Büyümenin yavaşlama işaretleri göstermesine rağmen enflasyonun yüksek seyrettiği bir dönemden geçiyoruz. Geçtiğimiz haftalarda enerji fiyatlarında yaşanan şok artış stagflasyon endişelerinin artmasına neden oldu. Ancak piyasa fiyatlamaları henüz risk iştahında sert ve kalıcı bir bozulmaya işaret etmiyor.
Şahin Fed sinyalleri nedeniyle yaşanan satış dalgası asgari hasarla atlatıldı. Varlık alımının azaltılması ve olası faiz artışının öne çekilmesine rağmen hisse senedi ve emtia piyasaları dipten gelen tepki alışlarıyla toparlandı.
Aşılama hızındaki artışla birlikte salgının yayılmasının yavaşlaması ve can kaybının azalması risk iştahını destekliyor. Havacılık, enerji, bankacılık, otomotiv gibi ekonominin açılmasından yararlanan döngüsel hisselerin güçlü performansı piyasaların ekonomideki yavaşlamanın geçici olduğuna inandığını gösteriyor. Uzun vadeli faizlerdeki yükseliş teknoloji gibi güçlü büyüme hisselerini baskılıyor.
Kısa süreli bir enerji şokunu risk iştahını bozan bir gelişme olarak görmüyoruz.
Petrol, doğalgaz, kömür tüketicilerinden üreticilere yapılan gelir transferi bir süre sonra arzın artmasını sağlayacak ve muhtemelen enerji fiyatlarındaki düşüşü konuşuyor olacağız.
Enerji fiyatlarındaki şok yükseliş kalıcı olursa piyasaları üç kanaldan vurabilir: (i) manşet enfl asyondaki yükseliş Fed’in faiz artışını öne çekerek risk iştahını bozabilir; (ii) Hane halkının harcama sepetinde enerji dışı mal ve hizmetlere ayrılan kısmı azalması bir talep şokuna dönüşebilir; (iii) Yoğun enerji kullanan demir-çelik, cam, çimento gibi sektörlerin kar marjları daralabilir.
Erken faiz indirimi sonrası dünya borsalarından kopan Türkiye varlıkları yeniden yörüngeye dönmeye çalışıyor. Geçen hafta tüm dünya ile birlikte Türkiye hisselerinde de tepki alışları görüldü.
Ancak temmuz - ağustos dönemindeki pozitif ayrışmayı fazlasıyla geri vermiş durumdayız. MSCI Türkiye son üç ayda yüzde 5, sene başından beri yüzde 23 dolar bazında kayıpla en kötü üç gelişmekte olan borsa endeksi arasında yer alıyor.
Türkiye varlıklarında geçen hafta görülen tepki alışının devam edip etmeyeceği küresel piyasaların seyrine ve Ankara’dan gelecek sinyallere bağlı olarak belirlenecek.
Merkez Bankası’nın dünyanın faiz artırdığı veya sıkılaşma sinyali verdiği bir ortamda faiz indirim döngüsünü başlatması dışarıdan gelecek şoklara karşı hassasiyetimizi artırıyor.
Enerji ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle manşet enfl asyonun sonbaharda yükselmeye devam ettiği bir konjonktürde Merkez Bankası’nın faiz indirmek için ısrarcı olması durumunda Türkiye dünyadan negatif ayrışmaya devam eder.
Bu senaryoda, Türk Lirası, uzun vadeli tahviller ve banka hisseleri en çok hasara uğrayan varlık gurupları olur. Sanayi hisseleri yüksek enfl asyon senaryosunda bankalara göre daha iyi performans gösterir.