Enerji sayfanız 10’undan gün aldı

Mehmet KARA ENERJİ GÜNDEMİ

Değerli okuyucular, bu köşe açılalı tam dokuz yıl oluyor. Yani DÜNYA Gazetesi Enerji Sayfası dokuzuncu yaşını tamamladı, 10’undan gün aldı. Türkiye enerji sektörünün hızlı bir dönüşüm ve keskin bir büyüme yaşayacağı öngörüsüyle başlattığımız Enerji Sayfası’nın ilki 13 Aralık 2012 tarihinde yayınlanmıştı. Tam da beklediğimiz gibi, izleyen aylarda başka gazetelerde de enerji sayfaları ve köşeleri açılmıştı.   

DÜNYA Enerji Sayfası’nın ilk konuğu ise dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız idi. İlk ana konumuz ise dönemin o çok ünlü kıtalararası doğalgaz boru hattı projesi NABUCCO idi.          

Konu çok popüler ama aynı zamanda netliğe kavuşturulması gereken bir gündem maddesi olunca gazetemizin manşetine de taşınmıştı. “Nabucco’dan çıkış masada” manşetini izleyen dönemde, üzerinden çok da fazla bir vakit geçmeden, “Nabucco tarih oldu” haberini yazmak ve yayımlamak da yine bize kısmet olmuştu.         

İşte o tarihten bugüne tabiri caizse, Türkiye enerji sektörünün nabzı bu sayfada attı demek fazla abartı sayılmaz. Dediğimiz gibi DÜNYA Enerji Sayfası sadece varlığıyla bile sektöre ufuk açmayı ve ulusal medyaya bu alanda öncülük etmeyi başardı.             

Bugün pek çok alanda olduğu gibi enerjide de bambaşka meseleler öne çıkmış durumda. Enerji Sayfası’nın yayına başladığı dönemde ve izleyen yıllarda özellikle elektrik sektörüyle ilgili haberlerde en çok kullanılan kelimelerden biri hiç kuşkusuz YEKDEM oldu. Açılımı ise epey uzundu: Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması.           

Bu mekanizma elektrik üretim yatırımlarının hızlandırılması için ana tetikleyici olarak gösteriliyordu. Ancak daha sonra eleştiri kantarının topuzunu kaçırıp YEKDEM'i elektrik fiyatlarının yükselmesinin baş sorumlusu ilan eden sanayiciler bile oldu.             

Şimdi geriye doğru baktığımızda, bugün elektrik yetersizliği yaşanmıyor ya da çok az yaşanıyorsa, bunun biraz da YEKDEM teşvikleri sayesinde kurulmuş rüzgâr, güneş, biyokütle, jeotermal ve hidroelektrik santralleri sayesinde olduğunu söylemek mümkün.             

Bugün Türkiye’nin en etkili enerji haberleri mecrası konumundaki Enerji Günlüğü’nün hikayesi de DÜNYA Gazetesi Enerji Sayfası’ndan yaklaşık dokuz ay önce, 12 Mart 2012'de başlamıştı. Enerji Günlüğü ile DÜNYA Enerji Sayfası’nın arşivleri, bu alandaki küresel trendleri de yansıtan, Türkiye enerji sektörünün son 10 yılının tarihidir (belirli yönleriyle elbette) aynı zamanda…                 

Geride bıraktığımız 10 yılda Türkiye’nin elektrik kurulu gücü neredeyse ikiye katlandı. 2012 yılında 50 bin MW’ler seviyesindeki kurulu güç bugün yaklaşık 100 bin MW seviyesinde. Kurulu gücün yanında bunun bileşiminde de ciddi değişiklikler oldu. Kamunun elektrik üretimindeki payı azaldı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güç içindeki payı da giderek arttı ve bugün yüzde 50’nin üzerinde.               

Geride bıraktığımız dönemin hiç kuşkusuz en önemli dönüşümlerinden biri de, elektrik dağıtım hizmetlerinin tamamen özel sektöre bırakılması oldu. Üretim özelleştirmeleri de, elektrikte serbest piyasa yaklaşımının bir diğer yansımasıydı.              

Ancak gelinen noktada, 2000’li yılların başındaki ilk Elektrik Piyasası Kanunu’nun çıkışı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) kurulmasıyla çıkılan liberal bir elektrik piyasası oluşturma yolculuğu son beş yıldan bu yana ciddi aksaklıklarla gündeme geldi.                

Elektrik alanında bir türlü serbestleşilemedi. Ana neden ise elektriğin bir zorunlu tüketim harcaması olmasının siyasilerde yarattığı tepki alırız kaygısını, yaralanmanın esas nedeni olarak ifade etmek mümkün. Öyle ki elektrik sektörünün gündemi, 2000’li yılların başında çoktan tüketilmiş bazı tartışmaların silbaştan yeniden yapılmasını zorunlu hale getirmiş denilebilir.                    

Sonuç itibariyle 10 yıl önce herkes bir gün serbest tüketici olacak hayali kuran elektrik sektörü oyuncuları bugün hiç de istemedikleri bir noktada. Türkiye bu konuda bir yol ayrımında. Ya serbestleşmeye devam ya da mevcut fiili duruma bir hukuksal çerçeve çizilip yola öyle devam edilecek.

Tüm yazılarını göster