Endüstri 4.0’dan TARBİL’e uzanan tarım

Endüstri 4.0 endüstriyel devrimin tarım sektörüne uzantısı tarımdaki verimliliği üst seviyeye çekmeyi hedefler. Tüm tarımsal araçların üretim süreci boyunca birbirleriyle iletişimi üzerinden işleyen bir sistemdir. Dijital tarımla tarlanın hangi bölgesine, ne ölçüde ve ne tür gübreler koyulması gerektiği, nasıl bir ilaçlama yapılacağı, bitkilerin sulama zamanı, toprağın durumu, tahmini hasat zamanı, detaylı ve gerçek zamanlı bir şekilde görülebilmektedir. Toprak analiz etmek, işlemek, ekmek, gübrelemek, ilaçlamak teknolojinin etkin kullanımıyla sağlanır.

Akıllı tarım uygulamalarında sensörler, uzaktan algılama drone ve uydu teknolojileri, yapay zeka, robot teknolojileri ile görüntü işleme teknolojilerine başvurulabiliyor. Böylece çiftçiler tabiat ve hasat arasında kendilerini çok daha güçlü hissedebiliyorlar. Bölgelerindeki hava şartlarına hâkim olmanın rahatlığıyla kararlar alabiliyorlar. Akıllı sulama sistemlerini cep telefonundan bile kontrol edilebilmek mümkün. Çiftçi bulunduğu yerden tarlasını sulama şansı bulurken, zaman ve iş kaybı azaltılıyor. Uydu görüntüleri verimliliği ve verimliliği etkileyen faktörleri araziye gitmeden tespit edebilmeye olanak tanıyor. Görüntü işleme teknolojileri ile de hastalık ve zararlıları çok kolayca tespit edebilmek ve önlemini almak kolaylaşıyor. Hassas tarım, kontrol, elektronik, bilgisayar ve veri tabanı ile hesap bilgisini bir araya getirerek gelişmiş bir sistem yaklaşımı ortaya koymaktadır. Hassas tarım teknolojisinin bileşenleri; küresel konum belirleme sistemleri, coğrafi bilgi sistemleri, değişken oranlı girdi uygulama ve uzaktan algılamadır.

Türkiye bir diğer boyutuyla da büyük veri ve veri madenciliğini iyi kurmak ve uygulamak zorundadır. Tarım da bu ulusal büyük veri (big data) içinde önemli bir paya sahip durumdadır. Tarım veri havuzu oluşturulurken, birçok kayıt bir araya getirilmektedir. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS), Örtüaltı Kayıt Sistemi, Organik Tarım Bilgi Sistemi, İyi Tarım Uygulamaları Kayıt Sistemi, Veteriner Bilgi Sistemi, Arıcılık Kayıt Sistemi, Üretici Birlikleri ve Kooperatifler kullanılmaktadır. Diğer bir boyutuyla da mevcutta yer alan tarım verileriyle entegre edilmektedir. 2017 kayıtlarında Çiftçi Kayıt Sistemi’nde şimdilik 2 milyon 121 bin 408 çiftçinin yer almakta olduğunu görüyoruz. Türkiye genelinde sisteme yaklaşık 52 milyon 130 bin parsel kaydı Tapu kayıtlarında yola çıkarak işlenmiştir. Tarımsal İşletme Kayıt Sistemine 2010 yılından başlanarak veri girilmektedir. Tarımda Endüstri 4.0, veri madenciliği, büyük veri demişken, bunların yer aldığı bir projemiz olmasaydı çok üzülürdük. Bugün sağlam bir altyapısı olan projemiz var; TARBİL. TARBİL Projesi 2008 yılında Devlet Planlama Teşkilatının yönlendirmesi ve finansal desteğiyle başladı. Proje tarımsal üretimde otomasyonu, bilgisayarlı sistemleri, dronlarla hasat, hastalık takibini, sulamada ileri teknolojiyi ve innovatif (buluşçu) mühendisliği öngörmektedir. TAGEM ve İTÜ-UHUZAM işbirliğinde geliştirilmiştir. Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin ve Gaziantep illerinde 2012 sonu itibarı ile 100 istasyona ulaşılmıştır. TARBİL, veri füzyonu ve akıllı karar verme mekanizmalarına dayanmaktadır. Füzyon kafanızı karıştırmasın. Veri füzyonunda yapılan işlem, birleştirilen verilerin makineler ve sistemler tarafından anlaşılır duruma getirilmesidir. Küresel Konumlandırma Sisteminden (GPS) alınan uydu görüntüleri yersel ölçüm ağlarından alınan verilerle yüksek hızlı bilgisayarlarda işlenmektedir. Değerlendirilme sonucunda ürün ve yer bazında güncel zirai bilgiye dönüşüm sağlanmaktadır. Zirai ve meteorolojik istasyonlar aracılığıyla; atmosferden toplanacak iklimsel parametrelerin, toprak sıcaklığının, nemin ve tüm görsel kayıtların verimi artırmak için kullanılır. İklim değişikliği ve kuraklığın izlenmesiyle, “ulusal ürün rekolte tahmini” dahi yapılabilmektedir. Yıllık ekim alanları belirlenirken parsel ve havza ölçeğinde %15-%25 verim artışı sağlanmaktadır.

Türkiye’nin güncel uygulamalarında TARBİL projesini görmüyoruz. Bir ulusun bekasından söz ediyorsak, iki sektörden vazgeçemeyiz. Bunlar; gıda, tarım, hayvancılık ve savunma sanayidir. Çözüm, Türkiye’nin geçmiş yıllardaki ivmelerine geri dönmesidir. Tarımda zaman öldürmek pahalı bir harcamadır, büyük bir israftır. İyi biliyoruz ki ithalatla dönmekte olan ürün gereksinimlerimiz, sürdürülebilir değil. Sürdürülebilseydi, taşıma suyla değirmen de dönerdi.

Tüm yazılarını göster