Enflasyon-İnsan Kaynakları

Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ

Geçtiğimiz hafta enflasyonun işletmelerin ‘görünümüne’ yani mali tablolarına olan olumsuz ve çarpıtıcı etkisinin enflasyon muhasebesi denilen bir uygulamayı gerektirdiğine değinmiştim. Bildiğim kadarıyla ülkemizde enflasyon muhasebesi uygulamasına 2023 sonuna kadar izin verilmiyor. Kararı verenlerin bir bildiği!! vardır zahir. Enflasyonun işletme görünümünü bozan etkilerinin yanı sıra bir de yapısal bozukluklara yol açtığını ilave etmiştim. Bu hafta bu yapısal bozukluklara değinmek istiyorum. 

Hatırlayacaksınız kaç yıldır yazılarımda işletme yönetimini bir otomobilin sürülmesi benzetmesinden  hareketle bir yönetilen (İŞLETME) bir de yönetilen  (İŞLETMECİ) olarak iki ayrı başlık altında anlatırım. 

Bir yerden bir hedefe giden bir otomobili inceler, anlatırken nasıl şoför ile otomobili birbirlerine karıştırmazsan, işletmelerin analiz ve anlatımında da işletilen şey yani işletmeyle işleteni yani işletmeciyi ayrı ayrı inceler anlatırsınız. Aynı şekilde, şoför için gerekli bilgi, beceri ve deneyim, onun fiziki, zihni, vs., durumunu anlatırken bunu otomobilde olması gereken on-altı adet kaporta, yirmi-altı adet motor parçası dahil 30 bini aşkın parça ve bunların birbirleriyle ilinti ve etkileşimlerinin düzeniyle karıştırmazsınız. 

Paradigmanın temel tanımlarını bir hatırlayalım. İşletmeci; işletmenin pazarlama ve üretim işlevlerinin amaçlarına ulaşabilmeleri için gereken ‘işleri’ yapabilmesini sağlayacak: 

1. İnsan, 

2. Mali, 

3. Fiziki tesisler ve altyapı, 

4. Enformasyon ve know-how, 

5. Stratejik işbirlikleri ve ilişkiler, 

başlıkları altındaki beş kaynağın: 

A. Gereksinimlerini hesaplayan, 

B. Bu kaynakları temin ve tahsis eden ve 

C. Kaynak kullanımını denetleyen, 

kişi veya kişilere denir. 

İşletmecilerin bu etkinlikleri rasyonel bir biçimde yüklenebilmesi için şart olan rehber politika kararlarına iş tanımı ve strateji denilir. İş tanımı ve strateji yönetimin kaynakların planlama, tedarik- tahsisi ve kontrolü için gereken öncelik sıralaması ve karar ölçütlerini sağlar. 

İşletmecilerin kaynak gereksinimlerini hesaplamaları demek onların bu kaynakların 

a. Miktar ve diğer özelliklerini;

b. Kalitesini,

c. Maliyetini,

d. Zamanını,

hesaplamaları demektir. 

Şimdi fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışı olarak tanımlanan enflasyon ülkemizde aylardır TÜİK'e göre yüzde 78-79 ENAG'a göre yüzde 175 olduğuna ve bu aylardır böyle olduğuna göre hem sürekli hem de herhalde! Hissedilebilir düzeyde.  

Bu derecede yüksek enflasyon işletme yönetimini iki açıdan etkileşimli olarak ciddi şekilde etkiler. Kaynakların maliyetler başta olmak üzere tüm özellikleri, bazıları yavaş yavaş bazıları süratle, değişir. Sırf bu nedenden kaynak kararlarının verilmesi oldukça zorlaşır.  Kararların verilmesini zorlaştıran bir başka etmen de enflasyon ortamlarında artan belirsizliktir. Bazen enflasyonun devamlılığına işaret edenler bunun bir belirsizlik yaratmadığını ileri sürerlerse de bunun böyle olmadığını bilmek için herhangi bir şeyin uzmanı olmak gerekmez. 

Önce insan kaynaklarının miktar ve diğer özelliklerinin hesaplanmasından başlayalım. Ülkemiz iş gücü, TÜİK’e göre, 34 milyon kişi. Bu iş gücünün 30 milyonu çalışıyormuş. Yani işsizlik oranı denilen şey %10-11. Bu rakam epeydir değişmiyor da. İşsizlik var diye feryat edenler demek ki münafıklık! ediyorlar. Zaten yetkililerin bazılarını “Efendim iş var. İnsanlar çalışmadan para kazanmak istiyorlar. İş beğendiremiyoruz” diyorlar. Bazı kaynaklara göre bırakınız işsizlik sıkıntısını işçi bulma sıkıntısı var. İşsizlikten şikayet edenler mi haklı? yoksa işçi bulamamaktan şikayet edenler mi haklı? bilemiyorum ama enflasyonun her iki şikayeti de haklı kılacak bazı etkileri olabilir.

Bir kere insanların iş beğenmemesinin enflasyon ortamlarında yükselmesi doğaldır. Neticede iş, insanların kendileri ve ailelerinin ‘geçimlerini’ sağlamak amacıyla yüklenilen bir şeydir. İnsanların iş beğenmeme nedenlerinden en başta geleninin işin getirdiği mali kazanç açısından, kabule değer olmaması yani bir gencin bana söylediği gibi “zahmetine değmez” olması kimseyi şaşırtmamalı. Bu nedenle yüksek enflasyon ortamında insanların her işe talip olmamalarını garip karşılamamak gerekir. Yani işsizlikten şikayet edenler “çalışacak iş bulamıyoruz” değil de “çalışmaya değer iş bulamıyoruz” diyor olabilirler. 

Diğer taraftan işverenlerin “çalıştıracak eleman bulamıyoruz” şikayetlerine de bir bakmak gerekir. Maliyetlerin süratle yükseldiği ortamlarda insan kaynaklarına ayrılacak mali olanakların işletmeleri endişelendirmesinde de şaşılacak bir şey yok. Her ne kadar ücretler sabit fiyatlarla ölçüldüğünde sanıldığı kadar artmıyor hatta bazı durumlarda azalıyorsa da, işletmelerin nakit gereksinimlerinin rakam olarak artması gerçeği değişmiyor. İstenilen kalite ve miktarda insan gücü kaynaklarına ulaşılamaması yapılan bazı araştırmalar tarafından da doğrulanıyor. 

Türkiye’de de bulunan Manpower Group isimli bir şirketin araştırmasına göre Türkiye yetenek açığının en yüksek olduğu ülkeler arasında üst sıralarda yer alıyor. Araştırmaya göre başta küçük işletmeler olmak üzere birçok işletme muhakeme ve sorun çözme, yaratıcılık ve girişimcilik, liderlik ve sosyal etki, işbirliği ve ekip çalışması ve sorumluluk alma yetenekleri yüksek olan yeterli miktarda eleman bulamıyorlar. 

Şimdi bunun enflasyonla ne alakası var demeyin. Bu sayılan yetenekler kolay kazanılacak yetenekler değillerdir. Bu yetenekler bilgi, beceri ve deneyimin zaman içerisinde harmanlanması ile kazanılırlar. Dolayısıyla genel ekonomik ortam ne olursa olsun bu yeteneklere sahip elemanlar zaten az bulunan elemanlardır. Doğal olarak ‘fiyatları da’ yüksektir. Aşırı enflasyon şartları altında işten istifaların artması ve bu istifaların daha çok ‘yüksek yetenekli’ elemanları kapsamasına şaşmamak gerekir. 

Z ve Y kuşakları zaten istifaya eğilimli nesiller. Bu eğilimin tek nedeninin enflasyon olduğunu iddia etmeyeceğim ama bir ankete göre “iş arayanların yaklaşık yüzde 72′si yeni bir işe başladıktan kısa bir süre sonra rolün veya şirketin beklediklerinden çok farklı olması karşısında şaşkınlık veya pişmanlık hissettiklerini dile getiriyor. İş arayanların yüzde 20’si ise henüz işe başlamadan istifa etme düşüncesine sahip olduklarını belirtiyor”. 

Sizin anlayacağınız enflasyonun insan kaynaklarının miktar ve diğer özelliklerinin, kalitesinin, maliyetinin ve zamanının planlanmasına olumlu hiç bir etkisi yoktur vesselam. 

Sağlıcakla kalın.

Tüm yazılarını göster