PROF. DR. ÜNAL ÇAMDALI
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
Ekonomi, doğal kaynakların kullanımı, üretim süreçleri ve tüketim dinamikleri açısından doğa bilimleriyle birçok ortak noktaya sahiptir. Özellikle termodinamiğin temel yasaları, ekonomik sistemlerin işleyişiyle şaşırtıcı benzerlikler göstermektedir. Enerji dönüşümleri, entropi ve denge kavramları, ekonomik süreçlerde de benzer prensiplere dayanmaktadır.
Bu yazıda ekonominin işleyişini termodinamik yasalar çerçevesinde ele alarak, ekonomik süreçlerin fiziksel sistemlerle benzer yönleri incelenecektir. Ekonomik faaliyetlerin doğası, kaynakların dönüşümü ve değer üretim süreçleri, termodinamiğin temel ilkeleriyle nasıl açıklanabilir? Ekonomik büyüme ve krizler, entropi kavramıyla nasıl ilişkilendirilebilir? Bu sorulara yanıt arayarak ekonomi ve mühendislik disiplinleri arasındaki güçlü bağı ortaya konmaya çalışılacaktır.
Ekonominin sıfırıncı yasası
Sıfırıncı yasa, ortalama kişisel zenginliğin miktarını (varlığını) verir. Toplumda ölçülmesi zor da olsa kişisel servet dengesinin tanımlanmasına yardımcı olur. Farklı kişisel servete sahip iki tüketici; evlilik, evlat edinme vd. aile olma yollarıyla servetlerini paylaşabilir. Yasaya göre toplumda eşit kişisel servete yaklaşım, yavaş da olsa sağlanabilir. Mülkiyet, harcamayla veya harcama olmadan, çalışma süresine bağlı olmaksızın devredilebilir. Ekonomik fayda da temasla (veya faaliyetle) aktarılabilir.
Ekonominin birinci yasası
Ekonomik faaliyet gösteren bir kurumda örneğin bir tekstil, bir otomobil fabrikasında, bir tıp merkezinde veya bir bankada ekonomik değer, uzun çabalar sonucunda gerçekleştirilmektedir. Ayrıca bu sistemlerde üretilen ürünler, doğal olarak üretim biçimine (yöntemine) bağlıdır. Yani üretim biçimi değişince ürünler de farklılık göstermektedir. Her sistemin kendine has bir üretim süreci (veya yöntemi) mevcuttur. Ekonomik süreç, kazanç (ürün) ile girdileri (maliyetleri) içermektedir. Bunlar arasındaki fark da artık değer olarak ortaya çıkmaktadır.
Ekonominin ikinci yasası
- Clausius tarafından ortaya konan ve teknik süreçler için tanımlanan ifadesindeki dS: entropi değişimini, dQ : ısı alışverişini , T de sıcaklığı tanımlamaktadır. Ekonomistler dS’ i üretim veya fayda fonksiyonu, dQ’yı artık değer, T’yi de özellikli (spesifik) bir ekonomik sistemin, N adet temsilcisinin (agents), ortalama sermayesi (E) ile orantılı değeri olarak tanımlar. Kısacası ekonomik anlamda ekonominin ikinci termodinamik yasasına göre entropiyi artırmadan yani hiçbir hammadde veya kaynak ziyan edilmeden üretim yapılamaz.
Ekonominin üçüncü yasası
Kişisel servetin sıfır olduğu bir durumda, kişisel servet birimi başına fayda da sıfır olacaktır. Sıfır kişisel servete ulaşmak için sonsuz adımlar gerekecektir. Zenginlik mutluluk içerse de onu tamamen ortadan kaldırmanın imkânı yoktur. Eğer kişisel zenginlik sıfırsa, yani hiçbir biçimde mutluluk yoksa tüketici için de sıfır fayda olacaktır. Termodinamiğin terminolojisi açısından, T@0 K'deki bir sistem için S@0 olacaktır. Dolayısıyla gelişmemiş bir ekonomik sistemde, artık değer ve ekonomik sıcaklık sıfır olduğundan, söz konusu sistemin sıfır ekonomik entropiye sahip olduğu gerçeği veya benzeşimi, üçüncü yasa bağlamında ifade edilebilir.
Sonuç
Hemen hemen tüm bilimlerle ilişki içerisinde olan ekonominin, mühendislikle olan ilişkisi bir hayli anlamlıdır. Ayrıca mühendislikte, ekonomik üretim anlayışının önemi de tartışmasız bir gerçektir. Zira mühendislik sistemlerinin enerji, mekanik, malzeme ve diğer açılardan verimli olmasının beklenilmesinin yanında, ekonomik olarak da verimli olması, arzu edilen önemli bir husustur. Bu bakımdan ekonomiklik, mühendislik sistemlerinin vazgeçilmez koşuludur. Kaldı ki ekonomide, değer üreten madde ve enerjinin, termodinamik yasalara tabi olması, ekonomi ile mühendisliğin termodinamik ile yakın bir benzeşimin kurulmasının en önemli dayanağıdır. Bu noktada ısının (enerjisinin) mekanik işe (veya güce) çevrilmesinin üst limitini ortaya koyan, ünlü termodinamikçi Sadi Carnot’un, ilk ekonometrist kabul edilmesi anlamlıdır.
Her disiplinin diğerlerinden ayrı ayrı değerlendirilmesi, parçadan bütüne geçme noktasında bazı kavramların yeterince anlaşılamaması veya eksik anlaşılması gibi sorunların doğmasına neden olmaktadır.
Son olarak da bir şirketin sermayesi artsa da ömür sermayesinin sürekli azalacağının Termodinamiğin İkinci Yasası tarafından tespiti, hayati ve farklı bir gerçeğin ortaya konması açısından manidardır.
Not: Makalenin tam metni: Ü. Çamdalı, Ekonominin Termodinamik Yasaları Üzerine Bir Deneme, Türk Bilim ve Mühendislik Dergisi, Cilt: 6 Sayı: 1, 22 – 29, 2024, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3676348.