu. Evet, bu fırtınalı havada hedefi iki ayda iki kat şaşan bir kurmay heyetiyle yol alıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı ve Merkez Bankası’nın ortak belirlediği resmi enflasyon hedefi yüzde 5’tir. Merkez Bankası Şahap Kavcıoğlu, bu rekorla hedefinin 7 katı enflasyona nail olan tek merkez bankası başkanı olarak tarihe geçti.

Çekirdek enflasyon, global enerji fiyatları, gıda fiyatları gibi bahanelerin arkasına gizlenebilecek bir durum da yok. İşlenmemiş gıda, enerji, alkollü içki, tütün ve altını dışarda tutan çekirdek enflasyon bile yüzde 34.89 ile genel enflasyonda denk bir düzeyde. Diğer çekirdek enflasyon göstergelerinin de pek farkı yok. Yüzde 80’e dayanan üretici enflasyonu da yüksek seyir sürecek diyor.

Tüm göstergeler, enflasyonun kangren gibi tüm vücudu sardığını anlatıyor.

Vaziyet ve gidişat böylesine yakıcı haldeyken Merkez Bankası, durumu arızi faktörlerle açıklamaya kalkışıyor. Ne biçim geçici enflasyonsa beş yıldır çift hanelerde kalmakta ısrar ediyor. Başkanlık sisteminin hüküm sürdüğü son 4 yılın yıllık ortalama enflasyonu yüzde 20.35. Bunun neresi arızi?

Bununla da kalmayarak para politikasıyla etkilenemeyecek alanlar dışındaki alanlarda enflasyonun düşük olduğunu ima eden gerekçeler uydurarak faiz indiriyor.

Faiz indirimlerinin, Merkez Bankası’nın kendi bağımsız tercihi değil, siyasi iktidarın politik hesaplarına endeksli düşük faiz tercihinin gereği olduğunu hepimiz biliyoruz.

Sonuç olarak “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” sözde teorisi de iflas etti, Merkez Bankası’nın sözde sıkı olduğunu iddia ettiği para politikası demeti de... 

İflasın tüm yükünü ve acısını da başta yoksul, dar gelirli vatandaşlar olmak üzere halk çekiyor.

Tüm yazılarını göster