Zafer Özcivan
Ekonomik olarak her dönem en olumsuz gelişmeleri yaşayan, en çok geçim sıkıntısı çeken, en az maaş alan, en az beslenebilen, en çok çocuklarına, torunlarına hediye almayı; yılda üç beş gün tatile gidebilmeyi hayal eden, tenceresini nasıl kaynatacağını düşünen, geleceğinden kuşku duyan kesim emekliler olmuştur. Yaklaşık üç yıldan bu yana devam eden yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, alım gücü gibi ekonomik faktörlerden en çok zarar gören emekliler hayatlarını idame ettirebilmek için olanakların elverdiği ölçüde ikinci bir gelir kaynağı yani çalışmak için arayışlarını sürdürmektedir.
Yıllardan bu yana asgari ücretten, açlık sınırından daha düşük maaşla yaşam savaşı vermeye çalışan emeklilere seçimden önce verilen vaatler de çözüm olmadı. Memurlara %17’nin yanı sıra 8 bin 77 TL seyyanen zam yapılarak en az maaşın 22 bin TL ye çıkarılması, asgari ücrete %34 zam yapılmasının yanında emeklilere kök maaş baz alınarak %25 zam yapılmasının hesap ve mantığa uygun olmadığı aşikardır. Devlet büyüklerimizden şimdiye kadar ekimde zam yapılacak, ikramiye verilecek gibi açıklamaların ardından en son yapılan bakanlar kurulu toplantısında sadece bir defaya mahsus ve çalışan emekliler hariç tutulmak koşuluyla 5 bin TL verileceği açıklanınca hayal kırıklığı yaşayan emeklilerin umudu yılbaşına kaldı. Öncelikle çalışan emeklilerin ikramiye dışında tutulmasının açıklaması yoktur. Kaldı ki zorunlu olmadıkça hiçbir emekli çalışmak istemez ve çalışanlar bilindiği üzere zaten devlete para ödemektedir.
Alınan bu karadan sonra anlaşılıyor ki emekliler sefalet içinde yaşamaya devam edecek. Enflasyon, dar ve sabit gelirli her vatandaş için aynı ölçüde geçerlidir. Asgari ücretin 11 bin 402 TL olduğu bir ortamda en düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL de kalması kabul edilecek bir durum değildir. Ayrıca son 222 ayda sadece 8 aylık dönemde en düşük emekli maaşı asgari ücretin üzerinde kalan 216 ayda ise asgari ücretin altındadır.
Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamada emeklilere verilen 5 bin TL’nin bütçeye 61 milyar TL ek yük getireceği belirtilmiştir. Geçiş garantili yol, köprü, tünellere, hasta garantili şehir hastanelerine giderek artan maliyetler ortada iken ve devlet giderlerinden tasarruf gündeme gelmeden emeklilere sıra gelince maalesef bütçeye yükten bahsediliyor. İddia son derece doğrudur ama biraz da emekli haklarını korumak zorundayız. Ayrıca maaşların enflasyonu yükselttiği iddiasına katılmak mümkün değildir.
KAYNAK: Euronews
Asgari ücret, adı üstünde verilmesi gereken en düşük ücret demektir. Dolayısıyla en düşük emekli maaşı asgari ücrete eşitlenmelidir.