Zafer Özcivan
Ekonomist-Yazar
zozcivan@hotmail.com
Emekli maaşları, asgari ücret, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, alım gücünün düşmesi, döviz kurları ile tartışıp birtakım tahminler yaptığımız birkaç yıldan sonra yeni yıla az bir süre kala doğal olarak maaş hesapları yapılmaya devam ediyor ve asgari ücret toplantıları da başladı. Bu yılın geçtiğimiz birkaç yıldan farkı ise 2024 yılının emekliler yılı ilan edilmesiydi.
Günümüzden yaklaşık yirmi yıl önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin %40 üzerinde idi. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde en düşük emekli maaşı sürekli asgari ücretin altında seyretmektedir. Bunun nedenlerini sıralamak gerekirse;
2008 yılına kadar 70 olan emeklilik katsayısı da 45’e düşürülünce emeklinin durumu ekonomik olarak daha da kötüleşmiş ve en düşük emekli maaşı asgari ücretin bir hayli altında kalmıştır.
Yıllarca devam eden bu adaletsiz ödeme sistemi ile birlikte emeklilerin geçim sıkıntısı giderek artmış, enflasyonun en çok etkilediği, hayat pahalılığını en çok hissederek alım güçleri de sürekli düşmüştür. Öyle ki pazardan çürük meyve sebze toplayan, ucuz ekmek alabilmek için sıcakta ve soğukta saatlerce bekleyen vatandaşlarımızı yazılı ve görsel basından izlemeye başladık.
Bilindiği üzere asgari ücret özel sektör, emekli maaşı ise devlet tarafından verilmektedir. Tabii ki devlet bütçesini de dikkate almak durumundayız ama her dönem en çok fedakârlık emeklilerden beklenmemelidir.
Geçtiğimiz yılbaşında memurlara 8 bin 750 TL seyyanen zam verilmesine rağmen emekliler unutuldu ve sıkıntı çekmeye devam ediyorlar. 2024 yılı emekliler yılı olarak ilan edilince hepimiz maaşlarda iyileştirme, seyyanen zam gibi olumlu beklentiler içine girmiştik ama maalesef bunların hiçbiri emeklilere yansıtılmadı.
Yeniden değerleme katsayısını %44,2024 yılsonu enflasyon hedefini %44, Kasım ayı sonunda kira artış oranları %60,45 olarak belirlendi. Yani vergiler noter harçları gibi devlet giderlerine %44 zam yapılacak kiralar da %60,45 artacak demektir. Bu durumda asgari ücret ve en düşük emekli maaşı halkın büyük çoğunluğunu ilgilendirmektedir. Ülkemizde çalışan nüfusun yüzde 40 kadarı asgari ücretle çalıştığı göz önüne alınırsa asgari ücretin normal ücret durumuna geldiğini söylemek abartı olmayacaktır. Bunlara bir de 16 milyon emekli eklenince toplam nüfusumuzun büyük bir kesimi açlık sınırının altında yaşam savaşı vermektedir. Tabii ki bu hesaplar hedefler tutarsa geçerlidir.2024 yılı içinde enflasyon tahmininin dört defa revize edildiğini de unutmamamız gerekir.
Yıllardan bu yana asgari ücretle en düşük emekli maaşının eşitlenmesi söyleniyor ama bu sözler maalesef dedikodudan öteye geçemiyor. Gerçekten de asgari ücretle en düşük emekli maaşı eşitlenmelidir. Çünkü asgari ücret adı üstünde çalışana verilmesi gereken en düşük miktardır. Enflasyon hepimiz için geçerli olduğuna göre bu yaklaşım hem hesaba hem de mantığa uygun olacaktır.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım olumsuzluklara birçok eklemeler yapılabilir. Ancak yılbaşı geldiği için biz en düşük emekli maaşı ne olabilir sorusuna cevap aramaya çalışalım.
Farz edelim ki şu anda yılbaşındayız ve enflasyon oranı da TCMB’nin öngördüğü gibi %44 olarak sonuçlandı. Asgari ücret, bu yılın ortasında artış görmediği için bütün yılın enflasyon oranı kadar yani %44 oranında alım gücünü kaybetmiş demektir. Öncelikle bu kaybın yerine getirilmesi için 17002 TL X %44 artış verilmelidir. Bu zam demek değil sadece enflasyon farkı veya alım gücünün yerine getirilmesidir. Ve bu rakam 24 bin 482 TL olacaktır. Fakat önümüzdeki süreçte yaşanacak tahmini enflasyon oranı da dikkate alınmalı, 2025 yılı için öngörülen %21 oranı da buna eklenmeli veya her ay TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranı baz alınarak değerlendirilmelidir. Bu yılın enflasyonu +2025 yılının öngörülen enflasyonu verilirse asgari ücret 29 bin 624 TL ye yükselecektir.
En düşük emekli maaşı da asgari ücrete eşitlenmesi gerektiğini yukarıda bahsetmiştim. Emekli maaşları yılda iki defa yapıldığından Ocak-Haziran dönemi enflasyon oranı olan %24,73 Temmuz ayında verilmişti. %44-%24,73=%19,27 enflasyon farkı olarak verilmeli ve 14 bin 908 TL olarak alım gücü haziran dönemine getirilmelidir. Asgari ücretle son bulduğumuz emekli maaşı farkı 29624-14908=14716 TL olacaktır ve bu rakam da emeklilere seyyanen yapılması gereken miktardır.
Yukarıda yapmaya çalıştığımız hesaplar dışında bir ücret veya maaş, dar ve sabit gelirlilerin enflasyon altında ezilmesine devam edeceği anlamına gelir ki o takdirde yoksulluk oranımız millet olarak yükselecektir.