Recep YILMAZ
Bursa Birlik Enerji Üretim A.Ş. Yön. Krl. Bşk.
Sadece büyük yatırımcılar tarafından yapılabilen lisanslı yenilenebilir rüzgar ve güneş enerji santrali projelerinin 2013 ve 2020 sonrası Orta Ve Küçük Ölçekli Yatırımcılar Lisanssız Üretim Yönetmeliği neticesinde kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile santral yapma imkanı buldular. Güç olarak kısıtlı dahi olsa, sektörün tabana yayılması ve daha çok üretime istihdama arttırıcı katkısı açısından çok önemli bir gelişme olmuştu.
Bu yöntemde, mahsuplaşılan öz tüketim sonucunda fazla üretilen elektrik enerjisi görevli dağıtım şirketleri tarafından, elektrik üreticisi abonelerinden satın alınmaktadır, dolayısı ile sektöre verilebilecek çok önemli bir teşviktir. Bu uygulamayı son derece memnuniyet verici olarak görüyoruz. Fakat faydalanılması mümkün olmamaktadır. Organize sanayi bölgelerindeki işletmelerin OSB dışında üretim yapamamasından dolayı çatılarına kurabildiğimiz yetersiz kısıtlı alanlarımızdan dolayı elektriği satabilmeyi bırakın, tükettiğimiz elektriğin yüzde onunu zor karşılıyoruz, OSB içindeki şirketler, ihtiyaç duydukları öz tüketim elektriğini OSB dışındaki alanlara yapacakları rüzgar, güneş santralları yolu ile karşılamaya kalktıklarında, OSB mevzuatı nedeni ile bunu yapamamaktadırlar. OSB içindeki fabrikaların, öz tüketimlerini OSB dışındaki arazilerde yapılabilmesine imkan sağlayacak şekilde mevzuatın değiştirilmesinin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Yapılan son değişiklikteki sanayi abonelerinin sözleşme gücünün iki katı üretim yapabilme imkanına kavuşması çok yerinde olmuş fakat yeterli olunmamıştır, çünkü incelendiğinde görülecektir ki ihtiyacın yüzde yirmisi karşılanabiliyor. Bu yüzdendir ki sözleşme gücünün en azından beş misli olması gerekmektedir ya da bu noktada verilen bu desteğin, sözleşme kurulu gücüne göre değil, tükettiği elektrik enerjisine göre üretim tesisi kurma hakkının daha doğru olacağı düşüncesindeyim. Ayrıca rüzgar türbinlerinin kanat çaplarının 160 metre ve daha yukarısında olması nedeniyle yaklaşık 50 dönüm gibi arazi gerekmektedir ve ülkemizdeki arazi bölünmesi nedeniyle büyük parseller bulunamamaktadır. Halbuki inşaat için vinç kurulum sahası dahil en fazla 10 dönüm yeterlidir. Fakat imar uygulamalarında özellikle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlarda, rüzgar türbininin kanat iz düşümlerinin dikkate alınmaması ve ilave alan kiralamaya gerek bulunmadığı kanaatindeyim. Rüzgar santrallarının imar konusunda ise rüzgar türbininin kurulduğu alanın yanındaki parsellere olan kanat iz düşümü konusunda, yandaki parsellere irtifak hakkı bedeli ödenmesinin yeterli olarak kabul edilmesi, rüzgar santrallarının imar konusundaki sıkıntılarına çözüm olacağı kanaatindeyim. Böyle olduğu takdirde ülkemiz sanayicisinin rüzgar santrali yapımı ile üretime ve istihdama katkısının çok daha ilerilere gitmesine yardımcı olacaktır.