Enflasyon baz etkisi, bedava verilen gaz etkisi nedeniyle gerçeklerden uzak çıkmaya devam ediyor

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

Yüksek enflasyon dönemine girdiğimiz Eylül 2021’den bu yana hepimiz döviz kuru, enflasyon oranı, alım gücü, hayat pahalılığı gibi ekonomik gelişmeleri çok yakından takip etmeye başladık. Çünkü bahsettiğimiz gelişmeler başta dar ve sabit gelirliler olmak üzere tüm vatandaşları yakından ilgilendirmektedir. Enflasyon oranları ise ücretlere yapılacak zammın değerlendirilmesinde kullanıldığından bir kat daha önem arz etmektedir. Haziran ayına ait enflasyon rakamları TÜİK tarafından açıklandı. Yılbaşından günümüze kadar açıklanan enflasyon oranları, baz etkisi, bedava verilen gaz etkisi nedeniyle gerçeklerden uzak çıkmaya devam ediyor.

TÜİK’e göre TÜFE oranları (%)

Bir önceki aya göre    3,92 (Haziran enflasyonu)

Bir önceki yılın aralık ayına göre      19,77 (Son altı aylık enflasyon)

Bir önceki yılın aynı ayına göre                    38,21 (Yıllık enflasyon)

12 aylık ortalamalara göre     59,95

olarak kamuoyu ile paylaşıldı.

Bir de ekonomi bilim insanlarından oluşan enflasyon araştırma grubunun (ENAG) açıkladığı yıllık enflasyon ise %108,58 olarak açıklandı. İstanbul enflasyonu ise %55,19 oldu.

Bilindiği üzere TÜİK bir devlet kurumudur ve hesaplamalarda güven verici olduğu için verileri baz alınmalıdır. ENAG a göre ise TÜİK’in enflasyon verilerinin iki katından fazla enflasyondan söz ediliyor. Hesaplamalarda devletin kurumlarının verdiği bilgilerden şaşmamalıyız ama verilen rakamların da gerçeği yansıtmadığı bir gerçektir. Çünkü kim ne oranda bilgi verirse versin yaşadığımız enflasyon oranlarını hepimiz biliyoruz. Çarşıda, pazarda, markette yaşadığımız enflasyon TÜİK verilerinin neredeyse iki katına kadar çıkmaktadır.

Enflasyon oranlarının en önemli yanı son birkaç yıldan bu yana asgari ücrete yapılan ek zam ve emekli maaşlarına yapılacak artışta baz alınmasıdır. Bu bağlamda son altı aylık enflasyon %19,77 olmasına rağmen asgari ücret %34 oranında arttırıldı ve ilk bakışta önümüzdeki dönemin tahmini enflasyonu da değerlendirilerek zam yapıldığı söylenebilir. Ancak bundan önceki dönemlerde olduğu gibi yüksek maaş artışları daha maaş alınmadan gelen zamlar nedeniyle enflasyona yenik düşmektedir. Dolayısıyla artan maaş ve ücretler enflasyonun gerisinde kaldığından yapılan zammın önemi kaybolmakta, alım gücü her geçen gün düşmekte, hayat pahalılığı artmaktadır. Doğal olarak en optimal çözüm ise enflasyonun önlenmesidir.

Göreve yeni gelen ekonomi yönetimi, Eylül 2021’den bu yana hiçbir ekonomist tarafından önerilmeyen ve kabul görmeyen düşük faiz sisteminden vaz geçerek %8,5 a kadar düşürülen politika faizinin %15 e çıkarmak suretiyle önemli bir dönüşe imza attı. Ancak enflasyonun %39 olduğu bir dönemde politika faizinin %15 veya 20 olması bir çözüm değildir. Politika faizi ile enflasyon oranı eşitlenmediği sürece enflasyon devam edecektir. Çünkü tasarruf sahipleri maksimum gelir elde etmek ve kendilerini enflasyondan korumak için tasarruflarının yönünü belirlerken getiri önemli olacaktır. Enflasyonun faizden yüksek seyrettiği bir ortamda hiçbir tasarrufçu parasını faize yatırmaz, mal veya emtiaya yatırım yapmayı yeğler. Bu durumda mala olan talep arttığından arz ve talep kanununa göre fiyatlar yükselecek yani enflasyon artacaktır. Yeni ekonomi yönetimi ise verdiği doğru kararla birlikte yumuşak geçiş yapmayı amaçlayarak faiz artırımının devam edeceği sinyalini vermiştir ve doğru bir karardır. Önümüzdeki süreçte yaşayarak tutumları göreceğiz ve olumlu gelişmeler kaydedeceğimiz yüksek ihtimaldir.

Emekli maaşlarına gelince toplumda en çok ezilen kesim olarak önemli oranda refah payı beklenmektedir. Nitekim Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklama da bu yöndedir. Ancak en düşük emekli maaşı asgari ücrete eşitlenmelidir. Çünkü enflasyon herkes için aynı oranda yaşanmaktadır.

2023 yılı başından itibaren TÜİK ve ENAG tarafından açıklanan enflasyon oranları grafiği aşağıdadır. 

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup %14,76 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %67,22 ile lokanta ve oteller oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2023 yılı haziran ayı itibarıyla, 20 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 117 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %46,63, aylık %3,45 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2023 yılı haziran ayında bir önceki aya göre %3,45, bir önceki yılın aralık ayına göre %23,64, bir önceki yılın aynı ayına göre %46,63 ve on iki aylık ortalamalara göre %59,18 olarak gerçekleşti.

Kaynak: TÜİK 

Tüm yazılarını göster