Ferda Besli
Enflasyon ile mücadele, cari açık ve döviz rezervleri, para piyasası ve bankacılık sektöründe yaşanan sıkışıklık, kamu maliyesi ve kur korumalı mevduat ekonomi ajandamızda çözülmesi gereken öncelikli sorunlar olarak duruyor. Enflasyon ile mücadele için öncelikle kısa ve orta vadeli enfl asyon hedefl emesi yapılmalıdır. Bizim öngörümüz önümüzdeki 12 ay sonrası için yüzde 25 ve 24 ay sonrası için yüzde 15’dir. Hedef enfl asyona uygun olarak politika faizi belirlendikten mevduat, kredi faizi ve kur enfl asyon hedefine uygun olarak dengesini bulacaktır. Bizim öngörümüz politika faizinin yüzde 25 olarak belirlenip enfl asyonun seyrine göre ayar yapılmasıdır. Örneğin ABD’de enfl asyon yüzde 4, hedef enfl asyon yüzde 2 ve politika faizi yüzde 5,25. Avrupa’da enfl asyon yüzde 6, politika faizi yüzde 3,5 ve hedef enfl asyon yüzde 2.
Son 10 yıllık enflasyon, politika faizi, mevduat ve kredi faiz ilişkisini TCMB datasını kullanarak hesapladık. Mevduat faizi enfl asyonun 100 baz puan üzerinde ve mevduat faizi ile ticari kredi faizi arasında 440 baz puan fark var. 2022 yılında ortalama yüzde 22 olan ticari kredi faizi bu varsayımlara göre yüzde 42’ye çıkacak. Zaten piyasada bankalar müşterilerine yüzde 40- yüzde 50 aralığında bir oran ile kredi teklifinde bulunuyorlar. Enfl asyon hedefi yüzde 25 olarak alındığı varsayılır ise 2023 yıl sonu ve önümüzdeki 12 ve 24 ay için makro veriler ile ilgili tahminimiz aşağıda tabloda gösterilmiştir.
Sonuç olarak, enflasyon ile mücadele için izlenecek sıkılaştırılmış para ve maliye politikası ve artan kredi ve reeskont kredisi faizleri şirketler açısından hiç de olumlu olmayacak. Yüzde 8,5 politika faizine uygun olarak verilen ihracat kredilerinin maliyeti üç katına çıkabilir. Yavaşlayan ekonomi ve düşen iç talep satışları, karlılığı azaltırken yurt dışı pazarlar ve likidite yönetimi üzerinde odaklanılması gereken konuların başında gelmektedir.