Öncelikle 2023’ün sonuna dek olup biteceklere dair tahminimi özetleyeyim; 1-Bugün; zor… 2-Yarın; daha da zor…3-Ancak ertesi gün; muhteşem olacak… Fakat çoğu; yarın akşam ölecek. Bu yüzden yakın gelecek için plan yapanlara önerim; yarın akşam ölmemeye bakın.
Bugünün zorlukları ortada… Malumu ilam gerekmez. Enflasyonda 2 hanede direnen bir tek TÜFE ve o da %80’i deviriverdi. Diğerlerini sorma gitsin… ÜFE %150’yi, İTO %107’yi, ENAG %186’yı aşıverdi. Piyasada birbirine borç takan takana… Bir dokun bin ah işit kâse-i fağfurdan misali…
YARIN DAHA ZOR NEDEN OLSUN Kİ?
Peki, yarın daha da zor olacağının işareti nedir? CDS’lerimiz 800’lerde, dışarıdan ancak tefeci faiziyle borçlanabiliyoruz. Onu da yatırım yapılabilirlik notunun 6 kademe aşağısına inmiş kredi itibarımızla ancak sınırlı miktarda yapabiliyoruz. Döviz nakit akışı sadece kamuyu değil, işletmeleri de tıkamaya başladı.
Seçime dek bu minvalde gideceğimiz (ama varabilecek miyiz bilemiyorum) belli de seçim sonrası bizi mutlu son beklemeyecek… Seçim ekonomisi için saçtığımız kaynaklar; enflasyonda küresel rekorlar kırmaya devam edecek ve gelecek olan hükümet, kaşıkla verilenleri, kepçeyle geri alacak.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Ekonomideki Pastırma Yazı nedir?
Başa Avrupa Birliği olmak üzere dünya; enflasyon pençesinde durgunluktan yakınırken biz ise seçim ekonomisinin üreteceği sahte refah ile bir tür yaz mevsimi yaşayacağız. Asgari ücret, taban fiyatları, işçi toplu sözleşmeleri, memur katsayıları, öğrenci-genç hibeleri, emekli zamları ve daha onlarca seçim müjdesi finansmanı ile ortalık, taze banknottan geçilmeyecek. Bu da büyümeyi yukarı çekecek. Fakat bu büyüme, kalkınmaya dönüşmeyecek ve kısa ömürlü olacak.
Ekonomideki Buzul Çağı nedir?
Seçim sonrası oluşacak hükümetin böylesi devasa enflasyon, yüksek cari açık ve rekor bütçe açığıyla baş etmesi mümkün değil… Siyasi istikrarsızlık ve krizin pençesindeki ekonomiyi bekleyen, “ertelenmiş resesyon” olacak. Bir yandan hiperenflasyon, diğer yandan durgunluk, “slumpflasyon” denen illeti başımıza saracak. Ben buna; “ekonominin buzul çağı” diyorum.
NOT
2023’TE 5 KRİTİK DEĞİŞİM YAŞANACAK
1-YAPISAL REFORM: Tercihimiz değil zorunluluğumuz olacak. Cumhuriyetin 100’üncü yılında karşılaştığımız ekonomik güçlükler, 100 yıl öncesini andıracak ve zorunlu olarak, verimlilik, kamu, hukuk, finans, yönetişim alanında reformlara zorlanacağız.
2-İŞBİRLİĞİ: Krizde ayakta kalabilmek adına çok sayıda birleşme ve ortaklığa mecbur kalacağız. Sektörlerde pek çok KOBİ, güçlerini birleştirip OBİ olma gayretine girecek.
3-LİYAKAT: Ben, sen bizim oğlan dönemi mecburen kapanacak. Liyakat mumla aranır olacak. Kamuda nepotizmin kirlettiği devlet, kabiliyetli insanlara duyulacak olan ihtiyaç yüzünden temizlenmeye başlayacak.
4-ARINMA: Enflasyonun bozduğu dengeler yüzünden çürüyen iş ahlakı, yeniden tesis edilmeye çalışılacak. Devlet malı deniz, yemeyen domuz anlayışı, biz domuzluktan vazgeçtiğimizden değil, deniz bittiği için yerini, kurumsal yapılara terk etmek zorunda kalacak.
5-KONFORSUZLUK: En büyük değişim, konfor alanlarında yaşanacak. Üretmeden tüketme davranışımız, kazanmadan harcama refleksimiz, zorunlu olarak törpülenecek. Üç beş maaş alanlar sorgulanacak, çalışmadan toplum asalağı gibi yaşayanlar ise göze batacak, önleri tıkanacak.