Gelir İdaresi Başkanlığı, 31 Mayıs 2023 tarih ve 2023/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’yle, 7440 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrası gereğince alınan ek verginin, 6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesi kapsamında müracaat tarihinden itibaren 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve taksitlendirilmesini uygun gördüğünü duyurmuştur. Yapılan düzenleme, ödeme güçlüğü çeken ek vergi mükellefi kurumlar tarafından olumlu karşılanmış olmakla birlikte, düzenleme ile ilgili olarak önemli bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum.
Düzenleme ile ilgili gözden kaçan husus, ilgili mevzuat kapsamında belirlenen şartların sağlanması koşuluyla tecil uygulamasından yararlanılmasının mümkün olduğudur. Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde tecil ve taksitlendirme müessesesi, öteden beri istisnai olarak başvurulan bir uygulama olup, her tecil ve taksitlendirme başvurusunun kabul edilmesi söz konusu değildir.
Dolayısıyla, beklentileri doğru yönetmek adına tecil ve taksitlendirme başvurularında aranan şartlar ile yapılacak başvurularda dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir sorularını inceleyelim.
I- Çok zor durumun tespiti
6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesinde, bir borcun tecil ve taksitlendirilmesinin, borcun vadesinde ödenmesi ya da söz konusu borç ile ilgili İdarenin takip işlemlerinin borçluyu çok zor duruma düşürmesi olasılığının varlığına bağlı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Konu ile ilgili olarak, Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği’nde, idarelerin borçlunun “çok zor” durumda kalacağını öngörmeleri ve takdir etmeleri halinde alacağı tecil edebilecekleri açıkça ifade edilmiştir.
Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunanların “çok zor durumda” olduklarının tespitine ilişkin kriterlere ve tecil ve taksitlendirme ile ilgili diğer düzenlemelere 10.03.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’nde yer verilmiştir.
Düzenlemeye göre, çok zor durumun tespitinde “Likidite Oranı = (Dönen Varlıklar- Stoklar) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar” formülü kullanılarak bulunan değerin 1'den küçük olması gerekiyor. Likidite oranının 1’den büyük olması durumunda, tecil ve taksitlendirme talebinin büyük oranda reddedilmesi söz konusu olacaktır.
Dolayısıyla, ek verginin teciline yönelik İdare tarafından yapılacak değerlendirmede likidite oranın 1’den küçük olması önemli ve likidite oranına göre 12’yi geçememek üzere taksit sayısının belirlenmesi söz konusu olacak.
II- Borçlunun ödemede iyiniyetli olması
Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde;
- Tecil taleplerinin, İdareler tarafından zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken işlemler olmadığı,
- Kanunun tecil için öngördüğü şartlardan borç ödemede iyi niyet sahibi olma şartına da tecil taleplerinin değerlendirilmesi sırasında dikkat edileceği,
- Öteden beri borç ödeme alışkanlığı bulunmayan borçluların, önerdikleri ödeme planlarının gerçekçi olmadığı kanaatine ulaşılan hallerde tecil taleplerinin, çok zor durumda olmaları halinde dahi kabul edilmeyeceği,
ifade edilmiştir. Buna göre, ek vergi dahil bir verginin tecil ve taksitlendirilmesi konusunda İdarenin mutlak bir takdir yetkisi olduğunu ve likidite şartı sağlansa dahi İdarenin tecil ve taksitlendirme talebini reddedebileceğinin gözden kaçırılmaması gerektiğini düşünüyorum.
III- Teminat gösterilmesi
Tecil ve taksitlendirilecek ek verginin 50.000 TL’yi aşması durumunda, gösterilmesi zorunlu olan teminat tutarı 50.000 TL’yi aşan kısmın yarısı olacaktır. Örneğin, 1.200.000 TL bir borcun taksitlendirilmesi halinde, mükelleften taksitlendirilen bu borcu için 50.000 TL’yi aşan kısmın yarısı olan [(1.200.000–50.000=) 1.150.000/2=] 575.000 TL değerinde teminat göstermesi gerekecektir.
Şimdi, tecil ve taksitlendirme taleplerinde dikkat etmemiz gereken durumları inceleyelim.
Tecil ve taksitlendirme başvurusunu ne zaman yapmalıyım, vadesi geçmiş olan ilk taksit için başvuru yapılabilir mi?
Ek vergi tahakkuk ettikten sonra tecil ve taksitlendirme için her zaman başvurulabilir. Dolayısıyla ek verginin ilk taksitinin 5 Mayıs 2023 tarihinde ödenmesi gerekiyordu. İlk taksit henüz ödenmediyse ve tecil ve taksitlendirme ile ilgili şartlar sağlanıyorsa vadesi geçmiş bulunan bu vergi borcu için de başvuru yapılabilir.
İkinci taksitin ödenme süresi ise Ağustos 2023 sonu. Dolayısıyla, ikinci taksit için bugünden başvurmak zor durumun tespiti açısından İdare nezdinde tereddütlere neden olabilir. Bu nedenle, ikinci taksit için güncel dokümanlarla, İdarenin değerlendirme süresini dikkate alarak vadeye 15-20 gün kala başvuru yapılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum.
Ek Vergi Tecilinde Hangi Bilanço İle Başvurmalıyım?
Ek vergilerinin tecil ve taksitlendirilmesini talep eden borçluların "Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu" ile müracaat etmeleri gerekmektedir. Söz konusu formun dipnotlarında, bilanço esasına göre defter tutan borçluların en son tarihli bilanço ile başvuru yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Diğer taraftan, vergi dairesine olan borçların da kısa vadeli borçlara dahil edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Buna göre, tahakkuk eden ek vergi için yapılacak başvurularda başvuru tarihi itibarıyla verilmiş olan en son geçici vergi için hazırlanmış bilançonun esas alınması gerekmektedir.
Bu bilançonun yeterli güncelliğe sahip olmaması ve borçlunun zor durum halinin tespitinde yetersiz olması durumunda, hazırlanacak daha güncel bir bilançonun da başvuru dosyasına eklenmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.
Buna göre, ek vergi ikinci taksit ödemesi için yapılacak başvurularda, 2023 yılı ikinci geçici vergilendirme dönemi vergi beyannamesi için hazırlanmış bilançonun kullanılması yerinde olacaktır.
Hangi Varlıkları Teminat Olarak Gösterebilirim?
6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan; banka teminat mektupları ile sigorta şirketleri tarafından verilen kefalet senetleri, Hazine bonosu, Devlet tahvilleri, menkul ve gayrimenkul mallar teminat olarak gösterilebilmektedir.
Ancak uygulamada, teminat olarak banka teminat mektubu ve sigorta kefalet senetlerinin tercih edildiğini, diğer teminatların da İdarece kabul edildiğini ancak, değerleme ve benzeri işlemlerden dolayı sürecin diğer teminatlarda uzadığını söyleyebilirim. Dolayısıyla, mümkünse teminat mektubu ya da kefalet sigortası ile başvurulması yerinde olacaktır. Ancak, bunların temininde güçlük çekilmesi durumunda diğer teminatlar da değerlendirilebilecektir.
Başvuru Kabul Edilse de 12 Taksit Verilmeyebilir!
Ek verginin teciline ilişkin 31 Mayıs 2023 tarih ve 2023/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesinde ek verginin, 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve taksitlendirilmeye tabi tutulacağı ifade edilmiştir.
Diğer taraftan, konuya ilişkin olarak 10.03.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Genelgesinde,
- İdarelerin belirlenen azami sürelere uymak kaydıyla teciller için farklı süre belirlemeye yetkili oldukları,
- Tecil süresinin tespitinde, borçlunun öteden beri borç ödemede iyi niyetli olup olmadığı, borç tutarı ve ödeme gücünün göz önünde bulundurulacağı
ifade edilmiştir.
Dolayısıyla, gerek söz konusu iç genelge düzenlemelerinden gerek uygulamadan hareketle, ek vergi için mutlak anlamada 12 taksit belirlenmesinin söz konusu olmadığını, İdarece daha az taksit sayısı belirlenebileceğini söyleyebilirim. Dolaysıyla ek vergiye ilişkin yapılan başvurular sonucunda genel olarak 6 ve daha aşağı taksitler de söz konusu olabilecektir.
Ek verginin tecilinde yetki
24.12.2020 tarih ve 2020/1 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’ne göre tecil ve taksitlendirme yetkisi;
- Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı için 3.000.000 TL
- Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıkları için 2.500.000 TL
- Diğer Vergi Dairesi Başkanlıkları için 2.000.000 TL
- Defterdarlıklar için 750.000 TL
olarak belirlenmiştir.
Bu tutarları aşan tecil ve taksitlendirme talepleri, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından değerlendiriliyor.
Ayrıca, uygulamadan 10 milyon TL’yi aşan başvurularda yetkinin Hazine ve Maliye Bakanı’nda olduğunu biliyoruz. Herhangi bir değişiklik olmazsa 10 milyon TL’yi aşan ek vergilere ilişkin tecil ve taksitlendirme taleplerinde Hazine ve Maliye Bakanı’nın onayının aranmasının söz konusu olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak yapılan düzenleme, ek vergiye ilişkin tecil ve taksitlendirme başvurularının zorunlu olarak kabul edilmesi gibi bir sonucu doğurmamaktadır. Ek verginin tecil edilmesine ilişkin uygulamanın, diğer vergilerde olduğu gibi, İdare tarafından mükellefin zor durum halinde olduğuna kanaat getirilmesi üzerine işleyeceği, Hazine ve Maliye Bakanı’nın da bu konuda sergileyeceği tavrın etkili olacağı görülmektedir.
Diğer taraftan, halihazırda gerçekleşmiş bulunan bütçe açıkları, kur korumalı mevduat uygulaması, EYT, memur ve emekliler için öngörülen maaş zamları, depremin oluşturduğu ilave bütçe harcamaları dikkate alındığında yeni ek vergi veya vergi artışlarının gündeme alınmasının muhtemel olduğu dikkate alındığında, işletmelerin bu ihtimalleri de dikkate alarak planlama yapmalarında yarar görüyorum.