McKinsey'nin COVID-19 sonrasında, gelişen Asya ekonomilerinin kalkınması için önerdiği 5 kaldıraç, Türkiye ekonomisi için de rehber niteliğinde.
McKinsey geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir raporda, Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam’ı içeren yükselen Asya ekonomileri için, ekonomik kalkınmayı sağlayacak 5 kaldıraca yer verdi. Bu beş kaldıraç, aslında Türkiye ekonomisi için de örnek bir yol haritası niteliğinde. Büyük ve gelişmiş ekonomilerin genel olarak gerekli kaynaklara ve altyapılara sahip olduğuna değinen rapor, Asya ekonomilerinin COVID-19 salgınının etkilerini yumuşatacak programları hayata geçirmekte yetersiz kaldığına ve önümüzdeki dönemde daha da olumsuz etkilenme riski ile karşı karşıya olduklarına yer veriyor.
Salgının tetiklediği trendlerin aslında, ekonomik toparlanma açısından önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çeken rapor, ülkelerin ekonomilerini yeniden tasarlamaları gerektiğinin altını çiziyor. Raporda sıralanan beş kaldıraç; imalat merkezleri, yeşil altyapı, dijital yatırımlar, yeni insan kaynakları yetkinlikleri ve yüksek değerli gıda endüstrileri olarak ön plana çıkıyor. Sürdürülebilir başarının temeli, ekonomiyi bu yeni başlıklar üzerine kurmaktan geçiyor. Bu nedenle, rapor, Türkiye açısından da önemli bir rehber olarak değerlendirilmeli.
1- İMALAT MERKEZLERİ
• Yükselen Asya ekonomileri, yeni yatırımları emek yoğun imalat merkezlerine çekme fırsatına sahip. Bölgeselleşme, Asya’da uzun süredir hızlı bir gelişme içinde. 2000’den 2017’ye kadar, Asya’daki bölgeler arası ticaret dört katına çıkarken, küresel ticaret 2,8 kat arttı. Salgın döneminde ise büyük grupların tedarik zincirlerini Çin’den diğer Asya ülkelerine kaydırması bu süreci daha da hızlandırdı. Vietnam bu süreçten yararlanan ülkelerin başında geliyor. Google ve LG gibi şirketlerin akıllı telefon üretim operasyonları Vietnam’da bulunuyor. McKinsey raporu, ülkedeki tedarik zincirlerinin güçlendirilip, çeşitlendirilmesinin, doğrudan yabancı yatırımı çekmek açısından önemli bir fırsat sunduğuna yer veriyor.
2- YEŞİL ALTYAPI
• Yeşil altyapı ve temel altyapı boşluklarının ele alınması, sürdürülebilir büyüme için önemli bir fırsat sunuyor. İklim eyleminin her geçen gün daha büyük bir önem ve öncelik kazanması, yeşil altyapıya yapılan yatırımlar ve daha düşük karbonlu bir geleceğe geçiş, kısa vadede önemli istihdam yaratılmasını teşvik edebilecek güçte. Gelişmekte olan Asya pazarlarında, temiz suya erişim veya internet erişimi gibi temel altyapıdaki boşluklar halen devam ediyor. Her ne kadar bütçeler kısılmış olsa da, akıllı düzenlemeler, mali teşvikler ve kamu sektörünün kararlılığı, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve bu kaynaklara yatırımı teşvik edebilir. Vietnam bu alanda da önemli bir örnek oluşturuyor. Ülke yeni bir ulusal planla, daha az karbon yoğun bir geleceğe doğru yol aldığını ortaya koymuş durumda. Bu plan, yenilenebilir enerjilerin toplam enerji tüketiminde yüzde 13 olan payını yüzde 25’e yükseltirken, kömür santralleri projelerini de önemli ölçüde kısıtlıyor.
3- YENİ YETKİNLİKLER
• COVID-19 kaynaklı iş kesintilerini gidermek için, yeni beceriler ve yetkinliklere ihtiyacımız olduğu tartışılmaz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde, insan kaynaklarına yeni beceriler kazandırmak, yeni iş alanları yaratmak açısından değerli bir imkan sunuyor. İş dünyası liderleri uzun bir süredir otomasyonun ve dijital teknolojilerin mevcut istihdam üzerindeki etkilerine hazırlanıyorlar. Yaşanan ekonomik krizin, istihdam üzerindeki baskısı da günden güne artıyor.
Bununla birlikte, e-ticarete doğru dramatik değişim, dijital alanlarda daha yetenekli çalışan arayışını da artıracak. Dolayısıyla talebe cevap verecek insan kaynağı yetiştirmek ve bu yeni becerilerin
4- YÜKSEK DEĞERLİ GIDA ENDÜSTRİLERİ
• Raporda önerilen beşinci kaldıraç, yüksek değerli gıda endüstrileri oluşturmayı ve desteklemeyi içeriyor. COVID-19’un neden olduğu kitlesel işsizliğin bir sonucu olarak, yüz milyonlarca insanın yeterli gıdaya erişememesi söz konusu. Salgın, gelir kaybının yanı sıra, değişen talep modelleri ve arz kesintileri nedeniyle gıda güvenliğine de zarar vermiş durumda. Küçük işletmeler, yetersiz kaynaklara sahip olduklarından, bu kesintilerden en fazla zarar görecekler arasında. Bu süreçte, çiftçilerin verimliliğinin artırılması, yerel üretimin desteklenmesi ve rekabet edebilir hale gelmesi, tarım sektörünün işleme, paketleme, perakende gibi tüketiciye daha yakın olacak şekilde değer zincirinde konumlandırılması büyük önem taşıyor.
5- DİJİTAL YATIRIMLAR
• Raporda gündeme getirilen üçüncü kaldıraç, hükümetlerin ve özel sektörün dijital bir geleceğe hazırlanması. COVID-19 ile birlikte, dijital teknolojiler stratejik bir öncelikten çok, operasyonel bir zorunluluğa dönüştü. İşletmeler, hem uzaktan çalışma modellerine, hem de tüketicilerine e-ticaret kanalları üzerinden ulaşmaya alışmak zorunda kaldılar. Bu keskin geçişin küçük ve orta ölçekli işletmeleri geride bırakma riskinin ortadan kaldırılması ise güçlü bir devlet desteği ve yenilikçi ekonomi programlarının önemini ortaya koydu. Endonezya Maliye Bakanlığı ve Asya Kalkınma Bankası’nın yayımladığı ortak rapor, teknoloji dönüşümlerinin 2040 yılına kadar Endonezya ekonomisine 2,8 trilyon dolarlık gelir yaratabileceğini ortaya koyuyor. Raporda eğlence sektörü örneğine yer veriliyor ve Endonezya halkının karantina döneminde edindiği alışkanlıkların faydaya çevirilebileceği vurgulanıyor. McKinsey’nin yaptığı araştırmaya katılanlar karantina öncesine oranla yüzde 28 daha fazla dijital yayın izlediğini söylüyor. Katılımcıların yüzde 68’i ise, kriz sonrasında da online video izlemeye devam edeceğini dile getiriyor. Bu tablo, yerel içerik üreticileri ve distribütörler için çok önemli bir fırsat sunuyor.