Emtia fiyatları hep böyle kalmayacak

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Pandemi döneminde düşük seyreden emtia fiyatları bugüne kadar hem tüketici enflasyonunu hem de cari açığı sınırlandırıcı yönde destekleyici oldu. Ama ya bundan sonrası? Emtia analisti değilim; fiyatların ve talebin yönüne dair yapacağım öngörüler “eğitimli tahminler” olmayacak; ama yine de önümüzdeki dönemde eğer pandemi son bulursa emtia fiyatlarının da artmaya başlayacağını öngörmek zor değil. Goldman Sachs’ın yakın zamanda yaptığı bir öngörü bize, kısa vadede olmasa da orta vadede bizim gibi emtia ithalatçısı ülkeleri bekleyen tehlikeyi hatırlattı. Dünya ekonomileri toparlanmaya başladıkça pandemide düşük seyreden emtia fiyatları artmaya başlayacak.

Emtia analistlerine göre yönü belirleyecek 3 ana faktör var: Koronavirüs aşısı, dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD’nin başlattığı devasa niceliksel gevşemenin ulaşacağı boyut ve dünyanın iki numarası olan Çin ekonomisinin toparlanma hızı.

1- Birinci faktörü haftalardır konuşuyoruz. Aşı uygulamaya girdiğinde hayat normalleşmeye başlayacak; ticari ve sınai hayat pandemi öncesine dönmeye başlayacak. Okullar açılacak; uçaklar kalkacak; insanlar seyahat edecek. Jet yakıtından çeliğe kadar birçok emtiaya olan talep artacak.

2- İkinci faktör çoktan devreye girdi bile. ABD’nin ve diğer ülkelerin ortaya saldıkları para ekonomide kaldıkça üretim ve tüketimi; dolayısıyla üretime ve tüketime konu olan emtiaları destekleyecek. Görünen o ki, bu paraların piyasalardan çekilmesi biraz zaman alacak. Üstüne bir de Biden’ın seçim taahhütleri arasında yer alan altyapı ve temiz enerji projelerine harcanacak olan 2 trilyon dolar var. Bunlar da durgun ekonomilere can suyu; bakır ve gümüş gibi emtialara ise ekstra talep demek. Fed piyasada parayı bol ve faizleri uzun bir süre daha sıfıra yakın tutacak. Kitaba göre böylesi bir ortamda dolar zayıf kalır, emtia fiyatları ise artar.

3- Buna bir de üçüncü faktör olan Çin etkisini ekleyin. Ya da daha doğrusu Çin faktörüne diğerlerini ekleyin, çünkü dünyada üretilen birçok emtianın çok büyük bir bölümünü tek başına Çin tüketiyor. Mesela yerkürede yetiştirilen soya fasulyesinin yüzde 30’u Çin’de tüketiliyor. Alüminyum cevherinin yüzde 35’i, demir cevherinin yarısı, kömürün yüzde 55’i, bakırın ise yüzde 70’inin son adresi bu dev ülke. Petrolün yüzde 14’ünü ve pamuğun yüzde 30’unu da Çin kullanıyor. Kolay değil; 1 milyar 4oo milyonu insanı doyurmak, onlara giyecek giysi ve barınacak konut yapmaktan bahsediyoruz. Çin’de inşaat ve imalat sektörü canlandıkça bakır ve çelik gibi ürünlere olan talep artıyor. Konu sadece 1.4 milyar Çinli ile sınırlı değil. Bir de Çin’in başlattığı ve 139 ülkeye dokunan “Kuşak ve Yol İnsiyatifi” var. Çin’in küresel hegomanya arayışında belki de en büyük ekonomik silahı olan bu proje milyarlarca dolarlık altyapı yatırımını içeriyor. Yani demir ve çelik gibi emtialara daha fazla talep yaratıyor.

Kısacası; yukarıda sıralanan üç faktöre bağlı olarak 2008 krizinden sonra da olduğu gibi Koronavirüs krizinin ardından bakır, lityum, çelik, kömür, kobalt, kurşun, alüminyum, demir cevheri ve manganez gibi endüstriyel emtialardan soya fasulyesi, pamuk ve mısır gibi tarımsal ürünlere kadar birçok emtianın talebinde artış yaşanabilir. Son 2-3 yıldaki sert yükselişe rağmen altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli metaller de aynı dalgadan yararlanabilir.

Bu dalganın etkileyeceği ülkeler arasındayız. Birçok emtiada net ithalatçı olduğumuz, diğerlerinde de ancak kendimize yettiğimiz için olumsuz etkiler. Emtia fiyat hareketleri bizim için her zaman rahatsızlık unsuru olmuştur. Merkez Bankası’nın birçok açıklamasında emtia fiyatlarına tekrar tekrar atıfta bulunulduğunu hatırlayın. Emtia fiyat artışları hem enflasyonu, hem cari açığı, hem de büyümeyi olumsuz etkileyecektir. Ne yazık ki, yıllardır konuşulmasına rağmen cari işlemler dengesinin emtia fiyatlarına hassasiyetini azaltamadık. İşler yolunda gider ve teknoloji, verimlilik ve yerli kaynak ağırlığının artışı sayesinde uzun vadede hassasiyeti azaltmayı başarabilsek bile Türkiye’nin kısa vadede emtia fiyatlarındaki artışın ekonomi üzerindeki etkilerini nasıl yumuşatabileceğim düşünmeye başlaması lazım. 2021’in tamamı olmasa bile ikinci yarısı emtialarda ilginç fiyat hareketlerine sahne olabilir...

Tüm yazılarını göster