BlackRock Alternatif Çözümler Grubu Baş Yatırım Sorumlusu ve Küresel Başkanı Pam Chan, “Geçtiğimiz yıllar çok zordu. Bugün hala çok zorlu zamanlardan geçiyoruz. Fakat tüm zorluklara rağmen insanların gösterdiği dayanıklılık bana umut veriyor” diyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun “Meet The Leader” podcast serisi, dünyanın önce gelen iş dünyası liderlerine mikrofonu uzatıyor ve değişen dünyanın liderlik özelliklerini sorguluyor.
Podcast’in Mayıs ayı konuğu BlackRock Alternatif Çözümler Grubu Baş Yatırım Sorumlusu ve Küresel Başkanı Pam Chan oldu.
Alternatif Çözümler Grubu; özel sermaye ve krediden, altyapıya, hatta müzik sektörüne kadar birçok alana yatırım yapan 10 milyar dolarlık bir platform. Grubun özel çalışma alanlarından biri de ESG yatırımlarını (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) daha da ileriye götürmek için yeni fikirler geliştirmek.
Podcast oldukça uzun. Pam Chan’ın ilham verecek görüşlerini şöyle özetleyebilirim:
Yenilikçi olmak ve güven vermek
ESG kriterlerine gerçekten uymak için liderlerin ortaklık kurmada daha iyi hale gelmeleri ve kendilerini yeni bakış açılarına ve yaklaşımlara açmaları gerekiyor. Birçok teknolojik, ekonomik ve jeopolitik tersliğe rağmen, yenilikçiliği ve güveni sürdürmeye devam etmeleri gerekecek.
Daha etkin, dayanıklı ve kapsayıcı bir finansal sisteme katkı sağlamak için ağınızı genişletin. Farklı düşünmek, ağlarınızı geliştirmekle başlar. Geniş ağlara sahip liderlerin, farklı gruplar veya insan türleri hakkında öngörüleri daha gelişmiş olur.
Yeni tanıdığınız veya sesini daha önce duymadığımız insanlarla beyin fırtınası yapmak çok daha fayda sağlar. Ardından yeni bağlantılar kurmak için bir plan yapın. Bir yemeği veya çayı paylaşmak, yeni anlayış ve çözümlere yol açabilecek derin ilişkiler kurulmasını sağlayabilir.
Önümüzdeki 10 sene içinde paydaş kapitalizmin çok daha ön plana çıkacağını düşünüyorum. Şirketler hem değer yaratmak hem de değer kazanmak için tüm paydaşlarının ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayacaklar. Yaşanan tüm zorlukları birlikte aşabilmek için, iş birliği ve diyaloğa her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olacak.
Sürdürülebilir yatırımlar
Bugün dünya genelinde yaşananlar, sürdürülebilir bir şekilde yatırım yapmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Sadece çevre açısından değil, aynı zamanda sosyal ve yönetişimsel açıdan da aynı şey geçerli.
Alternatif yatırımlar, geleneksel yatırım kategorilerinden birine girmeyen yatırım türleri olarak tanımlanıyor. Özel sermaye veya risk sermayesi, hedge fund, gayrimenkul, emtia ve sanat eserleri alternatif yatırımlara örnek olarak gösterilebilir. Bu yatırım türünün önemli olmasının birkaç nedeni var. Birincisi çok hızlı büyüyor olması. Bugün 15 trilyon dolara ulaşmış durumda; birkaç sene içinde 23 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu yatırımların önemli olmasının bir diğer nedeni uzun vadeli bakış açısına sahip olmamızı sağlaması.
Esneklik ve şirket kültürü Pandeminin yol açtığı olumlu sonuçlardan biri; insanların nasıl çalıştıkları, nerede çalıştıkları, ne zaman çalıştıkları konusunda esnekliği benimsemeye başlamış olmamız. Bence bu sayede insanlar işe daha bütünsel bir şekilde bakmaya başladılar. Fakat bu durum aynı zamanda iş kültürü ve yenilikçiliği teşvik etmek açısından bazı zorlukları da beraberinde getiriyor; çünkü artık kahve içerken biriyle karşılaşmıyoruz. İş dünyası liderlerinin odaklanması gereken konuların başında bu esnekliği yaşarken, şirket kültürünü nasıl koruyacakları geliyor.
Genç nesillerin ne aradığını, ne beklediğini gerçekten derinlemesine araştırmak gerekiyor. Yapılan anketler; tüketicisi oldukları veya yatırım yaptıkları şirketlerdeki ‘değerlerini’ görmek istediklerini ortaya koyuyor. Bu değeri yaratmak için iş modellerinin değişmesi gerekiyor.
2019 ile 2022 arasındaki fark! Dünya çok hızlı değişiyor. Sadece bir düşünün. COVID ile bir uzay-zaman süreklilik eğrisinde olduğumu hissediyorum; 2022 ile 2019 ne kadar farklı, değil mi? Genel olarak bakıldığında, üç yıl çok uzun bir süre değil ama bence insanların neye ihtiyaç duyduğu, neye odaklandıkları, nelerden korktuklarının hızı, değişimin hızı inanılmaz derecede önemli. Bugün; yaşadığımız bu geçişi nasıl daha kapsayıcı hale getireceğimizi düşünmeye ve kolektif zenginlik yaratmaya çalıştığımız bir zamandayız.
Yaşanan bu hızlı değişim sürecinde bana hayata dair umut veren en önemli konunun dayanıklılık olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllar çok zordu. Bugün hala çok zorlu zamanlardan geçiyoruz. Fakat tüm zorluklara rağmen insanların gösterdiği dayanıklılık bana umut veriyor. Gerçekten mükemmel bir şekilde yaratılmış olduğumuzu düşünüyorum. Çok daha iyisini yapmamız, çok daha fazla çalışmamız gerekiyor; fakat insanların her tür diyaloğa açık olması da bana umut veriyor.”
İş birliği ve kolektif zeka çok önemli
“Büyük bir dönüşümden bahsediyoruz; fakat bizim yeterince hızlı olmadığımızdan endişeleniyorum. Hem iyi düşünmemiz hem de hızlı hareket etmemiz gerekiyor. 2050’ye kadar net sıfıra ulaşmak için 125 trilyondan dolar gerektiğinden bahsediyoruz. Bunu henüz yaratılmamış teknolojilerle mi yapacağız? Hepimizin birlikte çalışması gerekiyor. Her şeyi çözecek tek bir kişi yok ve bu yüzden işbirliğinin ve kolektif zekanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.”