Enerjisa Enerji “karbonsuzlaşma için net sıfır yolculuğunda”

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm Başkanı Ebru Taşcıoğlu, “Enerjisa Enerji olarak kendimizi ‘karbonsuzlaşma için bir net sıfır yolculuğunda’ olarak tanımlayabiliriz. Hem şu andaki mevcut durumuna bakıyoruz, şu zamana kadar yapılmış, alınmış inisiyatiflerin etkilerini ölçüyoruz, hem de bundan sonraki dönemde nasıl bir seyir içinde, hangi aksiyonlara geçerek karbonsuz bir dünyaya sahip olabileceğimizi planlıyoruz” diyor.

Taşçıoğlu, Enerjisa Enerji’nin, “Türkiye’nin en büyük elektrik dağıtım ve satış şirketi olmakla beraber tasarruf odaklı çevresel sürdürülebilirliği destekleyen, yenilenebilir enerji uygulamaları sunan ve Türkiye’nin ilk ve en hızlı elektrikli araçlar şarj istasyonu şirketine sahip bir şirket” olduğunun altını çiziyor.

Enerjisa Enerji’nin etki odaklı iş modelini; gezegen ve toplum için değer yaratan yaklaşımını şöyle anlatıyor Taşçıoğlu:

Çözümün büyük bir parçasıyız

“Enerji ve enerjiye bağlı emisyonlar küresel iklim krizinin baş oyuncularından biri. Problemin büyük bir parçası olmak çözümün de büyük bir parçası olmanızı sağlıyor. Enerjisa sürdürülebilirlikte üç etki alanından besleniyor. Bir tanesi iş modelini sürdürülebilir ürün ve hizmetler üzerine kurmak. Yani biz diyoruz ki tüm bunları yaparken çevre için emisyonunu yöneten, biyoçeşitliliğe önem veren, aynı zamanda müşteriyi ve enerji verimliliğini odağına alan, tedarik zincirini de bu iş modelinin içinde konumlayan bir modelimiz olsun. Bunlar bu üçlü etki alanının alt başlıkları. Öte yandan sürdürülebilirliğin çok kapsamlı bir şekilde konuşulması gereken bir tarafı da şüphesiz işin sosyal ve çevre tarafı. Ama bunların hepsi birbiriyle çok ilişkili, beraber çalışan konular. Çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık, iş sağlığı ve güvenliği, bütünsel iyilik hali, yetenek yönetimi, toplumsal yatırımlar, kurumsal sosyal sorumluluk. Onlar da sosyal tarafını oluşturuyor. Enerjisa Enerji’nin sürdürülebilirliğe bakış açısı, niyet beyanı da biraz bunların üzerine oturuyor ve var gücümüzle herkes için daha iyi bir gelecek için çalışıyoruz.”

Ülkeler enerjinin ‘erişilebilirliğini’ önceliklendirmeye başladı

“Son 10 yılı kapsayan ve enerji yatırımlarını ortaya koyan araştırmalara bakarsanız aslında çok ciddi bir dönüşüm var. Özellikle kömüre giden yatırımlarla işlerin yenilenebilir tarafında yapılan yatırımlar arasında tamamen tersine dönmüş durumda. Bence Türkiye’de de çok ciddi bir hızlanma var. Ancak gidecek daha yolumuz var. Rusya-Ukrayna gerilimiyle beraber doğalgazın bambaşka bir seyre ulaşması durumu var. Bu durum biraz yeşil enerji dönüşümünü yavaşlatacak. Çünkü ülkeler enerjinin iklime etkisinden daha çok ‘erişilebilirliğini’ önceliklendirmeye başladı. 2013’ten bu yana toplam üretimin içinde kömür ilk defa bu kadar yukarı çıktı. Ama bunu geçici bir dönem olarak düşünmek gerek.”

Bundan sonra “rotayı başka yere çevirdik” durumu olamaz

“Enerji dünyasında, hepimizin konuştuğu şey hem arzın güvenliğini sağlamak hem de enerji ulaşımının maliyetinin karşılanabilir olmasını sağlamak. Bütün bunları yaparken de, çevresel sürdürülebilirliği korumak. Güneş, rüzgâr ve hidrojen gibi birçok enerji çözümü devreye girecek. Bunlar için şu anda belki adını bilmediğimiz, henüz bulmadığımız ama bulacağımız büyük inovatif teknolojik dönüşümler olacak. Bardağın dolu tarafını görelim anlamında söylemiyorum, ama enerji krizi iklim kriziyle de birleşince biraz bunu zorunlu kıldı sanki. Dünya için de, ülkemiz için de, enerji dünyamız için de kolay bir süreç değil. Ama ‘bundan sonra rotayı başka yere çevirdik’ durumunun söz konusu olmayacağını söyleyebilirim.”

Beklemek değil, çalışmak gerek 

“Değişim, dönüşüm bulaşıcı. İş dünyası değiştikçe, dönüştükçe kendi ekosistemi de buna ayak uydurmak durumunda kalıyor. Enerjisa Enerji olarak bizim yaklaşımımız da bu doğrultuda. Ben sadece Enerjisa Enerji için değil aslında ekosisteminde de bir şeyleri değiştiriyorum. Sadece artık çalışanım, müşterim, hissedarım, tedarik zincirim diye bakmıyorum. Değdiğim yerlerde bir şeyi değiştiriyorum. Bir taşı suya atmak, o taşın etrafında oluşturduğu halkalar gibi çalışıyor. O yüzden iş dünyası bence burada çok kritik. Zamanla daha da olgunlaşacak. Gelecekte diye konuştuğumuz şeyler, aslında bugün. Artık geleceği planlayarak, öngörerek, bekleyerek değil; bugün herkese daha iyi bir gelecek için çalışmak düşer. Özel sektöre de diğer tüm partilere de.”

Tüm yazılarını göster