Enflasyon düzeltmesinde “bir soru ve cevabımız”

Abdullah KİRAZ

Yeminli Mali Müşavir

Değerli okurlarım pek çoğunuzun gündemi bu aralar Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması olduğunu düşünüyorum. Zira, mevcut yasal düzenlemeler 31.12.2023 tarihli bilançolar ile 2024 ve izleyen yıllarda (enflasyon düzeltmesine ilişkin koşulların da uzun bir zaman süreceği tahminiyle) hem geçici vergi dönemlerine hem de hesap dönemi bazına ait bilançoların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasını öngörüyor.

Ülkemizde ilk defa 31.12.2003 ve 2004 yılı bilançoları bakımından uygulanan enflasyon düzeltmesi, 2005 yılından bu yana koşulları oluşmadığı için uygulanmadı, ancak aradan geçen yaklaşık 20 yıl sonra koşullar yeniden oluştuğundan enflasyon düzeltmesi uygulaması yeniden zorunlu hale geliyor. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı da bu yıl sonu bilançoları ile izleyen yılların ve geçici vergi dönemlerine ait bilançoların düzeltilmesine yönelik usul ve esasların yer aldığı Genel Tebliğ taslağını internet sitesinde (https://www.gib.gov.tr/node/171101) yayınlayarak tüm kamuoyunun görüşüne açtı. 3 Kasım 2023 Cuma günü sonuna kadar kamuoyunun görüş ve önerilerini iletmesini bekliyor.

Tebliğ taslağını hızlı bir şekilde tetkik ettiğimizde ilk aşamada dikkatimi çeken hususları ana başlıkları itibariyle aşağıdaki şekilde belirtmek isterim.

Kanuni düzenleme ve Tebliğ taslağı ile;

  • Gelir veya Kurumlar Vergisi mükellefi olan ve bilanço esasına göre defter tutan tüm mükelleflerin (kayıtlarını yabancı para cinsinden tutanlar hariç), herhangi bir aktif büyüklüğü, satış cirosu gibi temel işletme büyüklükleri dikkate alınmaksızın Enflasyon düzeltmesi kapsamına dahil edilmekte olduğunu,
  • Mali tablolardan sadece BİLANÇO’nun enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağını,
  • Bilançoda da PARASAL OLMAYAN AKTİF ve PASİF kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı, PARASAL OLAN AKTİF ve PASİF kıymetlerin ise enflasyon düzeltmesine tabi tutulamayacağını,
  • 2023 yılı mali kar veya zararının enflasyon düzeltmesi öncesinde oluşturulan bilançolara göre belirleneceğini,
  • 12.2023 tarihli Bilançonun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması ile oluşan enflasyon fark hesaplarının tutarına göre hesaplanacak Kar veya Zarar tutarının vergiye tabi olmayacağını,
  • 2024 yılı geçici vergi dönemleri sonu ve hesap dönemi sonu (31.12.2024) bilançolarının enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı ve enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan kar veya zararın vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınacağını, enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan karların vergiye tutulacağını,
  • Stok kalemleri için toplulaştırılmış yöntemlerin kullanılmasına imkân verilmesine rağmen duran varlık ve diğer parasal olmayan kıymetler için ise toplulaştırılmış herhangi bir yönteme yer verilmediği,  
  • Düzeltmeye tabi tutulacak parasal olmayan varlık kalemlerinin maliyetine dahil edilmiş olan faiz, kur farkı gibi finansman maliyeti unsurlarının, enflasyona tekabül eden kısmının (reel olmayan finansman maliyeti olarak ifade edilmekte) düzeltme işlemine tabi tutulamayacağı (sadece stoklar için toplulaştırılmış yöntem seçilmesi hali hariç) ve bu nedenle parasal varlık kaleminin düzeltilmesi sırasında düzeltmeye esas tutardan indirileceği,
  • 2024 yılında verilecek geçici ve nihai yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde, esasen bir bilanço kalemi olmamasına rağmen; ticari kazanca ilave edilen Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlerin, kazançtan indirilen İstisna kazanç tutarlarının ve geçmiş yıllar mali zararlarının da enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı ve beyannamelerde düzeltilmesi sonrası tutarlarının dikkate alınacağı,
  • İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbaplarının da amortismana tabi iktisadi kıymetlerini enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş değerler üzerinden amortisman ayrılabileceği,
  • Enflasyon düzeltmesine tabi tutulan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin enflasyon farklarının bilanço usulünde defter tutan mükellefler için, bu iktisadi kıymetlerin elde çıkarılması halinde maliyet olarak kabul edileceği ancak satış sırasında bu farkların zarara yol açamayacağı (enflasyon farkları nedeniyle oluşan zararın zarar olarak kabul edilmeyeceği),
  • Enflasyon düzeltmesi işleminin, dönem içi faaliyet neticesine ilave olarak kar ya da zarara yol açma durumunun olduğunu,
  • Bilanço yapısı farklılaştıkça işletmelerin enflasyon düzeltmesinden olumlu veya olumsuz etkilenme ihtimalinin bulunduğunu,

Görüyoruz.

Tebliğ taslağına ilişkin olarak mutlaka daha başka tespit ve değerlendirmeler yapılabilir, ancak ilk etapta benim dikkatimi çeken hususlar bu şekilde…

Gelelim Bir Sorumuza…

Kıymetli okurlarım, yukarıda yer verdiğimiz başlıklardan; benim de içinde bulunduğum ve çok sayıda mükellefi ilgilendiren bir konu SERBEST MESLEK ERBAPLARININ enflasyon düzeltmesi karşısındaki durumu.  Tarafıma iletilen çok sayıda soru üzerine bu yazımda biraz daha detaylı olarak soruyu irdelemek ve kendi cevabımı sizlerle paylaşmak istiyorum:

Sorulan soru: Serbest Meslek Erbapları, enflasyon düzeltmesine tabi tutacakları amortismana tabi iktisadi kıymetleri için hesaplayacakları enflasyon düzeltmesi fark tutarını bu iktisadi kıymetlerin satışı sırasında maliyet olarak kabul edebilecekler midir?

Tebliğ taslağında; konuya ilişkin tespit ettiğim hususları sizlerle paylaşayım:

Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 298/A maddesinin 5. Fıkrasında:

“ Enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunur. “

  1. Fıkrasında:

“ 6. Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.

Kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit eden mükellefler ile serbest meslek erbabı da amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini bu maddede belirtilen hükümlere göre düzeltilmiş tutarları üzerinden amortismana tâbi tutabilirler.”

Hükümlerine yer verilmiştir.

5. Fıkrada herhangi bir mükellef grubu ayrımı olmaksızın enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunacağı belirtilmiştir.

Tebliğ Taslağında da “Enflasyon Düzeltmesi yapacak olanlar” başlıklı 8 inci maddesinin (5) no.lu fıkrasında aşağıdaki açıklama yer alıyor:

(5) Kazançlarını işletme hesabı esasına (zirai işletme hesabı dâhil) göre tespit eden mükellefler ile serbest meslek kazanç defteri tutan serbest meslek erbabı mükellefler enflasyon düzeltmesi yapamazlar. Ancak, amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini bu Tebliğe göre düzeltilmiş tutarları üzerinden amortismana tâbi tutabilirler.

Değerli okurlarım, esasen gerek Kanun gerekse Tebliğde yer alan açıklamalara baktığımızda, serbest meslek erbaplarının da amortismana tabi iktisadi kıymetlerini enflasyon düzeltmesine tabi tutabileceğini, amortismanı da düzeltme sonrası değer üzerinden ayırabileceğini ve de herhangi bir mükellef grubu ayrımı yapılmamış olması nedeniyle de amortismana tabi iktisadi kıymet için oluşan enflasyon farkı tutarının bu iktisadi kıymetlerin satışı sırasında maliyet olarak kabul edilebileceğini değerlendiriyorum.  

Konu hakkında sadece kendi bireysel değerlendirmem yerine, Kanun koyucunun (TBMM) da bu yasal düzenlemeler yapılırken bu hususta bir değerlendirme yapılıp yapılmadığını merak ettim ve 5024 sayılı Kanunun Gerekçe ve Plan Bütçe Komisyonu Raporu metinlerine ulaştım. Meraklıları için ilgili linki sizlerle paylaşıyorum: https://www5.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss306m.htm

İlgili komisyon raporunda, bugün soruların benzerinin komisyon görüşmelerinde de yaşanmış olduğunu anladım. Zira, Kanunun tasarı olarak sunulan ilk halinde yer verilen hüküm şu şekildeymiş:

“ 6. Amortismanlar ve itfa payları düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.

Kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit eden mükellefler ile serbest meslek erbabı da amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini bu maddede belirtilen hükümlere göre düzeltilmiş tutarları üzerinden amortismana tâbi tutabilirler. Bu şekilde enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin elden çıkarılması halinde bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunmaz.”

Plan ve Bütçe komisyonu görüşmelerinde ise yukarıdaki metnin aşağıdaki şekilde değişikliğe uğradığını ve TBMM Genel Kuruluna aşağıdaki metnin iletildiğini anlıyoruz:

“6. Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.

Kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit eden mükellefler ile serbest meslek erbabı da amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini bu maddede belirtilen hükümlere göre düzeltilmiş tutarları üzerinden amortismana tâbi tutabilirler.”

Görüleceği üzere, Plan ve Bütçe Komisyonunda; taslağın ilk halinde bulunan Bu şekilde enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin elden çıkarılması halinde bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunmaz.” cümlesi madde metninden çıkarılmıştır.

Bu cümlenin çıkarılma gerekçesi de komisyon raporunda; “ …kazançlarını işletme hesabına göre tespit eden mükellefler ile  serbest meslek erbabının da enflasyon düzeltmesine tâbi tuttukları amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini elden çıkarmaları halinde bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet addolunmasına imkân verilmesi amacıyla (6) numaralı bendin ikinci fıkrasının son cümlesinin metinden çıkarılması suretiyle;”   şeklinde ifade edilmiştir.

Görüldüğü üzere, ilgili Kanun metninin yasalaşması sürecinde, Plan ve Bütçe Komisyonunda ilk taslak öneri etraflıca değerlendirilmiş ve “Bu şekilde enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin elden çıkarılması halinde bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunmaz.” ifadesi madde metninden bilinçli bir tercih ile çıkarılmış ve TBMM Genel Kuruluna bu haliyle sevk edilmiştir. TBMM Genel Kurulunda da bu son hali 17/12/2003 tarihinde yasalaşarak, Resmî Gazetede 30/12/2003 tarihinde yayımıyla birlikte yürürlüğe girmiştir. İlgili düzenlemenin mer’i halinde de bu güne kadar herhangi başka bir değişiklik yapılmamıştır.

Tüm bu araştırmalarımızın neticesinde; gerek işletme hesabı esasındaki mükelleflerin gerekse serbest meslek erbaplarının amortismana tabi iktisadi kıymetlerini enflasyon düzeltmesine tabi tutabileceğini (esasen bu mükellef grubu için bir zorunluluk getirilmemektedir, isteğe bağlı olarak bu mükelleflerin enflasyon düzeltmesi yapabileceğini değerlendiriyorum), amortismanlarını da düzeltilmiş değerler üzerinden ayırabileceğini ve de son olarak bu kıymetleri daha sonra satması halinde, yapılan enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşan enflasyon farkı tutarının satış sırasında maliyet olarak dikkate alabileceklerini ancak bu fark tutarının bir satış zararına yol açamayacağını değerlendirebileceğimizi düşünüyorum.

Kanaatimizce bu konuda ileride vergi idaresine de sorulacak soruların azaltılması adına, Genel Tebliğ düzenlemesinde bu hususa açıklık getiren metinlerin eklenmesinde yarar bulunmaktadır.

“ Enflasyon düzeltmesi uygulamasının uygulanamayacağı DÜŞÜK ENFLASYONLU zamanlara bir an önce kavuşmak dileğiyle…”

Tüm yazılarını göster