Enflasyon artık sen kork!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Ekonominin koordinasyonuyla ilgili bir kurul, fiyat istikrarıyla ilgili de bir komite oluşturuldu.

✔ Kurulacağı mart ayında ilan edilen ve fiyat istikrarına katkıda bulunacağı umulan komite için niye üç ay beklendi?

✔ Son dönemde komiteyi bir an önce oluşturmayı gerektiren bir gelişme mi yaşandı?

Biraz masalsı yanı da yok değil. Ama yine de etkileyici...

Fuat Edip Baksı, 1912’de Diyarbakır’da doğan ve ömrünün çoğunu İzmir’de geçiren bir öğretmen, şair ve güfte yazarı. Baksı’nın hüzünlü bir hayat hikayesi var. Baksı, Musiki Kılavuzu adlı sitede yer alan özgeçmişine göre 19-20 yaşlarındayken rüyasında çok güzel bir kız görür ve gönlünü ona kaptırır. Yaşı biraz ilerleyince aile baskısıyla evlenen Baksı, yıllar sonra bir bahar akşamı Çamlıca Kız Lisesi’nin önünden geçerken okuldan çıkanlar arasında rüyasındaki kızı görür. Adeta şoke olan şair kızla göz göze gelir, bakışlardan rahatsız olan kız da başını eğer. Fuat Edip artık orta yaşlı biridir, kıza bakakalır. Yürür gider ve o meşhur mısralar dökülür dudaklarından...

“Bir bahar akşamı rastladım size” diye başlayan ve “Daha önceleri neredeydiniz” diye biten mısralar.

İşte bu güfte, Selahattin Pınar'ın bestesiyle o şahane şarkıya dönüşür.

Geç oldu ama “herhalde” iyi oldu!

Gecikilen her karar da nedense bu güfteyi hatırlatır bana:

“Daha önceleri neredeydiniz...”

Her ne kadar kurulması sürpriz olmasa da dün resmiyet kazanan Fiyat İstikrar Komitesi gibi... Bu komitenin kurulacağı mart ayı ortasında açıklanan ekonomi reform paketinde zaten ilan edilmişti. Komite dün resmen kurulmuş oldu.

Fiyat İstikrarı Komitesinin yanı sıra bir de Ekonomi Koordinasyon Kurulu oluşturuldu.

Sorular, sorular...

Akla takılan sorular var:

- Fiyat istikrarını sağlamakla görevli, yasasında bu yönde hüküm de bulunan bir Merkez Bankamız var. Bu komitenin Merkez Bankası’nın işine karışması da söz konusu olmayacak deniliyor. Peki, bu komite Merkez Bankası’nın yerine getiremediği ya da tam anlamıyla başarılı olamadığı neyi yapacak?

- Bu komitenin kurulacağı martta ilan edildi ancak düne kadar adım atılmadı. Komiteyi aylar önce kurup faaliyete geçirip fiyat istikrarını daha erken sağlamak varken niye gecikildi?

- Kararı alınmış olmakla birlikte komiteyi kurmaya uzun süre ihtiyaç duyulmadıysa, son dönemde ne oldu da bu ihtiyaç ortaya çıktı?

- Peki ya Ekonomi Koordinasyon Kurulu? Ekonominin koordinasyonunda bir sorun mu yaşanıyordu ki böyle bir kurula ihtiyaç duyuldu?

- Ekonomi Koordinasyon Kurulu ve Fiyat İstikrarı Komitesi’ne duyulan ihtiyaç eşzamanlı olarak mı ortaya çıktı da bu oluşumlar aynı gün gerçekleştirildi?

MAHFİ HOCAYA KULAK VERELİM...

Mahfi Eğilmez Hocam, söz konusu kurul ve komite oluşturulunca blog sayfasında 9 Şubat 2019’da yer verdiği “Piyasa Sisteminde Fiyatlara Müdahale” başlıklı yazısını sosyal medya hesabında hatırlatma gereği duydu. Aslında bu yazıya köşemizde 15 Mart’ta belli ölçüde yer vermiştik. Ama günün önemine binaen aynı yazıyı hatırlamakta yarar var.

Türkiye’nin fiyatlara müdahaleyi daha önce de denediğini ve bunun bir dizi olumsuz sonuçları olduğunu hatırlatan Mahfi Hocam, yazısının girişinde önce ekonomiyle ilgili yalın bir tarifte bulunuyor:

“Ekonomi bilimi, üretimi kimin yapacağı, ne için yapacağı, ne kadar üretileceği, kaça üretileceği ve kaça satılacağı sorularının yanıtını arar. Bu soruların yanıtı bizi eldeki sınırlı kaynağın nasıl kullanılacağı sorusunun yanıtına götürür ki ekonomi biliminde buna ‘tahsis sorunu’ deniyor.”

Tahsis sorununu insanoğlunun tarih boyunca üç yönteme başvurarak çözmeye çalıştığına işaret eden Mahfi Eğilmez, bunları “gelenek yöntemi, piyasa yöntemi, kumanda yöntemi, yani merkezi planlama” şeklinde sıralıyor.

Bugüne kadar bu üç sistemin uygulanmasından elde edilen sonuçlara bakıldığında piyasa sisteminin kaynak tahsisi sorununu en doğru biçimde çözen sistem olduğunun görüldüğünü, bunun ayrıca diğer iki sistemi uygulayan ekonomilerin zaman içinde piyasa sistemine geçiş çabası içine girmelerinden de anlaşıldığını belirten Mahfi Eğilmez, yazısına şöyle devam ediyor:

“Zaman zaman piyasa ekonomisi uygulayan bazı ekonomilerde kumanda yöntemine geçiş eğilimleri görüldü. Örneğin Türkiye 1970’lerde böyle bir uygulamanın içine girdi. Bir yandan piyasa ekonomisi yürürlükte iken bir yandan da fiyat denetimleri başlatıldı. Devlet, Fiyat Kontrol Komitesi adı altında bir komite kurdu. Bu komite, fiyat artırmak isteyen özel kesim kuruluşlarının başvurularını inceliyor, onaylıyor, reddediyor veya değiştirerek kabul ediyordu. Bu uygulama yaygınlaştıkça başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye’nin her yerinde karaborsa ortaya çıktı. Türkiye bu uygulamaları 1980’lerin ortalarından itibaren terk ederek yeniden piyasa sistemine geri döndü.

Son zamanlarda Türkiye’de piyasa sistemine yine piyasa dışı yöntemlerle müdahale edilmeye başlandı. İlk bakışta piyasa serbest gibi görünmekle birlikte kamu otoritesi fiyatlara sözlü yönlendirmeler, polisiye önlemler ve idari cezalarla müdahale ediyor. Üstelik bu müdahaleler mal ve hizmet piyasasıyla da sınırlı kalmıyor, faizlerden kurlara kadar yaygın bir alanı kapsıyor. 1970’lerdeki Fiyat Kontrol Komitesi uygulamasına çok benzer bir uygulama olduğu için bir süre sonra bu baskılamanın karaborsaya dönüşmesi olasılığı oldukça yüksek.”

Tüm yazılarını göster