Ek gümrük vergilerinin sebep ve sonuçları

Numan Emre ERGİN PERSPEKTİF

18.04.2020, 21.04.2020 ve 11.05.2020 tarihli Resmi Gazetelerde yayımlanan 2423, 2424, 2429, 2430, 2514 sayılı Cumhurbaşkanı Kararları ile beyaz eşyadan oyun konsoluna kadar üç binden fazla ürüne ciddi oranlarda (bazı ürünlerde %50’ye varan) ek gümrük vergisi uygulanmaya başlamıştır. Söz konusu yüksek oranlar genellikle 1 Ekim 2020 tarihine kadar uygulanacak olup bu tarihten sonra da oranlarda bir düşme olmakla birlikte, aksi yönde bir düzenleme olmadıkça, konulan vergiler uygulanmaya devam edecektir.

Bu vergilerin konulmasıyla birlikte, ilgili ürünlerin ithalatçıları ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının eleştirileri de gündeme gelmiştir. En temel eleştiri, son zamanda sıkça duyduğumuz, yapılan değişiklik öncesinde kendilerinden görüş alınmaması ve bir anda yapılan değişikliklere uyum sağlayacak zamanın kendilerine tanınmaması yönündedir¹. Haklı bir eleştiri…

Peki, Devletimiz bu ek gümrük vergilerini neden koymaktadır? Öncelikle Dünya Ticaret Örgütü kuralları gereği gümrük vergisi artışları ve kotalar sıkı denetime tabi olduğundan ülkeler yerel mevzuatlarındaki imkanlardan yararlanıp bu türden gümrük vergisine eş etkili vergileri koyma yoluna gitmeyi tercih etmektedirler. İlave (ek) gümrük vergisi de bunlardan birisidir. Gümrük vergileri veya ek gümrük vergilerinin başlıca konulma sebepleri olarak ülkenin vergi gelirlerini artırmak, ithalat fiyatlarını artırarak yerli üreticileri korumak, dış ticaret politikası aracı olarak kullanmak gösterilebilir.

Devletimizin son dönemde yüksek oranlarda ek gümrük vergisi koymasının arkasında yerli üreticiyi korumaktan ziyade diğer iki sebebin ağır bastığını düşünüyorum. Her şeyden önce, koronavirüs salgını nedeniyle ülke ekonomisinde ciddi bir durgunluk yaşanmakta ve küçülme beklenmektedir. Bu küçülme de vergi gelirlerini etkileyecektir. Ayrıca salgın nedeniyle birçok verginin ödenmesi ertelenmiş, devlet birçok sosyal transfer harcaması yapmak durumunda kalmıştır. Dahilde alınan vergi gelirleri düştüğünden aradaki açık ek gümrük vergileriyle telafi edilmeye çalışılmaktadır.

İkinci olarak, yine koronavirüs nedeniyle, ihracat ve turizm gelirlerinde ciddi bir düşüş olacaktır. Bu durum ülkeye döviz girişinin azalacağı anlamına gelmektedir. Son zamanda, döviz kurlarındaki hızlı yükselme ve Merkez Bankası rezervlerindeki düşüş ekonomi gündeminin ilk sırasında yer almaktadır. İlk üç aydaki dış ticaret açığı 13 milyar Dolara dayanmıştır. Eğer aynı ivme devam ederse yıl sonuna kadar bu açık 50 milyar Doları aşacaktır. Geçen sene dış ticaret açığımız 31 milyar Dolardı. Dolayısıyla, dış ticaret açığı arttıkça, ülkeye sermaye girişi de azaldığından kur üzerindeki baskı artacaktır. İşte ek gümrük vergilerindeki yüksek artışların asıl nedeninin dış ticaret açığını azaltarak dövize olan talebi ve dolayısıyla kur üzerindeki baskıyı hafifletmek olduğunu düşünüyorum. Konuyu daha iyi anlamak için dış ticaret ve ithalatımıza ilişkin birkaç veriyi aşağıdaki tablolarda paylaşacağım. Bazen rakamlar cümlelerden daha etkili oluyor. Verileri Ticaret Bakanlığı’nın ve TÜİK’in internet sayfasındaki verilerden derledim. 

(Milyon dolar)

2019 Toplam

Ocak-Mart 2019

Ocak Mart 2020

İthalat

202.704

50.472

55.662

İhracat

171.579

44.534

42.783

Dış Ticaret Açığı

-31.125

-5.938

-12.879

 

İthalatın kompozisyonuna baktığımızda, aşağıdaki tablodan görüleceği üzere daha ziyade ham madde ithalatı yapmaktayız.

 

İthalat (milyon dolar)

2019 Toplam

Ocak-Mart 2019

Ocak Mart 2020

Sermaye (yatırım) malları

25.765

6.007

7.042

Ara (Ham madde) malları

157.896

39.435

42.597

Tüketim malları

18.943

4.876

5.833

Diğer

550

154

184

 

İthalatı ürün faslı bazında incelersek ilk 5 kalem aşağıdaki gibidir.

 

Fasıl Adı (milyon dolar)

2019

Ocak-Mart 2019

Ocak-Mart 2020

Mineral Yakıtlar, Mineral Yağlar

41,731

11,037

9,981

Elektriksiz Makina Ve Cihazlar

22,158

5,044

5,720

Elektrikli Makina Ve Cihazlar

15,446

5,044

5,720

Demir ve Çelik

15,050

3,332

3,848

Kıymetli Veya Yarı Kıymetli Taşlar

13,367

2,934

5,214

 

En fazla ithalat yaptığımız ülkeler ile ülke gruplarına baktığımızda ise aşağıdaki tablo ile karşılaşmaktayız. (Tabloda “gizli ülke” olarak belirtilen kategorinin ne olduğunu ben de merak ediyorum. Bu kategoride stratejik bazı ürünlerin ithal edildiği birden fazla ülkenin olduğunu tahmin ediyorum.)

 

Ülkeler (milyon dolar)

2019

Ocak-Mart 2019

Ocak-Mart 2020

Rusya Federasyonu

23,115

5,419

5,176

Almanya

19,279

4,396

4,921

Çin

19,128

4,331

5,019

Gizli Ülke

15,147

4,067

5,021

ABD

11,847

2,630

3,773

 

Ülke grupları itibariyle baktığımızda ise ithalat yaptığımız coğrafyalar aşağıdaki kompozisyondadır.

 

Toplam ithalat içindeki payı (%)

2019

Ocak-Mart 2020

Avrupa Birliği (AB 28)

35

34

Diğer Avrupa (AB Hariç)

14,9

14

Diğer Asya

22.5

21

Kuzey Amerika

7,6

7

Yakın ve Orta Doğu

6,4

8

 

Yukarıdaki tabloları kısaca özetleyecek olursak: Türkiye ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ile Çin’den ham madde ve yatırım malı ithalatı yapmaktadır. Türkiye hali hazırda Gümrük Birliği’nin bir parçası olup 20 ülkeyle imzaladığı serbest ticaret anlaşması da yürürlüktedir. Dolayısıyla, bu ek gümrük vergisi artışlarının etkisi sınırlı olacaktır. Diğer taraftan, ülkemiz üretebilmek için ithalat yapmak durumundadır. İthalatı kısmak için alınacak önlemlerin yan etkisi üretim ve dolayısıyla istihdamdaki azalma olacaktır. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2019 sonu itibariyle ithalat yapan firma sayısı 81.001; hem ihracat hem ithalat yapan firma sayısı ise 35.695’tir. Dolayısıyla, ek gümrük vergisi koymak gibi önlemler bir yandan ülke ekonomisinde daralmaya yol açabilecekken, diğer taraftan üretim maliyetleri artacağından bu maliyetlerin fiyatlara yansıtılması halinde enflasyonist bir etki de yaratacaktır. Bunun ekonomi bilimindeki adı stagflasyondur. İçinde bulunduğumuz bu dönemde, devlet stagflasyon – kurların düşmesi ikileminde tercihini ikinciden yana kullanmış gibi durmaktadır. Mücevher sektöründe olduğu gibi ithalatçı ihracatçı sektörler açısından ise bu ek vergilerin etkisi daha da fazla olacak ve bu sektördeki şirketlerin uluslararası rekabet gücü aşınacaktır.

 

Sözün özü: Vergi: Varlığı bir dert, yokluğu yara…

Dipnot:

¹ https://www.ekonomim.com/ekonomi/ek-gumruk-vergisi-tartismasi-buyuyor-haberi-470247, erişim tarihi 14.05.2020

Tüm yazılarını göster