Emisyonların düştüğü yıl sayısı: 0

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Glasgow’da devam eden BM İklim Zirvesi COP26, petrol şirketleri açısından kötü bir hafta olarak değerlendirilebilir; fakat COP26 tamamlanmadan önce, haberlerin onlar için çok daha kötü olması gerekiyor. Aksi takdirde, iklim krizinin etkileri çok daha yaşanılmaz bir hal alacak.                

İlk hafta boyunca Glasgow’da çok önemli taahhütler verildi; ama bu taahhütlerin büyük bir bölümü gönüllü taahhütler oldu ve hayata geçirilmedikleri takdirde, pek de bir sonuç yaratamayacaklar. Zirveye şu ana kadar liderlik edenlerin ise genç aktivistler ve iklim krizinin etkilenden en fazla zarar gören ülkeler olduğunu söylemek ise yanlış olmaz. 25 yıldır devam eden iklim tartışmalarının sonucunda, bugün geldiğimiz noktada karbon emisyonlarının hiçbir yıl azalmamış olması, ülkelerin artık net bir kararlılık göstermesi gerektiğinin net bir sonucu.           

Fosil yakıt kaynaklı karbon emisyonları, 2020 yılında COVID-19 salgını nedeniyle uygulanan kısıtlamalar nedeniyle yüzde 5,4 geriledi. Ancak Küresel Karbon Projesi tarafından yayımlanan yeni rapor, emisyonların bu yılsonuna kadar yüzde 4,9 artış göstererek 36,4 milyar tona ulaşacağını öngörüyor.              

2021 yılında kömür ve doğal gaz tüketiminin, 2020’de gerçekleşen düşüş miktarından daha fazla artış göstermesi, petrol tüketiminin ise 2019 seviyesinin altında kalması bekleniyor.                 

Dünyanın en yüksek emisyonlarına sahip ülkelerinden Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin 2021 yılında atmosfere saldığı emisyonların, küresel salgın öncesindeki düşüş eğilimine dönerken, Hindistan’ın CO2 emisyonlarında artış görülüyor. Çin’in COVID- 19 salgını sürecinde enerji ve sanayi sektörlerinde uyguladığı politikalar, CO2 emisyonlarında artış yaşanmasıyla sonuçlanıyor.                

Exeter Üniversitesi, Doğu Anglia Üniversitesi CICERO Enstitüsü ve Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacıları bir araya getiren ekip, karayolu taşımacılığı ve havacılığın pandemi öncesi seviyelerine ulaşması ve kömür kullanımının sabit kalması durumunda, 2022 yılında emisyon artışının daha fazla olması ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini ortaya koyuyor.              

Araştırmaya liderlik eden Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsü’nden Prof. Pierre Friedlingstein, “Ekonomilerinin salgının etkilerinden toparlandığı süreçte emisyonların hızla artması, küresel ölçekte iklim değişikliğiyle acilen harekete geçmemize yönelik ihtiyacın önemini bir kez daha gösteriyor” yorumlarını yapıyor.               

Prof. Pierre Friedlingstein, “2021’de küresel ölçekte fosil yakıt kaynaklı CO2 emisyonlarındaki toparlanma, pandemi öncesindeki fosil yakıtlara dayalı ekonomiye döndüğümüze işaret ediyor. Bazı ülkelerin salgın sonrasındaki ekonomik toparlanma planlarında yeşil ekonomiye yönelik gerçekleştirdikleri yatırımların, salgın öncesi emisyon seviyesine ulaşmayı engellemek açısından kendi başlarına yetersiz kaldığı görülüyor” diyor.              

Friedlingstein, “2050 yılına kadar net sıfır CO2 emisyon seviyesine ulaşmak için, küresel ölçekte CO2 emisyonlarını her yıl ortalama 1,4 milyar ton azaltmak gerekiyor” Bu gereklilik, günümüzde atılması gereken adımların büyüklüğünü vurguluyor” diye ekliyor.                

Fosil yakıtların denklemin dışında bırakması gerekiyor

Analize katkı sunan UEA Çevre Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Corinne Le Quéré ise, “COVID-19’un yarattığı olumsuz etkinin küresel CO2 emisyonları üzerindeki yansımasını anlamamız biraz zaman alacak. 2015 yılında Paris Anlaşması’nın kabul edilmesinden bu yana, küresel ölçekte enerjinin karbondan arındırılmasında oldukça fazla ilerleme kaydedildi. Aynı zamanda salgın esnasında büyümeye devam eden yegâne enerji kaynağı yenilenebilir enerji oldu. Artık, yeni yatırımların ve güçlü iklim politikalarının yeşil ekonomiyi daha sistematik şekilde desteklemesi ve fosil yakıtları denklemin dışında bırakması gerekiyor” diyor.

Kapitalizm gezegeni öldürüyor

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’na ev sahipliği yapan İskoçya’nın Glasgow kentinde binlerce kişi küresel ısınmayla mücadelede daha radikal eylemlerde bulunulması talebiyle sokağa döküldü. Öğrenci ve aktivistlerin başını çektiği protestocular, “Kapitalizm gezegeni öldürüyor” yazılı dövizler taşıyıp iklim krizinden büyük şirketleri sorumlu tuttu. Yağmurlu havaya rağmen buluşan binlerce kişi ayrıca, “Dünyamız saldırı altında, ayağa kalk ve savaş!” sloganı attı. Gösterilerde iklim adaleti sağlanması için çağrı yapılırken çiftçilerin yaşadığı mağduriyete de dikkat çekildi. Dünya genelindeki protestolarda, fosil yakıt kullanımının azaltılması ve iklim değişikliğinden etkilenen yoksul ülkelere acilen yardım edilmesi için çağrılarda bulunuluyor. Aktivistler toplantılarda şu ana kadar sağlanan ilerlemenin yetersiz olduğu ve ülkelerin daha cesur adımlar atması gerektiği görüşünde.

“Türkiye’de fosil kaynakları finanse etmeyin”

Sivil toplum kuruluşları Türkiye’deki yatırımcı fonlarına gönderdiği mektupta, fosil yakıtlara ilişkin her türlü desteğin sonlandırılması yönünde çağrı yaptı. Mektup ile birlikte, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlanan ve yatırımcı fonlarına gönderilen bilgi notunda “neden şimdi” sorusuna cevap veriliyor.               

İklim hedeflerinin, finansal sistemde de karşılık bulduğu belirtilen bilgi notunda, fosil yakıt üreten ve/veya fosil yakıtlarla ilgili alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin hisse değerinin son on yılda 123 milyar dolar düşerek, küresel hisse senedi endeksinden yüzde 52 daha düşük performans gösterdiği belirtiliyor. Paris Anlaşması’nı onaylamasının ardından Türkiye’nin de, net sıfır hedefi için sorumluluklarını yerine getirmesi bekleniyor. Yapısal değişim gerektiren bu dönemde; adil bir ekonomi, yaşanabilir bir yeryüzü için emisyonlar ile ekonomik faaliyetler arasındaki mevcut doğrusal ilişkiyi kıracak bir dönüşüme ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin emisyonlarında önemli payı olan fosil yakıtların terk edilmesi, 1,5 derece sıcaklık hedefine ulaşmak ve 2050’de net sıfır olmak için yatırımcı kararlarının dönüştürücü gücünün de devreye girmesi gerekiyor. Bu odakla SEFiA, 350.org Türkiye ve Ekosfer, Türkiye’de işlem yapan tüm yatırım fonlarına gönderdiği mektup ile COP26 toplantısı sonuna kadar gerçekleştirilmek üzere aşağıdaki taleplerde bulundu: Başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara yatırım yapan kurumlarla işbirliği sonlandırılmalı             

Başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara yönelik mevcut tüm yatırımlardan çıkılmalı Başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara yönelik hiçbir yatırımda yer alınmayacağı ve bu alanda yatırım yapan kuruluşlarla iş birliğine gidilmeyeceği duyurulmalı.

Tüm yazılarını göster