SABANCI Holding CEO’su Cenk Alper ile Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, 6 Şubat’ta 7.7 Pazarcık, 7.6 Elbistan depremlerinin bölgedeki 11 ilimizi vurduğu gün Toroslar EDAŞ’ın merkezinin bulunduğu Adana’ya gitti.
Cenk Alper ve Kıvanç Zaimler yoldayken Enerjisa’nın İstanbul’daki merkezindeki bir ekip, Toroslar EDAŞ’ın hizmet verdiği Hatay, Gaziantep, Adana ve Kilis’teki elektrik kesintilerine odaklanırken, diğer taraftan şirketin bölgedeki 4 bin 500’ü aşkın personeline ulaşmaya çalıştı.
İlk aşamada Toroslar EDAŞ’ın ulaşılamayan personel sayısı 1700 dolayındaydı. Israrlı aramalar sonucu ulaşılamayan personel sayısı 700’e, sonra da 280’e kadar indi. Ulaşılamayan personel sayısı bir süre 280’de takılı kalınca Sabancı Enerji Grubu yönetimi endişelendi.
Derken bilgi akışı biraz hızlandı:
- Ulaşılamayan personel sayımız 100’ün altına indi… Enkaz altında kalan personelimiz var…
Enkaz altında kalanlarla ilgili önce müjdeli haberler alındı:
- 30 dolayında arkadaşımız enkaz altından sağ çıktı.
Zaman geçtikçe Toroslar EDAŞ ve Sabancı Grubu için üzücü haberler de ulaştı:
- 15 çalışma arkadaşımız enkazda vefat etti, 3 kişi de ağır yaralı.
Cenk Alper İstanbul’a, işlerin başına dönerken Kıvanç Zaimler, Toroslar EDAŞ’ın hizmet verdiği il ve ilçelerdeki turunu sürdürdü, depremle birlikte yaşanan trafo hasarları, elektrik kesilmeleri konusunda ekibinin çalışmalarını yerinde izledi.
Kıvanç Zaimler’le bölge turu sırasında önce telefonla konuştuk, ardından da “Nasıl Bir Ekonomi YouTube” kanalında sohbet ettik.
Zaimler, bölgede 10’u HES, toplam 11 santrallarının elektrik üretimi gerçekleştirdiğini bildirdi:
- Barajlarımızda, santrallarımızda bir sıkıntı yaşanmadı çok şükür…
İki büyük depremin ardından önceliği bölgede görev yapan çalışanları ile ailelerinin sağlığı, güvenliği konusuna verdiklerinin altını çizip ekledi:
- Bizim hizmet bölgemizde bulunan Antakya (Hatay), İslahiye, Nurdağı bitik durumda. Elbette depremler elektrik dağıtımını çok olumsuz etkiledi.
Çalışanları ve ailelerinin gıda-barınma başta olmak üzere tüm temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere hızla adımlar attıklarını kaydetti:
- Çalışanlarımızın aileleri genel merkez ve hizmet binalarımızda misafir edildi. Lojistik hizmet merkezlerimizde çalışanlarımızın aileleriyle konaklayabileceği konteyner kentler kurulmaya başlandı.
Personelle ilgili gözlemini şöyle aktardı:
- Bu süreçte kendileri de depremzede illerimizde yaşamını sürdüren, aileleri ve akrabalarıyla depremin yoğun acılarını yaşayan çalışanlarımız, enerjinin afet zamanlarında da en önemli ihtiyaç olduğu bilinciyle ilk birkaç saat içinde sahada görevlerine başladılar.
Kendisini çok duygulandıran bir olayı anlattı:
- Enkazdan sağ çıktıktan kısa süre sonra görevinin başına dönen bir arkadaşımızla karşılaşınca bir birimize sarıldık, birlikte ağladık. Enkazdan çıkıp göreve dönen arkadaşımız afet sırasında elektriğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamıştı.
Koordinasyon merkezinde afet planlarının devreye alındığını aktardı:
- Enerjisa Dağıtım Şirketleri olan Başkent EDAŞ ve Ayedaş’tan ekip ve malzemelerimiz yola çıktı. Bölgedeki saha çalışanlarına ek olarak söz konusu bölgelerden yönelen ekiplerimiz de onlarla birlikte görev yaptı. Hâlâ bölgede 2 bin 200 ilave personel çalışıyor.
Şu noktaya özellikle dikkat çekti:
- 7/24 temposuyla çalışırken ilk günden itibaren birincil öncelik olarak arama-kurtarma çalışmalarının devamlılığını sağlayacak aydınlatma için kritik noktalara enerji verilmesi hedeflendi.
Son durumu şöyle özetledi:
- Depremden etkilenen 4 ilde normal şebeke koşullarına döndük. Hatay’da ise hastaneler, havalimanı, barınma alanları ve şehir aydınlatmaları gibi kritik konumlara enerji sağlamış durumdayız.
Sohbeti şu mesajla noktaladı:
- Bölgenin yeniden imar edilerek yaraların sarılması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Karanlıkta kalan depremzedenin elektriğini bağlama, ışığı olma çabasının, enkazdan çıkanların bile koşarak işinin başına döndürdüğü görülüyor…
Depremde yitip giden tüm canlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyorum…
MALATYALI İş İnsanları Derneği (MİAD) Başkanı Yunus Akdaş, Yönetim Kurulu Üyeleri Hazreti Akdemir, Cengiz İktimur, Derviş Peker, Dr. Nevzat Elmalı, Bezmialem Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Nurzat Elmalı ve Emin Yüksekdağ’la Malatya’da iken Özak Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalıkaradı. Akbalık’a MİAD’ın çalışmasını aktardım:
- Sizin de Yüksek İstişare Kurulu’nda bulunduğunuz MİAD, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nden Nikah Sarayı’nın yanıbaşındaki alanı “konteyner köy” kurmak için aldı.
Malatya İkinci OSB’de hazır giyim fabrikaları bulunan Akbalık, ilk günden itibaren depremzede çalışanlarına, vatandaşlara yardıma koştuklarını belirtip ekledi:
- Depremzedelerin barınma sorununu bir an önce çözmek gerekiyor. Biz de Özak olarak belediyeden uygun yer istedik. Gösterdikleri yerlerin hepsi geçici, o da bize uymuyor.
Geçici alanların neden uymadığını anlattı:
- Sahipli alana “konteyner köy” kurmak bana göre tam doğru bir çözüm değil. Çünkü, kısa süre sonra, “Bu alanı boşaltın” denilmesi söz konusu olabilir. Ben, çalışanlarımıza, depremzede vatandaşlarımıza kalıcı prefabrik konut yapmak taraftarıyım.
Kalıcı konutun zaman alabileceğine takıldım, gayrimenkul sektörünün iddialı oyuncularından biri olduğunu anımsattı:
- Yer gösterilsin, 1-2 ayda prefabrik kalıcı konutları yaparız. Sektörün içindeyiz, böyle bir yetenek ve kapasitemiz var.
Akbalık’ın prefabrik konut planı, daha kalıcı bir formül gibi görünüyor.
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin Özak’a bir an önce uygun yeri göstermesinde yarar var değil mi?
MALATYA Valisi Hulusi Şahin ve Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın çalışma ofisi olarak da kullandığı, kriz merkezine dönüştürülen itfaiye binasındaki daire başkanının odasındaki Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi dikkatimi çekti.
Resimde Atatürk’ün bu dönemde daha da fazla anlam kazanan şu sözleri vardı:
- Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur.
MALATYA’nın Fahri Kayahan Bulvarı’ndaki lüks konutlardan birinin site toplantısında aylık aidat ile ilgili tartışma çıktı:
- Aylık site gideri ödemesini artık 1000 liraya yükseltmek gerekiyor.
Bazı site sakinleri rakama itiraz etti:
- Aylık 1000 lira çok yüksek bir rakam. Bu kadar yükseltmek doğru değil. Ödeyemeyiz.
Varlıklı ailelerden bazıları ısrarcı oldu:
- Ayda 1000 lira site gideri ödeyemiyorsanız burada oturmayın. Gidin TOKİ konutlarında oturun.
Merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olan iki büyük deprem sonrası binaları büyük hasar görmese de söz konusu lüks sitede kimse kalmadı.
Sitenin sakinlerinden biri, aralarındaki yazışma grubuna şu mesajı yazdı:
- Beğenmediğiniz, küçümsediğiniz TOKİ konutlarında tek çatlak bile yok. Şimdi bakın bakalım
TOKİ konutlarında kendinize yer bulabiliyor musunuz?