Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) “Dünya Enerji Görünümü 2020” raporuna göre yenilenebilir enerji kaynakları gelecek 10 yılda dünyadaki toplam elektrik talebinin yüzde 50’sini karşılayacak. Başrolde ise güneş olacak.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) enerji piyasalarının gelecek 10 yılına odaklanan “Dünya Enerji Görünümü 2020” raporuna göre, enerjinin geleceğini COVID-19 şekillendirecek. IEA tarafından yapılan enerji senaryolarında başrol yenilenebilir enerjilere ait. Parlayan yıldız ise güneş enerjisi.
“Güneş enerjisi, küresel elektrik piyasalarının yeni kralı olacak” açıklamasında bulunan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol, “Mevcut politikalar doğrultusunda değerlendirdiğimizde, güneş enerjisinin 2022 sonrasında yeni rekorlara imza atacağını söylemek yanlış olmaz. Eğer hükümetler ve yatırımcılar temiz enerjiye yönelik çabalarını artırırlarsa, güneş ve rüzgarda yaşanacak büyüme çok daha etkili olur ve iklim krizi ile mücadelede çok önemli bir yol kat edilir” yorumlarını yapıyor.
Rapora göre, 2020 yılında küresel enerji talebi yüzde 5, CO2 emisyonları yüzde 7, enerji yatırımları ise yüzde 18 oranında düşecek. Bu kapsamda, petrol talebi yüzde 8 düşüşle günlük 100 milyon varilin altında kalacak. Kömür talebi yüzde 7, doğalgaz talebi yüzde 3 ve küresel elektrik talebi de yüzde 2 gerileyecek.
Yenilenebilir enerjiler başrolde
Rapora göre, bu yıl artış gösteren tek alan yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi olacak. Destekleyici politikalar ve temiz teknoloji yatırımları ile ucuzlayan yenilenebilir enerji kaynaklarının, enerji piyasalarındaki rolünün ciddi oranda artacağını ortaya koyan rapor, küresel elektrik talebi 2030’a kadar yüzde 20 artarken, bu talep artışının yüzde 80’inin yenilenebilir enerji kaynakları tarafından karşılanacağına dikkat çekiyor.
Raporda yer alan verilere göre, yenilenebilir enerji kaynakları gelecek 10 yılda dünyadaki toplam elektrik talebinin yüzde 50’sini karşılayacak.
Bu talebin karşılanmasında en büyük payı hidroelektrik alırken, güneş en fazla büyüyen kaynak olacak. Bunu, rüzgar ve deniz üstü rüzgar santralleri izleyecek.
Büyümenin merkezinde güneş enerjisi var
Rapora göre, birçok ülkede, yeni kömür ve doğalgaz santrali yatırımlarından daha ucuz olan ve en düşük maliyetli elektrik kaynağı haline gelen güneş enerjisi, bu alandaki büyümenin merkezinde yer alacak. Bu kapsamda güneş enerjisi kapasitesinin 2030 yılına kadar yılda yaklaşık 280 gigavat artış göstereceği ve ortalama yüzde 12 büyüyeceği belirtiliyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının güçlü bir şekilde büyümesi ve enerji güvenliği için elektrik şebekelerine yapılacak yatırımların da artması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Enerjinin geleceğine yönelik
DÖRT SENARYO
Pandeminin yarattığı belirsizlik karşısında, iklim hedeflerine cevap verecek dayanıklı bir enerji sisteminin tasarlanması büyük önem taşıyor. Rapor, bu kapsamda dört temel senaryoya yer veriyor. Bu senaryoların her birinde başrol, yenilenebilir enerjilere ait.
- Mevcut Politikalar Senaryosu: Mevcut enerji politikalarının devam ettiği ve COVID-19’un gelecek yıl kontrol altına alınması durumunda, küresel enerji talebi 2023 başında COVID-19 öncesi seviyesine döner.
- Gecikmeli Toparlanma Senaryosu: Salgının 2021 yılında da devam etmesi ve kontrol altına alınamaması durumunda, enerji talebindeki toparlanma 2025’i bulur.
- Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosu: Temiz enerji politikalarına öncelik verilmesi ve bu alandaki yatırımların artması, Paris Anlaşması’nın belirlediği sürdürülebilir enerji hedefl erine ulaşılmasında önemli bir adım olur. Bu durumunda kamu sağlığı ve ekonomiye yönelik etkileri de son derece olumlu olacaktır.
- 2050 Net Sıfır Emisyon Senaryosu: Birçok ülke ve şirket 2050 yılında net sıfır emisyon oranına ulaşmayı hedefliyor.
Küresel petrol talebindeki büyüme çağı, on yıl içinde sona erecek
Raporda aynı zamanda, önümüzdeki yılların fosil yakıtlar için oldukça zorlu geçeceğine de yer veriyor. Bu kapsamda, kömürün küresel enerji portföyündeki payının, Sanayi Devrimi’nden sonra ilk kez 2040’ta yüzde 20’nin altına düşeceği ifade ediliyor. Rapora göre, petrol, salgının neden olduğu ekonomik belirsizliklere karşı kırılganlığını sürdürürken, doğalgaz talebinde Asya bölgesi başta olmak üzere dünya genelinde büyüme yaşanacak. Dr. Fatih Birol’un da ifade ettiği gibi; “Önümüzdeki 10 sene içinde küresel petrol talebindeki büyüme çağı sona erecek. Fakat devlet politikalarında radikal değişimler olmadığı sürece, bu düşüşün yavaş olacağı ortada. Mevcut politikalar temel alınırsa, küresel ekonomik toparlanma petrol talebini COVID-19 krizi öncesi seviyelerine çekebilir.”