Yaşam sıkıntısı dediğimiz zaman aklımıza hemen enflasyon ve işsizlik gelir. Sonra da ekonomimizin en büyük bu iki sorunuyla ilgili verileri tartışmaya başlarız. Yaşadığımız sıkıntıların, Eurostat, ILO, OECD teknik ölçütlerine sıkıştırılmış TÜİK verilerine yansımadığından dem vururuz. TÜİK’in “yaşam maliyetini ve hayat pahalılığını değil” uluslararası ölçütlere göre teknik tanımlı enflasyonu ölçtüğünü, kurumun en yetkili kişilerinin ağzından DÜNYA okurlarına aktardık. Benzer teknik sıkışıklığın işsizlik verilerinde de yaşandığını yakından biliyoruz. Klasik işsizlik hesaplarında en çok “çalışmaya hazır olduğu halde iş aramayanlar” grubu tartışılır. Eurostat standartlarına göre bu kişiler işsiz kabul edilmez. Ama artık enflasyon ve işsizliği birlikte ele alarak derinlemesine “ekonomik zorluğu” ölçen yeni bir endeks ve özgün bir veri seti var önümüzde. “Ekonomik Zorluk Analiz Endeksi” (EZA)
EZA endeksi “eğreti istihdam”ı da kapsıyor
Uluslararası ölçütlere göre, enflasyon ve işsizliğin birlikte analiz edildiği endekslere, Türkçeye çevrilmiş haliyle “sefalet endeksi” deniliyor. Ekonomi gazeteciliğinin en zor yanlarından biri, kavram yüklü teknik bilgilerin herkesin anlayabileceği şekilde yansıtabilme çabasıdır. Çoğu zaman kamuoyunun merak edebileceği konularda doğru ve yararlı bilgilerin hangi güvenilir kurum ve uzmanlarda bulunduğunu bilmek yetmez. Bilgilerin teknik özelliklerine zarar vermeden kamuoyuna mal olacak şekilde doğru ve yalın yansıtılması gerekir. DÜNYA okurları EZA endeksini ilk kez, bu veri setini topluma kazandıran TOBB ETÜ Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (SPM) direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan’ın rehberliğinde kıdemli Ankara muhabirimiz Mehmet Kaya’nın haberinden öğrendi. Covid-19 salgınının çalışma hayatımızı derinden sarstığı günlerde 2020 yılında SPM, Türkiye’de ilk kez istihdam güvencesinin eksik olduğu, ancak TÜİK’in teknik gerekçelerle aralarındaki çoğu kişiyi işsiz olarak saymadığı düzensiz çalışanları, “eğreti istihdam” kavramıyla ölçmeye başlamıştı. İşte EZA endeksi, geçici ve belirli süreli iş sözleşmelerini, evde çalışmayı ve taşeron iş ilişkisi ile çalışmayı kapsayan, “eğreti istihdam”ı da içeriyor olması nedeniyle, Türkiye ekonomisi için özgün ve değerli yeni bir veri seti olma özelliği taşıyor.
EZA’mızın grafiği hep yukarı doğru
Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre dilimizde sıkça kullanılan “eza” kelimesi “Üzme, sıkıntı verme, üzgü” anlamına geliyor. Ekonomik zorlukları ölçmeye çalışan bu veri setinin kısaltılmış halinin “EZA” olması tesadüfünün veri setinin benimsenmesini kolaylaştıracağını düşünüyorum. EZA endeksinde TÜİK verileri kullanılıyor. Dört farklı versiyonu olan EZA’daki artışlar ekonomik sıkıntının arttığı anlamına gelecek. SPM, Covid-19 salgını etkilerinin öncesini de görmek için, aylık olan endeksin baz yılı Ocak 2019 olarak seçildi.
Böylece salgın döneminden itibaren bireylerin ekonomik zorluklarında yaşanan azalış ya da artışlar endekste görülebilecek. EZA’da artış, bireylerin ekonomik durumlarının önceki döneme göre kötüleştiğini, azalış ise iyileştiğini anlatacak.
Enflasyonun son 20 yılın en hızlı artış eğilimini gösterdiği, işsizlik verilerinin yüksek seyrettiği salgının hızlandırdığı istihdam türlerinde değişikliği tek grafikte görebilmek hem profesyonellerin, hem de vatandaşların işine yarayacak.
EZA’nın 4 değişik ölçümü var, Aralık ayındaki sıçrama yakalandı!
EZA tarım dışı işsizlik oranı, eğreti istihdam payı ve oranı gibi alt kırılımları da kullanarak farklı alt endeksler halinde hesaplanıyor. EZA 1 ve EZA 2’de işsizlik oranı olarak “Tarım Dışı İşsizlik Oranı” kullanılacak. EZA 3 ve EZA 4’te ise genel işsizlik oranı kullanılıyor. EZA 3 ve EZA 4 TÜİK verileri kapsamında ülkede çalışan ve işsiz herkesi kavrıyor.
EZA 1 ile EZA 2’nin farkını ise, EZA 1’de eğreti istihdam payı, EZA 2’de eğreti istihdam oranının hesaplamaya dahil edilmesi oluşturuyor.
SPM EZA, Aralık 2021 döneminde 4 alt endekste de sıçrama gösterdi. Kasım ayında bir önceki aya göre 0,5 puan artan EZA 1 endeksi, Aralık ayında 16,1 puan yükseldi. EZA 2 endeksi ise Kasım ayında yine bir önceki aya göre 1,5 puan, Aralık ayında 28.0 puan arttı. EZA 3 Aralık ayında 18,4 puan, EZA 4 endeksi ise 31.2 puan yükseldi. SPM EZA böylece Aralık ayındaki yüksek fiyat artışlarını da yakalayarak kalitesini gösterdi.
Göç Yönetimi verileri nihayet kamuoyuyla paylaşıldı
Türkiye’nin bulunduğu bölge itibarıyla sahip olduğu en yakıcı sorunlardan biri de göç sorunu. Türkiye, Suriye başta olmak üzere sınırlarından yoğun bir göç baskısı altında. Yapılan araştırmalar, önümüzdeki 15-20 yıl içinde en az 100 milyon insanın Afrika, Ortadoğu ve Asya’dan batıya doğru yöneleceğini öngörüyor. Bu göç hareketinin pandemi, iklim değişikliği, ekonomik sıkıntılar, bölgedeki çatışmalar ve ülkelerin içi karışıklıklardan kaynaklanması bekleniyor.
Türkiye’nin göç yönetimi verileri de en çok tartışılan ve merak edilen konuların başında geliyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen hafta Ankara’da medya temsilcileriyle düzenlediği toplantıda ilk kez “Göç yönetimi” ile ilgili kapsamlı bilgiler verdi. Ülkemizde ikamet eden toplam 5,4 milyon yabancının 3,7 milyonunun Suriyeli olduğunu öğrendik. Yaptığımız hesaplamaya göre Suriyelilerin yüzde 85’i 10 ilde toplanmış bulunuyor. Son 2 ayda Türkiye genelinde göçmen sayımı yapılmış ve Suriyelilerin yüzde 80’inin ikamet adresi saptanmış. Suriyelilerin 400 bin dolayındaki bölümünün ise kayıt dışı olduğu tahmin ediliyor.
Suriyeli göçmenlerin uyumu
Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre, Türkiye’deki Suriyelilerin 2 milyonuna 3 bini aşkın uyum faaliyeti ve eğitim kapsamında ulaşılmış bulunuluyor. Sosyal uyum ve yaşam eğitimleri kapsamındaki bu faaliyetler, Mahalle çalıştayları, STK’lar ve akademisyenlerin katıldığı bilgilendirme toplantıları, meslek kursları, okur-yazarlık ve Türkçe kursları olarak sıralanıyor.