Ek vergi, herhalde kapsama giren mükelleflerin büyük bir kısmının dava açtığı vergisel düzenlemelerin başında geliyor. Neden mi? Çünkü, yasalaşma süreci bile sıkıntılı olan, başta Şirketler olmak üzere kurumlar vergisi mükelleflerine 2022 hesap dönemine mahsus olmak üzere bir defalığına sürpriz şekilde getirilen, teklif metni hiç okunmadan ve tartışılmadan kabul edilen bir vergi.
Şirketleri şoke eden bu düzenleme, yapılan tüm eleştirilere ve gösterilen tepkilere rağmen yasalaşarak, 12 Mart 2023 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi (7440 sayılı Kanun, Mad. 10/27).
Ek vergi niçin getirildi?
Ek vergi, Kahramanmaraş ve çevre illerdeki depremin oluşturduğu olumsuz etkilerin giderilmesi, afetzede vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarının karşılanması ve bölgenin yeniden inşasına kaynak sağlanması amacıyla sadece 2022 hesap dönemine ilişkin olmak üzere bir defalığına ihdas edildi.
Muhalefet düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine götürmedi!
İptal davasını, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyeler açabiliyor (T.C. Anayasası, Mad. 150). İptal davasının; iptali istenen kanun, kanun hükmünde kararname veya içtüzüğün Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altmış gün içinde açılması gerekiyor.
Ancak, Kahramanmaraş depreminin oluşturduğu olumsuz etkilerin giderilmesi, afetzede vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarının karşılanması ve bölgenin yeniden inşasına kaynak sağlanması amacıyla getirilen ek vergi düzenlemesi, muhalefet tarafından anayasaya aykırılık iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesi’ne götürülmedi.
Şirketler anayasaya aykırılık iddiasıyla YD talepli dava açtı!
Şirketlerin büyük bir kısmı, Anayasanın Madde 2 (hukuk devleti ilkesi), Madde 10 (kanun önünde eşitlik ilkesi), Madde 35 (mülkiyet hakkının kanunla sınırlandırılabileceğine yönelik ilke) ve Madde 73 (mali güce göre vergilendirilme ilkesi, verginin adaletli ve dengeli dağılımı ilkesi, verginin kanuniliği - verginin geriye yürümezliği ilkesi)’e göre Anayasaya aykırılık iddiasıyla 2022 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamelerini ihtirazi kayıtla verdiler ve yürütmeyi durdurma (YD) talepli iptal davası açtılar.
Peki, kaç dava açıldı merak eden var mı?
1 milyon kurumlar vergisi mükellefinden 2022 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesinde istisna, indirim ve indirimli kurumlar vergisi matrahı beyan eden yaklaşık 75 bin kurumlar vergisi mükellefi ek vergi hesapladı!
Şimdi sıkı durun; kapsama giren yaklaşık 75 bin kurumlar vergisi mükellefinin yaklaşık 45 bini, 2022 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamelerini ek vergi kaynaklı ihtirazi kayıtla verdi! İhtirazi kayıtla beyanname verenlerin büyük bir kısmı anayasaya aykırılıktan dava açtı!
Mahkemeler YD taleplerini reddetti!
Anayasaya aykırılık iddiasıyla yürütmeyi durdurma talepli açılan binlerce davada, gelen ilk kararlarda mahkemeler ek vergi mükelleflerinin YD taleplerini reddetti.
Esastan verilen ilk kararlarda Maliye lehine!
Evet, ek verginin anayasaya aykırılık iddiasıyla açılan davalarda esastan verilen ilk kararlar da Maliye lehine, mükellefler aleyhine oldu! Yani, Mahkemeler, esastan verdiği ilk kararlarda, ek vergi düzenlemesinin anayasaya aykırı olmadığına karar verdi.
Şirketler ümidini hiç kaybetmedi!
Mahkemelerin ek vergi mükelleflerinin YD taleplerini reddetmesi ve ardından esastan verilen ilk kararlarında Maliye lehine olması şirketleri üzdü ancak, ümitlerini bitirmedi! Şirketler en azından bir mahkemenin, söz konusu düzenlemeyi anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne taşımasını bekliyordu.
Beklenen oldu, konu Anayasa Mahkemesi’ne taşındı!
Evet, ek vergiye dava açan şirketleri sevindiren haber nihayet geldi!
Bir vergi mahkemesi, açılan bir davada ileri sürülen anayasaya aykırılık iddialarını ciddi bularak, ek vergi düzenlemesinin Anayasa'nın 13, 35 ve 73. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verdi (İstanbul 1. Vergi Mahkemesi’nin 02.11.2023 tarihli ve E. No: 2023/1090 sayılı Kararı).
Söz konusu karar tek hakimle verildi.
Karar oldukça ayrıntılı!
Ek vergi düzenlemesinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine ilişkin olarak verilen söz konusu karar oldukça ayrıntılı!
Söz konusu kararın önemli kısımları şu şekilde:
- 7440 sayılı Kanun kapsamında yapılan vergilendirmeye konu edilen tutarların, 5520 sayılı Kanun ve diğer kanunlarda düzenlenen istisna kazançlar ile 5520 sayılı Kanun'un 10. maddesinde düzenlenen indirimleri kapsaması, dolayısıyla tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin değil, sadece sayılan istisna kazançları elde eden ve indirimlerden yararlanan mükelleflerin vergilendirilmesi ve hatta bu istisna kazanç ve indirim tutarlarının da tamamının değil belli kısmının vergilendirmeye konu edilmesi vergilendirmede genellik ve eşitlik ilkelerine aykırılığa neden oluyor.
- 7440 sayılı Kanunla getirilen ek vergi mali gücü kavramada yetersiz kalacağından, bu yönüyle mali güce göre vergilendirme, adalet ve eşitlik ilkelerine aykırılık teşkil ediyor.
- 7440 sayılı Kanun'da, bir önceki hesap dönemine ilişkin beyannamelerde yer alan matrahları oluşturan istisna ve indirim gibi bazı kalemler dikkate alınmış, dönem faaliyetinin zararla sonuçlanmış olabileceği hususu, diğer bir ifadeyle vergilendirmenin muhatabı kurumun mali gücünün bulunup bulunmadığı hususu göz ardı edilmiş bulunuyor.
Bu itibarla, 7440 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 27. fıkrası ile ihdas edilen ek verginin, verginin genelliği, eşitliği ve mali güce göre vergilendirme ilkelerine aykırı olduğu sonucuna ulaşılıyor.
- 2022 genel hesap dönemine ilişkin olarak elde edilen kazançların kesin tutarı 31/12/2022 tarihinde anlaşılacağından, ek vergiyi ihdas eden 7440 sayılı Kanun'un 10. maddesi 12/03/2023 tarihinde, diğer bir ifadeyle vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesinden sonraki bir tarihte yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, söz konusu değişikliğe neden olan kuralın, gerçek anlamda bir geriye yürüme olduğu anlaşılmış bulunuyor. Özel hesap dönemine tabi mükellefler açısından ise, hesap döneminin 2023 yılı içerisinde kapandığı tarihe göre geriye yürüme yönünde yapılacak değerlendirme farklılık arz edebilir.
- Kurumlar vergisi mükelleflerinin mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin, gerçek manada geriye yürüyen, belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini, dolayısıyla hukuki güvenliği sağlayamayan 7440 sayılı Kanunun 10. maddesinin 27. fıkrasına dayandığı anlaşıldığından, yapılan sınırlamanın mülkiyet hakkını ihlal edici nitelikte olduğu sonucuna varılmış bulunuyor.
Peki, şimdi ne olacak?
Evet, şimdi herkes aynı soruyu soruyor: Bir Mahkemenin ek vergi düzenlemesinin iptali için konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıması, diğer mahkemelerin kararını etkiler mi? Mahkemeler bu karara dayanarak, Anayasa Mahkemesi tarafından bir karar verilinceye kadar açılan davaları bekletme kararı alırlar mı?
Hayır, söz konusu karar, ek vergi konusunda açılan davalara bakan diğer mahkemeleri bağlanıyor. Çünkü, mer’i mevzuatta bu şekilde verilen bir kararın diğer mahkemeleri bağlayacağına dair bir düzenleme bulunmuyor. Belki mahkemeler makul bir süre Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği kararı bekleyebilir ancak, bu da zorunlu değil. Mahkemeler isterse dava sürecine devam edebilir, karar verebilir. Verilecek kararların daha istinaf ve temyiz aşamaları söz konusu olup, bu da yaklaşık 2 yıllık bir süre demek. Anayasa Mahkemesi’nin ise, 8 – 10 aylık bir süreçte ek verginin iptali ile ilgili karar vermesi bekleniyor.
Sonuç olarak;
Ek vergide tüm gözler artık Anayasa Mahkemesi’nde olacak!
Ek vergi düzenlemesinin anayasaya aykırılık iddiasıyla iptal edilip edilmeyeceğini hep beraber bekleyip göreceğiz!