Enflasyonda öncü gösterge İstanbul Ticaret Odası’nın açıkladığı ücretliler geçinme endeksi... Bu endeks eylül ayında yüzde 3.90 oranında bir artışa işaret ediyor. İTO’nun toptan eşya fiyatları endeksindeki artış ise daha yüksek; yüzde 4.67.
İstanbul Ticaret Odası’nın hesaplaması tabii ki yalnızca İstanbul’u kapsıyor, tamam...
İTO’nun ücretliler geçinme endeksi ile TÜİK’in TÜFE’si birebir kıyaslanamaz; kapsam farklı, ağırlıklar farklı, buna da tamam...
Ama İTO’nun oranı yine de önemsenmesi gereken bir göstergedir ve eylül ayı artışı, enflasyonla mücadelede pek yol alınamadığını ortaya koyan bir düzeye işaret etmektedir.
Yüzde 2 tahmini gerçekçi mi?
TÜİK’in yarın açıklayacağı TÜFE’deki artışın yüzde 2 dolayında geleceği yönündeki tahminler ağır basıyor. Her ne kadar bu tahminler çok geniş çaplı bir katılımcı grubuyla yapılmıyorsa da en azından bir fikir veriyor.
Ancak bu tahminler sanki biraz iyimsermiş gibi görünüyor. Hele hele İTO’nun yüzde 3.9’luk oranından sonra TÜFE artışının eylülde yüzde 2 dolayında kalabileceğine dönük beklentiler sanki biraz zayıflamış gibi.
Hizmetler de hizmetler!
Merkez Bankası’nın hemen her raporunda, her değerlendirmesinde vurguladığı; yönetim kademesindeki isimlerin hemen her açıklamada dikkat çektiği hizmetler sektöründeki yüksek fiyat artışı eylülde de çok muhtemeldir ki tüm hızıyla devam etti.
Zaten Merkez Bankası da hizmet enflasyonundaki iyileşmenin ancak son çeyrekte gerçekleşebileceği beklentisi içinde. Bu görüş, son Para Politikası Kurulu açıklamasında açık bir şekilde yer buldu.
Ben bu cümleyi biraz ters çevirerek şöyle okuyorum:
“Hizmetler sektöründe son çeyrek öncesinde, hele hele eylül ayında bir iyileşme beklememek gerekir. Özellikle okulların açılmasından kaynaklanan harcamalar ve bu harcamalara ilişkin fiyat artışları yüzünden hizmetler sektöründe eylülde yüksek artış olabilir.”
Eylülde okulların açılmasıyla birlikte harcamalar bir anda öylesine çeşitlendi ve fiyatlar özellikle hizmetler sektöründe öylesine arttı ki yüzde 2 dolayında bir artışta kalmak mümkün olmaktan biraz çıktı gibi...
Döviz ve akaryakıt
Dolar geçen ay ortalamasında yüzde 1.2 değer kazandı. Yani çok önemli bir hareket görmedik. Ama bu, kurun neredeyse hiç değişmediği dönemlerle kıyaslanınca görece yüksek bir artış sayılabilir.
Geçen ay benzin ve motorin fiyatları geriledi. Ay ortalaması bazında benzin yüzde 4.3, motorin yüzde 2.9 ucuzladı.
Ne var ki fiyatlarda bir katılık söz konusu ya, fiyatlama davranışlarında “belirli bir düzeye çıkan fiyat maliyetler düşse bile aşağı çekilmez” gibi adı konmamış bir kural işliyor ya, akaryakıt fiyatlarındaki bu geri çekilme tabii ki fiyatlara yansımadı, etiketlerin aşağı yönlü düzeltilmesini sağlamadı. Akaryakıt fiyatlarındaki bu düşüş, ancak yeni fiyat artışı olmamasını ya da artışın az olmasını sağladı.
Ancak bir gerçeği de kabul etmek gerek. Sanayici ya da esnaf faiz indiriminin çok yaklaştığı, bunun sonucunda kurun artabileceği, hatta çok artması gerektiği gibi bir bilgi bombardımanı altındayken, kur az arttı ya da akaryakıt ucuzladı diye fiyatını tabii ki aşağı çekmez. Çünkü beklentiler hâlâ düzelmiş değil.
Mucize ve makul
Peki şu durumda eylül ayındaki fiyat artışı ne olabilir?
Dört olasılıklı bir tahmin yapılabilir.
■ Yüzde 2’nin altındaki bir artış mucize olur.
■ Yüzde 2 ile yüzde 2.5 arasındaki artışa çok iyi dememiz gerekir.
■ Yüzde 2.5 ile yüzde 3 arasındaki bir artış makul sayılmalıdır. Bu aralıktaki bir oran tabii ki yüksektir ama en olabilecek oran gibi görünmektedir.
■ Yüzde 3’ü aşacak bir oran gelme olasılığı da yabana atılmamalıdır.
Benim tahminim ne mi, söyleyeyim; ben eylül ayı artışının yüzde 2.5’in altında gelmeyeceği ve yüzde 3’e yakın bir oran beklenmesi gerektiği kanısındayım.
Merkez’in tahmini de yüzde 2.5 ama...
Merkez Bankası’nın üçüncü çeyrekteki, dolayısıyla eylül ayındaki tahmini de yüzde 2.5 dolayında. Ancak şöyle bir ayrıntı var, Merkez Bankası hep “mevsimsellikten arındırılmış” vurgusu yapıyor. Örneğin ağustos ayındaki artış yüzde 2.47 olarak açıklanmış, ancak Merkez Bankası bu oranın mevsimsellikten arındırılmış halde yüzde 3’ün biraz üstünde olduğunu belirtmişti.
Dolayısıyla eylül ayında yüzde 3’e yaklaşan bir artışın Merkez Bankası açısından mevsimsellikten arındırılmış haldeki karşılığı önemli.
Ancak ağustosta arındırılmış oran açıklanandan daha yüksekti diye eylülde de aynı yönde bir paralellik beklenmemeli. Merkez Bankası bu arındırma işlemini nasıl yaptığını hâlâ açıklamadığı için eylülde örneğin yüzde 3 dolayında gelecek bir artışın arındırılmış karşılığının ne olacağını söylemek kolay değil.