Merkez Bankası yılın son Enflasyon Raporunda 2024 yılı enflasyon tahminini yüzde 38’den yüzde 44’e yükselterek, piyasa ile uyumlu bir platoya taşıdı. Yapılan değişiklik bizim yüzde 44,5’lik enflasyon tahminimizle tutarlı. Yılın son çeyreğini beklemeden ve üçüncü çeyrekte bu revizyonu yapsalar daha az kredibilite kaybederlerdi.
2024 yılı için yapılan 6 puanlık revizyonun 3.9 puanı ana enflasyon eğilimi ve fiyatlardaki ataletten, 0.3 puanı çıktı açığından kaynaklanıyor. Diğer bir deyişle yapılan artışın yüzde 70’i Merkez Bankası’nın dolaylı olarak etkilemesi beklenen kanallardan geliyor. Sene başında öngörülenden daha inatçı bir enflasyonla karşı karşıyayız. Sene ortasında kamu tarafından yönetilen yönlendirilen ürünlere yapılan yüksek zamlar dezenflasyon sürecinin yavaşlamasında etkili oldu. Geriye dönük endekslemenin fazla olduğu hizmet enflasyonu sıkı para politikasına sınırlı tepki verdi. Ancak bizce asıl sebep iç talebin sıkı para politikasına rağmen güçlü kalması.
İnatçı enflasyona karşı, Merkez Bankası dezenflasyon iddiasını koruyor. 2025 yılı enflasyon tahmini yüzde 14’ten yüzde 21’e çekilse de piyasa tahminlerine göre oldukça iyimser bir seviyede. Merkez Bankası’nın 2025 yılı enflasyon tahmininin altında 81 dolar Brent petrol, yüzde 2,8 ithal fiyat artışı, yüzde 22,5 gıda fiyat artışı var. Enerji ve ithal fiyatlar ile ilgili varsayımları oldukça temkinli buluyoruz. Gıda fiyatları ile ilgili varsayımı ise aşırı iyimser buluyoruz. Artık geleneksek hale gelen bir iyimserlik olduğu için, gıda varsayımını enflasyon tahminimizi yaparken dikkate almıyoruz.
Banka enflasyon tahminlerini yukarı çekmesine rağmen dezenlasyon konusunda iddiasını savunuyor. Başkan Karahan, talep ve arz koşullarındaki iyileşmenin enflasyonla mücadeleyi desteklediğini ve para politikasının yeterince sıkı olduğunu vurguladı. Ücret artışları ile ilgili soruda, ekonomide yavaşlama dönemlerinde ücret artışları kaynaklı enflasyon şokunun daha az olacağı, asgari ücret dışındaki ücret artışlarının daha sınırlı olmasını bekledikleri vurgulandı. Siyasetçinin alanına giren bir alanda tahmin yapmak zor. Yapılacak en doğru iş para politikasının tahminler ile değil, fiili asgari ücret ve kamu zamlarını görerek sürdürülmesi.
Başkan Karahan görüşlerini, yılın üçüncü raporunda 2024 için öngörülen yüzde 38 seviyesine üç aylık gecikme ile 2025 Mart ayında ulaşılacağı iddiası ile destekledi. Merkez Bankası’nın iddiası bizim tahmin patikamızla uyumlu. Ancak söz konusu iyileşme büyük ölçüde yüksek baz etkisi kaynaklı. Bizim tahminlerimizde enflasyon kasım ve aralık döneminde aylık yüzde 1,5- yüzde 2,0 bandına geriledikten sonra ilk çeyrekte asgari ücret ve kamu zamlarının etkisi ile ortalama yüzde 3,0 civarına yükseliyor.
Çok uzatmadan, toparlayalım. Döviz kurunun ılımlı seyri ve iç talepteki yavaşlamaya rağmen dezenflasyon süreci Merkez Bankası’nın öngördüğünden daha yavaş gerçekleşiyor. Hizmet fiyat artışlarında ekim ayında gördüğümüz sert yavaşlama kasım aralık aylarında devam ederse, manşet enflasyonu yüzde 1,5 civarına çeker ve Merkez Bankası faiz indirim döngüsünü aralık ayında 200 baz puan ile başlatabilir.
Ancak daha emin bir strateji, aralık ayındaki asgari ücret artışının ve ocak ayındaki yönetilen/ yönlendirilen ürün fiyatlarına yapılacak zamları görerek faiz indirimlerine 2025 ilk çeyreğinde başlaması olur.
Tavşan ve kaplumbağa arasındaki yarışı hatırlatmak istemiyoruz. Ancak daha geç başlayan ve yavaş ilerleyen bir faiz indirim döngüsünün son kertede daha düşük bir enflasyon ve faiz dengesine ulaşılmasını sağlayacağına inanıyoruz.
Cuma günü devlet tahvili faizlerinde gerileme ve banka hisselerindeki çılgın yükseliş piyasaların yıl bitmeden faiz indirim döngüsünün başlayacağını fiyatladığını gösteriyor. Türk lirası bu beklentiye rağmen Brezilya, Güney Afrika, Macaristan, Meksika, Polonya gibi gelişmekte olan para birimlerine göre güçlü kalmaya devam ediyor.