Akıllı telefonlardan biliyoruz. Öylesine farklı, çeşitli ve karmaşık mönüleri var ki onları kurcalamayı abarttığımızda cebin aklı gider ve geriye tek seçenek kalır; “fabrika ayarlarına dönüş.” Bu mönüye gelmiş isen bilirsin ki arada oynadığın tüm ayarlar silinecek ve taze bir başlangıç yapacaksındır.
Ekonominin yeni patronu Mehmet Şimşek’in gayet net ve cesur açıklaması; “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.” Bu aslında fabrika ayarlarımızın ne derece bozulduğunun da ifadesi… Öyle ya Heterodoks ile ayarları öylesine bozuldu ki başa dönmeli.
REGÜLASYON MANYAĞI EKONOMİYE DEREGÜLASYON
Buraya kadar iyi de 2 temel soru var; 1-fabrika ayarları nelerdir? 2-fabrika patronu heterodoks resetlemesine izin verecek mi? Aslında fabrika ayarlarını Şimşek kendisi tanımlıyor; "Hükümetimizin temel hedefi toplumsal refahı artırmaktır. Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır.”
Heterodoksu resetlemeye gelince… Madem rasyonele (akılcı) dönüşten söz ediyoruz; bundan önceki irrasyonel (akıldışı) tüm uygulamalar gözden geçirilecek, ürettikleri hasar giderilecektir. Regülasyon manyağı ekonomi, yeni normaline taşınma sürecinde cesur, siyasi destek gereken kararlar alınacak.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Ortodoksa dönüyor muyuz?
Aslında birden olmaz. Yavaş yavaş acele edeceğiz. Öncelikle heterodokstan vazgeçildiği konusunda iç ve dış piyasalar ikna edilecek. Sonra Ortodoks politikalara dönülme yolunda kararlar alınarak inandırıcılık sağlanacak. Derken, kontrollü yükselişle dolar kurunda 24-25 TL bandına yerleşilecek. Faizlerin piyasa değerlerine yaklaşabileceği vurgulanacak. Merkez Bankası, BDDK, TÜİK gibi kurumlara liyakat aşısı yapılacak. Ancak bunlar gerçekleşirse bir “L” dönüşünden söz edebileceğiz.
Peki ya enflasyonla mücadele?
Çalışmadığım yerden soruyorsunuz. Öyle bir şey yok. Aslında sözü edilecek ama enflasyonla mücadele yerel seçim sonrasına adreslenecek. Bu süreçte “tek hane” hedefi sıkça urgulanacak. En fazla yapılacak olan; enflasyon telafisidir ve “halkı ezdirmeyeceğiz” söylemini yinelenmesidir.
NOT
PİYASALAR NACİ AĞBAL TRAVMASINDAN ÇIKARILMALI
Şimşek çakınca gökten döviz yağar mı? Yağabilir. Zaten “uluslararası itibar sahip finans yönetimi” diye lanse edilmedi mi? O halde bu küresel kredibilitesini kullansın ve bize döviz getirsin. Bana göre getirebilir de… Zaten yabancıların yeni kabineye bakışındaki olumlu hava, buna yardım edecektir.
Sorun şudur ki piyasa hala “Naci Ağbal travmasını” atlatamamıştır. Sanayicisinden finansçısına, tüccarına, üreticisine dek bana sorulan şudur; “Şimşek bir gece yarısı görevden alınır mı?” Bu travmayı gidermek; Şimşek’in cesur, tutarlı ve net adımlarıyla mümkün olacaktır ancak…
Dün; Şimşek’in ilk 100 gününde neler olup biteceğinden söz etmiştim. Önerim; çok uzun olmayan bir süre içinde kendi kadrosunu şekillendirdikten sonra Şimşek’in geniş tabanlı bir kamuoyu açıklaması yapmasıdır.
Cevdet Yılmaz ile birlikte takımını kürsüye dizip, ekonomi programını ve ilk 100 gün ajandasını topluma anlatmasıdır. Bu sayede zaten kendine verilmiş olan güven kredisini belirginleştirecektir.