Önce bir hakkı teslim edelim. Bir dizi eleştiri hakkımız saklı kalmak kaydıyla TÜİK'in son iki aydaki enflasyon hesaplamasının gerçekçi olduğunu belirtmek durumundayız. Bu tabii ki kendiliğinden olmadı, TÜİK’in bu oranları açıklamasında önemli bir güç devreye girdi, değineceğiz. Ama yine de TÜİK’in temmuz için yüzde 9.49’luk TÜFE artışından sonra ağustos için de yüzde 9.09’luk bir oran açıklaması kabul etmek gerekir ki şaşırtıcı olmuştur.
Ağustos ayı için yüzde 9'u aşan bir oran tahmin eden çıktı mı? Kendi adıma söyleyeyim; ağustos ayı oranının da temmuz gibi yüksek olabileceğini bu köşede 14 Ağustos’ta “Ağustos enflasyonu temmuzla yarışacak gibi” başlığıyla vurgulamıştım; ama yine de yüzde 9.09’luk bir oran beklemiyordum. Hem zaten hiçbir tahminde de en azından ben yüzde 9’un üstünde bir oran görmedim. Dolayısıyla ağustos ayı artışının herkes için sürpriz olduğunu vurgulamak durumundayım.
Ama şu da çok tuhaf değil mi? TÜİK’in yapması gereken zaten gerçekçi oranlar açıklamak. Ancak şimdiye kadar bunu pek göremediğimiz için bu durumdan memnuniyet duyuyoruz.
Aslında normal olan olağanüstü hale gelmedi; anormal, normale döndü.
Tabii ki önemli olan bunun devamını görüp göremeyeceğimiz... Ama sanki göreceğiz...
Peki bu nasıl oldu?
TÜİK’in enflasyonun aylık bazda en düşük oluştuğu temmuz ve ağustos gibi yaz aylarında toplamda yüzde 19.44’ü bulan artış açıklamasının kendiliğinden olduğunu söylemek mümkün mü? Hiç değil!
Bu konuda çeşitli duyumlar var. Bunların en makulü de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelir gelmez “Ben en doğru oranları görmek istiyorum” şeklindeki yaklaşımı. Bu hiç yabana atılacak bir duyum değil.
Yoksa siz önceki aylarda genellikle “iskontolu” açıklanan TÜFE'de bu iskonto uygulamasının kendiliğinden mi sona erdiğini sanıyorsunuz?
Akaryakıt zamları var ya akaryakıt zamları!
Ana sektörler itibarıyla yüzde 9.09’dan daha yüksek artış yalnızca ulaştırma ve ev eşyası grubunda. Bir başka ifadeyle diğer tüm sektörler ortalamayı aşağı çeken yönde etki yapmış, bu iki sektör ise ortalamayı yukarı itmiş.
Aylık en yüksek artış ağustosta yüzde 16.61 ile ulaştırma grubunda yaşandı. Bu gruptaki artışın böylesine yüksek olmasının nedeni de çok açık; akaryakıta gelen zamlar.
Ay ortalaması bazında ağustosta benzine yüzde 22, motorine yüzde 27, otogaza ise yüzde 32 zam geldi. Bu zamların TÜFE’ye doğrudan yansıması bile 1.2-1.3 puan dolayında. Asıl yansıma ise kuşkusuz dolaylı.
Akaryakıta gelen zamlar yüzünden şehir içi ve şehirler arası taşımacılık fiyatlarında büyük artışlar oldu. Yük taşımacılığına gelen zamların yansımalarını tüm mal ve hizmetlerde görüyoruz, ayrıca bu yansımayı gelecek aylarda da hissedeceğiz.
2023 sonu yüzde 70-75 arası olabilir
TÜİK’in dün açıkladığı verilere göre sekiz aylık artış yüzde 43.06, yıllık oran ise yüzde 58.94.
Yani şu durumda son dört ayda geçen yılki artışın altında kalınmalı ki, ağustos sonunda yüzde 58.94 olan oran, yıl sonunda yüzde 58’e inebilsin. Mümkün mü?
Kaldı ki zaten Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini artık yüzde 58 değil. Bu tahmin kağıt üstünde değişmedi ama Para Politikası Kurulu’nun son toplantı açıklamasında enflasyonun tahmin üst sınırına yakın seyredeceği vurgulandı. Enflasyonda tahmin üst sınırı da yüzde 62. Dolayısıyla Merkez Bankası tahminini zaten çoktan örtülü biçimde yüzde 62’ye taşıdı. Ama o oran da aşılacak!
Son dört ay toplamındaki artışı yüzde 13’te tutmak mümkün olursa yıllık gerçekleşme yüzde 62 olacak.
İyi de son iki ay toplamında, hem de fiyatların en az arttığı, hatta kimi yıllar gerilediği temmuz-ağustos ayları toplamında, üstüne üstlük döviz kuru da pek artmadığı halde yüzde 19.44'lük fiyat artışı yaşandıktan sonra dört ay toplamında nasıl olacak da yüzde 13'e inilecek?
Üstelik bu son dört aylık dönemde fiyatların genel olarak en çok arttığı ay olan ekim var.
Enflasyonu son aylarda tırmandıracak bir başka etken de doğalgaz fiyatlarına ilişkin hesaplama yöntemi. TÜİK bu konuda 29 Mayıs’ta yaptığı açıklamada “Doğalgazın TÜFE madde sepetindeki ağırlığı da dikkate alındığında genel endeks üzerinde mayıs ayında aşağı yönlü kuvvetli bir etki yaratacağı, ancak doğalgaz tüketim miktarının artmasına paralel olarak özellikle yıl sonuna doğru bu etkinin kuvvetli ve yukarı yönlü olacağı öngörülmektedir” görüşüne yer vermişti.
Son dönemin riskleri
Enflasyonun en büyük nedenlerinden biri olan kur artışı ağustosta görece çok yavaştı. Dolar geçen ay ortalamasında yüzde 2 arttı. Ne var ki temmuzdaki yüzde 15’lik artışın etkileri doğal olarak sürüyordu ve bu etkiler ağustosa da yansıdı.
Önümüzdeki dönemin en büyük risklerinden biri kurda ortaya çıkabilecek artıştır. Düşünün, kur çok artmadığı halde önceki aylardaki artışların etkisiyle ağustos enflasyonunda yüzde 9'luk yükselme görüldü. Ya bir de kur artsaydı!
Ya da şöyle söyleyelim; ya bu aylarda kur yeniden artmaya başlarsa!
Eylül ve özellikle ekim ayı okulların açılması, bu çerçevede yapılacak harcamalar, kış hazırlıkları gibi nedenlerle fiyatların genellikle yüksek artış gösterdiği aylardır.
Ekim sonundan itibaren yukarıda değindiğim doğalgaz fiyatı etkisi devreye girecek.
Bütün bunları topladığımızda yüzde 58 bir yana yüzde 62’yi bile unutmamız gerektiği ortaya çıkar.
Başta döviz kuru olmak üzere bir dizi bilinmez var. Buna rağmen bir tahmin yapmak gerekirse ben yıl sonu için en iyi olasılıkla yüzde 70-75 arasında bir oran beklerim.