Nazmi Karyağdı
Yüksek enflasyonun yaşandığı bir ekonomide finansal tabloların düzetilmesi, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından1989 yılında yayınlanan 29 no.lu Uluslararası Muhasebe Standardı (IAS 29 Financial Reporting in Hyperinflationary Economies) ile belirlenmiş bir konu.
Türkiye olarak bu standardı, 31 Aralık 2005 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için uygulanmak üzere TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama başlığı ile mevzuatımıza adapte ettik.
Vergisel amaçlı “Enflasyon Düzeltmesi” ise bu düzenlemeden daha önce, 2003 sonunda, 5024 sayılı Kanunla vergi sistemimize dahil oldu ve enflasyonun düşmesi nedeniyle 2004 yılında bir kez uygulanarak gündemden çıktı.
Vergisel enflasyon düzeltmesi TMS 29’dan farklı mı?
Esas itibariyle vergisel enflasyon düzeltmesinde yapılan işlemler ile TMS 29 uyarınca yapılan işlemlerle aynı. Zira vergisel enflasyon düzeltmesine ilişkin sürecin kaynağı TMS 29’dur, muhasebedir.
İkisi arasında bir karşılaştırma yapacak olursak üç farklılıktan söz edebiliriz.
Birincisi işletmelerde enflasyon düzeltmesinin ne zaman başlayacağı, ikincisi kimlerin düzeltme kapsamına girdiği ve üçüncüsü de hangi mali tabloların düzeltileceğidir.
Vergisel enflasyon düzeltmesinde üretici fiyat endeksinin (ÜFE) içinde bulunulan yılda %10’u, son üç yılda ise %100’ü aşması durumunda süreç kendiliğinden başlıyor.
TMS 29’da ise son üç yılın kümülatif enflasyon oranı (TÜFE-Tüketici Fiyat Endeksi) %100’e yaklaşmış ya da aşmışsa düzeltme yapmak gerekiyor.
Türkiye Finansal Raporlama Standartları ve Büyük ve Orta Boy İşletmeler İçin Finansal Raporlama kapsamına giren şirketlerin TMS 29’u uygulaması zorunlu.
Vergisel enflasyon düzeltmesini ise, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen, aktif toplamı veya cirosu belirli büyüklüğü aşan kurumlar ve gelir vergisi mükellefleri uygulamak zorunda.
Hangi mali tablolar enflasyondan arındırılıyor?
TMS 29’a göre bilanço (finansal durum tablosu), gelir tablosu ve nakit akış tablosunun düzeltilmesi gerekiyor.
Vergisel enflasyon düzeltmesinde ise sadece bilanço enflasyon düzeltmesine tabi tutuluyor. Diğer mali tabloların düzletilmesine gerek yok.
Gelir tablosunun düzeltilmemesi ölümcül bir hata mı?
Vergisel enflasyon düzeltmesinde gelir tablosunun düzeltmeye tabi tutulmaması nedeniyle eksik bir işlem yapılmış olur mu? İşletmeler daha fazla vergi ödemek zorunda kalır mı? İkinci kez uygulanacak olan enflasyon muhasebesinde bu gibi soruların akla gelmesi normal aslında.
Zira TMS 29 kapsamında enflasyon düzeltmesi yapılırken önce bilanço düzeltmeye tabi tutuluyor sonra da gelir tablosu.
Ancak gelir tablosunun vergisel olarak düzeltmeye tabi tutulmamasının sonuca etkisi olmuyor. Çünkü gelir tablosu düzeltildiğinde ortaya çıkan enflasyondan arındırılmış kâr ya da zarar ile düzeltilmiş bilançodaki kâr ya da zarar aynı tutarı veriyor. Dolayısıyla vergisel enflasyon düzeltmesinde gelir tablosunun düzeltmeye tabi tutulmaması mükellefler açısından olumlu ya da olumsuz bir sonuç doğurmuyor.
Aksine 2003’te kanun tasarısını hazırlayan Gelirler Genel Müdürlüğü kadrolarının, serbest muhasebeci mali müşavirlere ek bir iş yükü yüklememek gayesiyle gelir tablosunu düzeltmeye konu etmemiş olacaklarını tahmin ediyorum.
(Tek Düzen Hesap Planı ve Enflasyon Muhasebesi’ndeki öncü rolünden ve katkılarından dolayı Gazi Üniversitesi İİBF’den değerli hocam Prof. Nalan Akdoğan’a şükranlarımı sunuyorum.)