Kriz ve salgın çapraz ateşindeki Türkiye ekonomisini refaha çıkarmak için ne yapmalı? Bu soruya verilecek yığınca cevap olabilir ancak bir yerden başlamalı ve bu yer, tüm diğer sorunların çözümünde anahtar rol üstlenebilmeli. Bana göre bu anahtar, ülke kredi risk puanı CDS’i düşürmektir.
CDS; yani Credit Default Swap (Kredi Temerrüt Takası), elinde tahvil gibi finansal araçlar bulunduran bir kişinin, vade sonundaki alacağının belirli bir bedel karşılığında ödenmeme riskinin ortadan kaldırılmasına yarayan bir nevi basit sigortalama işlemidir.
Türkiye’nin CDS oranı 400 seviyesinde. En son Şubat’ta 282’ye geriledi fakat Ağbal’ın görevden alınmasıyla 481’e zıpladı. Yeni başkan; “riskleri gördük, faiz hemen düşmeyecek” dese de kredibilite kaybı CDS’leri yüksek tutuyor.
Yüksek CDS yüzünden pahalı borçlanıyor (CDS/100+Libor), borç bulmakta zorlanıyor, cari açığı yönetemiyor, enflasyonu indiremiyoruz. Yetmiyor; dış kaynak pahalı hale geldiği gibi yabancı yatırım çekmekte zorlanıyoruz. Halk, parasını lirada değil dövizde tutuyor, dolarizasyon çözülemiyor.
Şimdi zorlu bir süreçteyiz. Kürede enflasyon yükseliyor. Hata yapma marjını ve lüksünü tükettik. Bu noktadan sonra atacağımız her adım, borçlanma maliyetlerinin üzerine bir basamak daha eklenmek olacak.
Peki çare? Ekonomide güven sağlayacak adımlar atarsak, $ kurunu 6.50 civarına çekebiliriz. Hukuk, kamu harcama disiplini, hesap verebilirlik, şeffaflık gibi yapısal reform adımlarıyla CDS’i düşürür bu çifte kavuran krizden kurtulabiliriz.
SAYGI DUYARSAN SAYGI GÖRÜRSÜN
Kişinin, kurumun, ülkenin itibarı; en değerli sermayesidir ve itibarını yönetmekten daha önemli bir iş olamaz. Saygı görmek istiyorsan, saygı görmek istediklerine sen saygı göstermelisin.
Kredi notun artsın, ülke borçlanma risk puanın düşsün diyorsan, evrensel değerleri dikkate almalı, kredisine talip olduğuna saygı duymalısın. Yumruk; el sıkışmaya engeldir.