Ekonomide durum ve OVP hedefleri

Raif Bakova
Darphane (eski) Genel Müdürü

Dr. Şerif Yüksel
Kültür Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman

 

Türkiye Ekonomisinin yapısı ve işleyişindeki bozulmalar nedeniyle Haziran 2023’de siyasi otorite ekonomi üst yönetimini yeniden yapılandırdı. Amaç, başta, enflasyon ve gelir dağılımı olmak üzere büyüme, cari açık, dış ticaret açığı, dış borç servisi, yabancı yatırımlar, işsizlik ve benzer temel ekonomik gösterge ile parametrelerde iyileşme ve sağlıklı bir ekonomiyi oluşturmaktı.

Kimilerine göre “dengelenme” bazı çevrelere göre “dengeli büyüme” ya da “dezenflasyon ve fiyat istikrarı” olarak ifade edilen yeni sürecin içinde tüm ekonomik alanlar yer alıyordu. Reform alanları olarak da ifade edilen bu dönemin yönetimi de yenilendi. Önce eski bir plancı olan (Kalkınma Bakanlığı yapmıştı.) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında Hazine ve Maliye Bakanı ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı ve yardımcıları atandılar. Hazine ve Maliye Bakanı ile TCMB’nın yeni üst yönetimi uluslararası finans çevrelerinde deneyimli ve tanınan kişilerdir. TCMB Başkan yardımcısı Cevdet Akçay ise Türkiye Ekonomisini akademik olarak çok iyi tanıyan ve bankacılık sektöründe başarılı bir ekonomistti.

Yeni ekonomi yönetiminin bugüne kadar yürüttükleri karar ve önlemleriyle gerçekten de temel ekonomik göstergelerde ve piyasalarda ‘dengelenme’ dönemine girilmiş bulunuyor. Sadece Mayıs 2024’te başlayacağı tahmininde yanılma oldu. Ağustos 2024 verileri ile Eylül’ün ilk haftasında ekonomiye ilişkin gelişmeler ekonominin olumluya evrildiğini görebiliyoruz. Ekonominin 3 yıllık yol haritası olan Orta Vadeli Prrogram (OVP) 5 Eylül 2024 günü açıklandı. Yeni programda, bir önceki programa göre daha düşük işsizlik oranları ve daha yüksek kişi başı gelir, daha az bütçe açığı tahmin edildi. 2024 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 41.5, büyüme yüzde 3.5 olarak revize edildi. Yeni OVP, 2025-2027 yıllarını kapsayacak. Enflasyonun 2026 yılında tek haneye yüzde 9.7’ye gerilemesi beklenirken, 2024 yılı büyümesi de 0,5’lik revizyonla yüzde 3,5’e geri çekildi.

Bazı temel göstergelerdeki gerileme ekonominin görünümünün olumsuzluğa evrilmesi gibi algılanmamalıdır. Çünkü gerek küresel ekonomide ve gerekse içinde bulunduğumuz Doğu Akdeniz’de çok kritik günlerden geçilmektedir. O nedenle OVP tahminlerinde olabilecek riskler ile değerlendirmeler gözönüne alındığında veriler güvenli ve sağlıklıdırlar.  Ortadoğu’daki yeni ticaret yolları ile Doğu Akdeniz enerji rezervleri konusundaki global sorunlar kendi iç dinamikleriyle Türkiye Ekonomisini olumlu/olumsuz etkileyebilir. Ayrıca ihracattaki makul artışlar aksamadığı sürece turizminde katkısı ile azalan cari açık seviyesini olumlu etkileyecektir. (Türkiye’nin BRICS üyeliğine başvurusu ile bunun uluslararası etkisine değinmiyoruz bile.)

Ekonominin olumluya yöneldiğini ileri sürmek için yabancı uluslararası yatırım ve değerlendirme kuruşlarının Türkiye not ve görünümüne göz atmak yararlı olacaktır. Önce ekonomiden sorumlu Bakan’ın yorumuna göz atalım:

“Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu B+’dan BB-‘ye yükseltilmesiyle ilgili ‘Makro finansal istikrarımız güçlendiren ve dayanıklılığımızı artıran programımız sayesinde 2024 yılında 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülkeyiz. Bu hafta açıkladığımız Orta Vadeli Programımızda son 1 yılda elde ettiğimiz kazanımları kalıcı hale getirerek ekonomimize duyulan güveni daha da arttıracağız’ ifadesini kullandı…” (Milliyet, 8 Eylül 2024)

Bakanlığın resmi açıklamasının yanısıra gerek göstergelerde ve gerekse finansal verilerde bir iyileşme ve dengeleme dönemine girilmiş bulunmaktadır. Örneğin döviz rezervleri sermaye girişlerinin etkisiyle brüt rezerv 149 milyar dolara ve net rezervler de 41 milyar dolara yükselmiş bulunuyor. Fitch’in raporunda ayrıca, pozitif reel faiz oranları, düşük cari açık ve kur korumalı mevduattaki düzenli ve kademeli düşüşler iyileşmeyi destekledi değerlendirmesine yer verildi. Üstelik rezervlerin yıl sonunda  158 milyar dolara, 2025 sonunda ise 165 milyar dolara çıkacağı öngörüldü. Rezevlerin, uzayan yaz tatili ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yıllık 60 milyar dolarlık turizm döviz gelirinin gerçekleşmesi durumunda yükseleceğini ileri sürmek de doğru bir öngörüdür.

Özetle, enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi, büyüme potansiyelinin dezenflasyon süreciyle uyumlu şekilde yürütülmesi, yapısal reformlarla verimliliğe dayalı yatırım istihdam, üretim ve ihracatın arttırılması, sağlanacak refah artışıyla gelirin toplumumuzun tüm kesimlerine daha adil dağılması için gerekenler yapılmalıdır. Görevde olan ekonomi yönetiminin söz konusu hedefleri  gerçekleştrime ehliyeti ve deneyimleri taşıdığı tartışmasızdır. Yeter ki siyasi etkilerle uygulanan para, maliye ve gelirler politikalarına müdahale edilmesin ve eş güdümlü olarak yürürlüğü sürdürülsün.

Yeni OVP ile -küresel ekonomide süprizler yaşanmadığı takdirde- 2027 yılında kişi başı gelirin 20 bin 420 dolara yükselmesi de sürpriz olmayacaktır.

Tüm yazılarını göster