Ekonomimiz ileriki yıllarda da dehşetle hatırlayacağımız derecede zor bir dönemden geçiyor. Sert kış koşulları ve kar yağışına ise son yıllarda yaşadığımız kuraklığa çare olacak umuduyla katlanıyoruz. Enflasyon ateşinin son 20 yılın en yüksek düzeyine çıktığı, hayat pahalılığının ocaklarımıza çöktüğü, üç haneli elektrik ve doğal gaz zamlarının evlerden, dükkanlardan, sanayi tesislerine, organize sanayi bölgelerine kadar yaşamın her alanında soluğumuzu kestiği günleri yaşıyoruz.
İşte bu günlerde dingin bir bilinçle Dünya ve Türkiye’nin geleceğini tehdit eden iklim değişikliği gerçeğini düşünmek, yeşil dönüşümün ekonomimiz üzerindeki etkilerini gergin siyasi atmosferin üzerine çıkarak tartışabiliyor olabilmek çok gerekli ve anlamlı.
Ankara, özel sektör öncülüğünde “iklim değişikliği” konusunu sert kışın ardından bahara merhaba diyeceğimiz günlerde Türkiye ve uluslararası kamuoyunun gündemine taşımaya hazırlanıyor.
EKO İKLİM - Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi-Fuar
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran’ın öncülüğünde, Ankara Kent Konseyi Koordinatörlüğü’nde, TOBB, Ankara Sanayi Odası (ASO), Ankara Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, kamu kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin etkin katılımıyla düzenlenen EKO İKLİM Zirvesi ve Fuarı, 30-31 Mart tarihlerinde yapılacak.
Uluslararası düzeyde çok sayıda yüksek profilli katılımcının yer alacağı zirvede, yabancı finans kuruluşları “Yeşil Dönüşümün Finansmanı” konusunda sunumlar yapacaklar. Geçmişte ülkelerinde yönetim sorumluluğu üstlenmiş dünya liderleri iklim değişikliği konusunda küresel farkındalığın artırılması çağrılarına destek verecekler.
Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı kabul ederek gittiği, geçen yıl Kasım ayında İskoçya’nın Glasgov kentinde yapılan COP26 İklim zirvesinde Ankara Rüzgarı estirenler şimdi EKO İKLİM – Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi’ni düzenliyor.
Gölbaşı “sevgi çiçeği” artık iklim değişikliği farkındalığı simgesi
Ankara Kent Konseyi (AKK) Yürütme Kurulu Başkanı, ATO Başkanvekili Halil İbrahim Yılmaz, 26. BM İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP26) tüm dünyayı Gölbaşı Sevgi Çiçeği üzerinden gönüllülük ve sevgi esası üzerine bir ittifak kurmaya davet etmişti. Yılmaz’ın bu çağrısı Glasgow’da büyük ilgi görmüş ve “sevgi çiçeği” iklim değişikliği farkındalığının simgesi haline gelmişti. Ankara’daki EKO İKLİM zirvesinin koordinatörlüğünü üstlenen Yılmaz, zirveden dünyaya mesajların yine “sevgi çiçeği” simgesiyle ulaşacağını vurguluyor.
Halk arasında “yanar döner”, “gelin düğmesi”, “türbe” ya da “kırmızı peygamber çiçeği” ve “hasırcı çiçeği” olarak da bilinen “sevgi çiçeği” dünyada yalnız Ankara'nın Gölbaşı ilçesi Hacı Hasan Köyü yakınında yetişiyor.
DÜNYA Gazetesi özel oturumu
EKO İKLİM zirvesinde elbette ki iklim değişikliği ve yeşil dönüşümü değişmez gündem maddesi kabul ederek arka sayfasını her gün yeşil renkli logosuyla ilgili konulara ayıran, tüm haber, yorum ve analizlerinde farkındalığı canlı tutan DÜNYA’nın da özel bir oturumu olacak. Moderatörlüğünü Üst Yöneticimiz Hakan Güldağ’ın yapacağı oturumda yeşil dönüşümün ekonomik etkileri ve finansmanı enine boyuna tartışılacak. Oturumumuzun yüksek profilli iki önemli katılımcısının isimlerini zirve programı kesinleşmediği için veremiyoruz. Öğretici, uyarıcı yazılarında en başından beri AB Yeşil mutabakatını ve yeşil dönüşümün ekonomik etkilerini irdeleyen, ufkumuzu açan, değerli hocamız Prof.Dr.Güven Sak doğal olarak bu oturumun kolaylaştırıcısı ve yorumcusu olacak. Yeşil logolu “Sürdürülebilir DÜNYA” sayfalarımızın editörü, koordinatörümüz ve yazarımız Didem Eryar Ünlü de bu oturumda gazeteci gözüyle iklim değişikliği ve yeşil dönüşümü anlatacak.
Liralaşma ve dolarizasyon kervanındaki Hazine yükü
Ekonomimizin dolar bağımlılığından kurtarılması çok önemli. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2022 yılının ilk Enflasyon Raporu’nu sunduğu toplantıda bizlere “Liralaşma Stratejisi”ni de açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de kamuoyuna bu konuda detaylı açıklamalar yaptı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası eşgüdümünde uygulamaya konulan “Liralaşma” stratejisini, kabaca “ekonomideki dövize yönelme eğilimini tersine çevirme hareketi”, yani “dolarizasyonun panzehiri” olarak tanımlayabiliriz. Ancak, ekonomide dolarizasyon olarak tanımlanan yabancı para yönelimini tersine çevirmeye çalışırken vatandaşların ve şirketlerin finansal sistemdeki varlıkları yanında, Hazine’nin döviz borcuna, özellikle döviz cinsinden yurtiçinde borçlanmasına, döviz cinsinden verdiği güvencelere de bakmakta yarar var.
Hazine’nin iç piyasada dövizle borçlanma günahı
Uluslararası ekonomi literatüründe dış borçları olan ülkelerin dışardan borç bulmakta zorlandıklarında iç piyasada kendi vatandaşlarından dövizle borçlanmalarına “ilk günah” deniliyor
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Aralık ayı itibarıyla Türkiye’nin toplam 2 trilyon 747 milyar 731 milyon TL borç stokunun, yüzde 66,04’ü döviz cinsinden borçlardan oluştu. 2020 itibariyle bu oran yüzde 56,18 düzeyindeydi.
Türkiye’nin dış borcu 2021 Aralık ayı itibariyle 1 trilyon 426 milyar 542 milyon TL düzeyinde bulunuyor. Döviz cinsinden iç borç dahil toplam borç ise 1 trilyon 814 milyar 536 milyon TL düzeyinde seyrediyor. Aralık 2020 sonu itibariyle döviz cinsinden iç borçlanmaların toplamı 87 milyar 95 milyon TL düzeyindeydi. Aralık 2021 itibariyle bu tutar kur değişiminin de etkisiyle 387 milyar 994 milyon TL’ye yükseldi.
KÖİ projelerine dolar bazında Hazine garantisi
TOBB’nin bünyesinde yer alan düşünce kuruluşu TEPAV geçen hafta çok önemli bir yayını E-Kitap halinde (Türkiye’de Kamu-Özel-İşbirliği Uygulaması: Etkin Risk Paylaşımına Yönelik bir Model Önerisi) internet sitesine koydu. Coşkun Cangöz, Nurhan Uyduranoğlu Karaca ve Uğur Emek’in kaleme aldığı kitapta Hazine’nin ülke içinde Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında verdiği döviz garantilerinin yükü değişik senaryolar altında 2045 yılına kadar hesaplanıyor. Uğur Emek’in yaptığı hesaplamalara göre gelir garantisinin bugünkü düzeyi 152,8 milyar doları buluyor.