Burak Önder - İHRACAT PENCERESİ
Güney Kore eğitim, kültür, sanat gibi konuların üzerine politikasını ve ekonomisini inşa etmiş. Yani gözüken o ki temel sağlam. Bu sayede yaklaşık 1,8 trilyon dolara ulaşan GSYH, 1,5 trilyon dolara yaklaşan dış ticaret hacmi ve 35 bin doları aşan kişi başı milli geliri ile 2022 yılı itibariyle 196 ülke arasında dünyanın 12. büyük ekonomisi oldu.
Savaştan çıktığında tarım ülkesi olan Güney Kore, 1962’de başlattığı ihracat hedefli kalkınma planıyla bugün bölgesinde ve dünyada ekonomik ve sosyal gelişmişlik açısından önemli ve örnek bir ülke olmuş. 1960’tan bu yana düzenli bir şekilde büyüyen G. Kore, bugün dünyanın önemli sanayileşmiş ülkeleri arasında yer almakta.
İnsani Gelişmişlik Endeksi'ne göre dünyada 189 ülke arasında 23., küresel rekabetçilik açısından 141 ülke arasında 13., iş yapma kolaylığı açısından 190 ülke arasında 5. sırada yer alıyor, 2020 yılında 9 milyar dolar ile doğrudan yabancı yatırım çeken ülkeler arasında 25., ekonomik serbestlik endeksine göre de 177 ülke arasında 19. sırada yer alıyor.
Bu hafta Asya’nın 1960’tan sonra parlayan yıldızlarından biri olan G. Kore’yi inceleyeceğiz. G. Kore’yi sadece ihracat, dış ticaret ya da ekonomik verileriyle değil mümkün olduğunca farklı disiplinlerle de ele almaya çalışacağım. Hep yapıldığı üzere sadece Kore markaları, sanayisi ve ihracattaki gücünü ve başarılarını değil bu başarıya giden yolda, daha temelde olan etkileri de anlatmaya gayret edeceğim.
Savaştan çıktığında tarım ülkesi olan Güney Kore, 1962’de başlattığı ihracat hedefli kalkınma planıyla bugün bölgesinde ve dünyada ekonomik ve sosyal gelişmişlik açısından önemli ve örnek bir ülke olmuş. 1960’tan bu yana düzenli bir şekilde büyüyen G. Kore, bugün dünyanın önemli sanayileşmiş ülkeleri arasında yer almakta.
Daha önce bir yazımda da değinmiştim. Ülkemizin sanayi, ihracat, ekonomi ya da markalaşma konularında geri kalmışlığını açıklarken klasik bir analoji üzerinden Türkiye-G. Kore örneği verilir. Ülkemizin ve G. Kore 1950’lerde hemen hemen aynı GSYH ve kişi başı milli gelire sahipken, 1980’den sonra başlayan süreçte G. Kore GSYH’sinin ve kişi başı gelirini ciddi biçimde artırıp Türkiye’nin önüne geçtiği örnekler verilir. G. Kore ekonomisi, sanayisi, ihracatındaki başarısı elimizdeki telefon ya da farklı Güney Kore markalarına bağlanır. Peki, G. Kore’nin başarısını sadece bu sonuçlarla değerlendirmek ne kadar doğru?
Tabi ki sanayi, ihracat ve markalaşmadaki önemli başarıları G. Kore’yi dünyada önemli bir marka ülke ve güç haline getirdi. Peki, bu durum klasik bir söylemle bu buz dağının görünen kısmı olabilir mi? Bana öyle geliyor ki biraz daha geniş bir perspektifte ve daha derinde olana bakmak gerekiyor. Bu başarıyı sadece birkaç tikelle anlatmanın doğru olmayacağını biliyorum. G. Kore’nin tarihi, ödediği ağır bedeller, yaşadığı yapıcı yıkım, zorlu tarihten ders çıkarabilme kabiliyeti, eğitim modeli gibi pek çok etki bu süreçte önemliydi. Fakat asıl katalizör etkisi yapan etken G. Kore eğitimi, edebiyatı, sanatı, sineması ya da kültürü olabilir mi buna da bakmak lazım.
Dünyada gelişmiş ülkelere baktığımızda da bunu görebiliriz. Dünyanın en yüksek kişi başına düşen milli gelirine sahip ülkeler; Lüksemburg, İrlanda, İsviçre, Norveç, ABD, İzlanda, Danimarka, Singapur, Avusturalya, İsveç, Hollanda. Bu ülkeleri üretimin, ihracatın, markalaşmanın öznesi konumuna getiren asıl şey sizce sadece üretme, ihraç etme ve markalaşma kabiliyetleri midir? Yoksa onların bu yetkinliği kazanmasını sağlayan yani buz dağının görünmeyen kısmı olan kaliteli bir maarif mi? Maariften kastım sadece eğitim değil eğitimin sanat, kültür, edebiyat, felsefe vs. ile birleşmesi. Bana sorarsanız meselenin tarihsel ve kültürel boyutları sanıldığından daha derinde.
Benim dar penceremden gördüğüm şey; G. Kore’nin bu başarısının altındaki asıl şey, yaşanan büyük acılardan ders çıkarıp kendi insanını inşa edebilmesi. Almanların ‘’Bildung’’ kavramı tam da bu sanki. Modern eğitimle kendi insanını ve bu yönüyle toplumunu kendi geleneklerinden kopmadan inşa edebilmesi. İşte temeli doğru atıp, statikleri doğru hesapladıktan sonra da üzerine güzel ve kaliteli bir bina inşa edebilmişler. Biz ise her zaman yaptığımız gibi binanın güzelliğine bakıp temeli görmüyoruz sanki.
Seul nüfus yoğunluğunda dünyada 6., güvenlilikte 8. şehir
Ülkenin nüfusu yaklaşık 52 milyon ve nerdeyse tamamı Koreli, etnik çeşitlilik yok gibi. Ayrıca G. Kore dünyada nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu ülkelerden birisi. 1975 yılında 34,7 milyon olan nüfus 2021 yılında 51,8 milyona ulaşmış. Son yıllarda doğurganlık oranı dünyadaki en düşük ülke olduğu söyleniyor. Bir zamanlar ülkenin problemi tam tersiymiş. Aile planlamasıyla nüfus düşürülmüş. 11 milyon nüfusuyla Seul dünyada en fazla nüfus yoğunluğunun olduğu altıncı şehir. Devletin resmî dini yok. Nüfusun %49’u Ateist, %26,3’ü Hristiyan, %23’ü Budist. Türk Hava Yolları’nın 9 saat 50 dk süren direkt uçuşu ile haftanın her günü Seul’e uçabilirsiniz. Ülkeye girişte Türk vatandaşlarından vize istenmese de diğer tüm yabancılara uygulandığı gibi seyahatten önce "Kore Elektronik Seyahat İzni"nin (Korea Electronic Travel Authorization / K-ETA) alınmış olmasını şart koşmakta. Ülkemiz ile G. Kore arasında 6 saat farkı bulunmakta. Yanınızda gıda malzemesi götürmemenizi, eğer numune götürecekseniz proforma faturanızı yanınızda bulundurmanızı tavsiye ederim. Seul’e vardığınızda sokaklarda çok sayıda kamera olduğunu göreceksiniz. Araçlarda bile kamera var. Suç oranı çok düşük. Başkent Seul dünyanın en güvenli 8. şehri. Ülkede hava kirliliği fazla ve toz probleminden dolayı maske kullanımı yaygın. Resmi dili Korece ve para birimi Won. Başkent Seul dışında diğer önemli şehirleri Busan, Incheon, Daegu, Daejeon, Gwangju olarak sayılabilir.
Yemek kültürünün farklı olduğunu söylemeliyim. Yemek konusunda hassasiyeti olanlar biraz zorluk çekebilir. Ağızlarını şapırdatarak yemek yemeleri yemeğin lezzetli olduğunu gösteriyormuş. Yemekten sonra elinizi kolunuzu sallayarak sigara içemiyorsunuz. Sokaklarda bile sigara içmek yasak. Ancak bazı sokaklarda gördüğünüz sigara kulübelerinde sigaranızı içebiliyorsunuz.
Ekonomisi büyük ölçüde sanayi ve ihracat üzerine
Benim görebildiğim, G. Kore eğitim, kültür, sanat gibi konuların üzerine politikasını ve ekonomisini inşa etmiş. Yani gözüken o ki temel sağlam. Bu sayede yaklaşık 1,8 trilyon dolara ulaşan GSYH, 1,5 trilyon dolara yaklaşan dış ticaret hacmi ve 35 bin doları aşan kişi başı milli geliri ile 2022 yılı itibariyle 196 ülke arasında dünyanın 12. büyük ekonomisi olabilmiş. Tüm bunların yanında küresel kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yapılan değerlendirmelerde Çin ve Japonya’dan da yüksek reytingler alıyor. Zengin doğal kaynaklara sahip bir ülke değil. Savaş sonrası ekonomisi tarıma dayalıyken, uygulanan nitelikli sanayi politikaları sayesinde bugün dünyanın sayılı sanayi ülkeleri arasında yer alıyor.
G. Kore sanayisine kısaca bakacak olursak, başlıca endüstrileri elektronik, otomobil üretimi, gemi yapımı, çelik, yarı iletken üretimi ve tekstil olarak göze çarpıyor. Sanayi sektörünün GSYİH'den alığı pay %35,1'ken, işgücünün %24,8'ini istihdam etmekte.
- Çelik üretiminde ve otomobil endüstrisinde dünyanın beşinci büyük üreticisi G. Kore otomotiv sektöründe de net ihracatçı konumunda. Bunun yanında, dünyanın en büyük gemi üreticilerinden birisi ve gemicilik sektöründe de net ihracatçı konumunda.
- Kore IT sektöründe de net ihracatçı konumunda olup, 2021 yılında ihracat 227,6 milyar dolar, ithalat 135 milyar dolar olarak gerçekleşmiş.
- G. Kore tarım ve hayvancılık sektöründe net ithalatçı konumunda. Tarım ve hayvancılık sektörünün GSYİH’den aldığı pay %1,9. Nispeten geniş bir alana sahip olan G. Kore’nin yaklaşık %70’i dağlarla kaplı ve ekilebilir alan, toplam alanın yaklaşık %17’si sadece, ülkenin büyük bir kısmı ormanlarla kaplı.
- Hizmet sektörü, GSYİH'nın %50 sinden fazlası oluştururken nüfusun %70,4'ünü de istihdam etmekte. G. Kore enerjide dışarıya bağımlı bir ülke; enerji ihtiyacının yaklaşık %97’sini ithal etmekte.
Yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık dış ticareti var
2022 rakamlarına bakacak olursak G. Kore’nin ihracatı 684 milyar dolar, ithalatıysa 731 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Dış ticaret hacmi 1.415 milyar dolara ulaşırken, dış ticaret açığıysa 48 milyar dolara yükselmiş. G. Kore’nin başlıca ticaret ortakları Çin, ABD, Japonya ve Vietnam.
Başlıca ihraç kalemleri elektronik entegre devreler, elektronik cihazlar, mobil iletişim cihazları, motorlu kara taşıtları, elektrikli makine ve cihazlar, gemiler ve organik kimyasallar olarak öne çıkıyor.
G. Kore ihracatında en büyük payı %23 oranında Çin almakta. Çin’in ardından sırayla ABD, Vietnam, Japonya, Hong Kong, Tayvan, Singapur, Hindistan ve Avustralya en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler.
Başlıca ithalat kalemlerine bakacak olursak; fosil yakıtlar, elektrikli makine ve cihazlar, demir ve çelik, organik kimyasallar, metal cevherleri ve gıda mamulleri ilk sıralarda.
G. Kore’nin en çok ithalat yaptığı ülkelerdeyse %21’lik pay ile yine Çin gelmekte. Çin’in ardından ABD, Japonya, Avustralya, S. Arabistan, Tayvan, Vietnam, Almanya, Katar ve Endonezya ithalatta ana tedarikçi ülkeler.
8 milyar dolar dış ticaret açığımız var
Ülkemizle G. Kore arasında 1 Ağustos 2012 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşması 1 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe girmiş. G. Kore Cumhuriyeti, dış ticaretimizde oransal olarak en çok açık verdiğimiz ülkelerden biri. G. Kore ile dış ticaret hacmimiz yüksek olmasına karşın, bu hacim büyük oranda G. Kore’den yaptığımız ithalattan kaynaklanmakta. 2022 yılında dış ticaret açığımız yaklaşık 8 milyar dolara yükselmiş durumda.
Türkiye'nin G. Kore'ye ihracatı 2020 yılında 1,1 milyar dolar, 2021 yılında 987 milyon dolar ve 2022 yılında tekrar 1.051 milyar dolar olmuş. İhracatımızın %41’ini 30. fasıldaki eczacılık ürünleri oluşturuyor ki toplamda Türkiye'nin eczacılık ürünleri ihracatı toplamı 1.9 milyar dolar, yani G. Kore'ye toplam eczacılık ürünü ihracatımızın %23’ünü gerçekleştiriyoruz. İkinci sırada 95 milyon dolar ile makinalar ve 3. sırada 35 milyon dolar ile demir-çelik ürünleri geliyor.
İthalatımız ise 2020 yılında 5.7 milyar dolar iken 2021 yılında 7.6 milyar dolara, 2022 yılında da 9 milyar dolara yükselmiş. 39. fasıl plastik ve mamulleri 1.8 milyar dolar ile ilk sırayı alırken 1.4 milyar dolar ile demir-çelik ürünleri, 1.1 milyar dolar ile organik kimyasallar 3. sırayı alıyor.
Ülkemiz G. Kore’nin ihracatında %1,1‘lik pay ile 19. sırada yer alırken, G. Kore’nin ithalatında %0,2 pay ile 46. sırada yer almakta.
Ülkemizin G. Kore’ye ihraç ettiği ürün gruplarına bakacak olursak; eczacılık ürünleri; makinalar, mekanik cihazlar ve aletler; demir ve çelik; balıklar vb. su ürünleri; motorlu kara taşıtları; nikel ve nikelden eşya; sebze ve meyveler; elektrikli makine ve cihazlar olarak sayabiliriz.
G. Kore’den ithal ettiğimiz gruplara bakacak olursak; plastik ve mamuller (hammadde); demir ve çelik; organik kimyasallar; makinalar, mekanik cihazlar ve aletler; motorlu kara taşıtları; eczacılık ürünleri; elektrikli makina ve cihazlar; sentetik ve suni filamentler ve gemiler olarak özetleyebiliriz.
G. Kore 58 ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamanın verdiği avantajla 50 milyon nüfus ile dünyanın 14. en büyük pazarına sahip. ASEAN, Avustralya, Kanada, Şili, Çin, Kolombiya, AB, EFTA (Norveç, İsveç, Lihtenştayn, İzlanda), Central America (Panama, Kosta Rika, Hondras, El Salvador, Nikaragua), Hindistan, Yeni Zelenda, Peru, RCEP, Singapur, Birleşik Krallık, ABD, Vietnam ve Türkiye ile serbest ticaret anlaşması bulunmakta.
G. Kore’de modern kanal dediğimiz organize perakende sektörü hızla gelişmekte ve yaygınlığını artırmakta. Geleneksel pazar ise görece daha küçük kalmakta. Emart, Lotte, Costco gibi süpermarketlerin yanında Shinsegae, Lotte, Hyundai gibi çok katlı mağazaların bu alanda pazarı domine ettiğini söyleyebiliriz. Kozmetik G. Kore’de önemli bir sektör olduğu için Olive Young, LOHB ve Lalavla gibi kozmetik üzerine faaliyet gösteren zincirleri de modern kanalın önemli oyuncuları olarak sayabiliriz.
Kalite önemli ama fiyat da önemli
- Kore pazarında ürünlerin yüksek standartlarda ve kalitede olduğu görülmekte, belirli bir standardın üzerinde bir kalitede ürün üretmiyorsanız G. Kore ve Japonya pazarlarında işiniz zor. G. Kore’nin ekonomik büyüklüğü ve alım gücü sizi yanıltmasın; G. Koreli alıcı firmalar kaliteli ürünleri uygun fiyata almaya çalışıyorlar.
- Konvansiyonel pazarın yanında e ticarette de önemli potansiyeli bulunan bir ülke. 51 milyon nüfusa sahip Güney Kore’de 45 milyon internet kullanıcısı bulunmakta yani nüfusun yaklaşık %90’ı internete erişimi sağlanmış durumda.
- Online kanalda; Ebay, Coupang, Gmarket, 11th Street, Wemakeprice, Market Kurly gibi önemli e-ticaret satış siteleri bulunmakta.
- G. Kore pazarına yönelik yapılan çalışmalarda, tüketicilerin ürünlerin marka ve paketlemelerine önem verdikleri söylenmekte. Tüketicilerin yerli üretim ile ithal ürünleri tercihinde yerli ürünleri tercih ettikleri, ithal ürünlerde ise güven duyulan markaları tercih ettikleri belirtiliyor.
- Tarihsel süreçlerden dolayı ülkemizi bilmelerine rağmen, Türk ürünlerinin bilinirliğinin düşük seviyede olduğunu söyleyebilirim.
- G. Kore pazarı tabiri caizse elimizi kolumuzu sallayıp gelebileceğimiz bir pazar değil. Pazara gelmeden önce muhakkak dersimizi iyi çalışmamız gerekiyor. En önemli unsur tabi ki güven. Ziyaretiniz öncesi randevu almanız ve randevu saatinde orada bulunmanız çok önemli.
- Kore kültüründe akrabalar haricinde sarılmak ve öpüşmek gibi bir kültür yok. Kartınızı verirken iki elinizle tutarak taktim etmeniz önemli. Karşınızdakine bir saygı göstergesi…
- Ürünlerinizin G. Kore standartlarında olmasının önemli olduğunu söylemiştim. Bunun yanında ürün kataloğunuzu da onların istediği formatta ve bilgi içeriğinde Korece hazırlamanız önemli bir intiba olacaktır.
Kırmızı uğursuz renk, 4 uğursuz rakam
- Korelilerin geleneklerine düşkün olduklarını ve yaşlılara saygı konusunda duyarlı olduklarını bilmeniz gerekir. Çalışmak onlar için bir yaşam tarzı. İşlerini de ciddiyetle yapar, çalıştıkları firmaları benimserler ve kendi firmaları gibi çalışırlar. Şirkette patron iş yerinden ayrılmadan çoğu zaman ayrılmazlar. Koreli müşterilere ya da müşteri adaylarının maillerine ya da sorularına zamanında dönmek ve onlara doğru hizmeti vermek bu yönüyle intibanız için önemli.
- Korelilerin de bazı batıl inançları var. Bunlardan birkaçı şöyle; Kırmızı renk ölümü simgeler. Görüşmelerinizde kırmızı renk kıyafet ya da hediye seçmemeniz iyi olabilir. Yine G. Kore’de 4 rakamı uğursuz rakamdır. 4 rakamını mümkün olduğunca kullanmamaya çalışırlar. Asansörlerde bile 4 rakamını kullanmazlar.
Gelin önce kısaca G. Kore’nin yakın tarihine bakalım. Hepimizin bildiği üzere 1950-1953 tarihleri arasında Kuzey Kore ile Güney Kore arasında savaş yaşandı. Bu savaş dönemin iki süper gücü ABD ve Rusya’nın başını çektiği soğuk savaşın ilk sıcak çatışması oldu.
Bu çatışma 27 Temmuz 1953’te Kore Ateşkes Antlaşması ile son erdi. Bu antlaşmayla Kuzey ve Güney Kore arasında Kore Tarafsız Bölgesi oluşturuldu. Bu savaş sonrasında herhangi bir barış antlaşması da imzalanmadı. Nisan 2018’de Kuzey ve Güney Kore liderleri Kore Tarafsız Bölgesi’nde bir araya gelip Kore Savaşı’nı resmen bitirmek için bir anlaşma üzerinde çalışma başlatsa da hala bir sonuç alınamadı.
Ülkemiz de 30 Haziran 1950’de TBMM alınan kararla Kore’ye asker gönderdi. Kore Savaşı’nda 14 bin 936 Türk askerimiz görev aldı. Kayıtlara göre bu savaşta 721 şehit verdik. Bunun yanında 175 askerimiz kayboldu, 234’ü esir düştü ve 2 bin 172 askerimiz yaralandı. Ne yazık ki bu savaş sonucunda oransal olarak ABD’den sonra en fazla kayıp veren ülke olduk.
G. Kore’nin gerek sosyal gerekse ekonomik sıçramasını anlatırken G. Kore eğitiminden bahsetmezsek olmaz. Sıkça duyarız eğitimde Finlandiya ve G. Kore modeli üzerine yapılan atıfları. Benim anladığım kadarıyla eğitimde metodolojileri farklı olsa da OECD ülkeleri arasında en başarılı iki model Finlandiya ve G. Kore modelleri. Yapılan bazı uluslararası araştırmalara göre en çok eğitimli insan nüfusu sıralamasında Güney Kore birinci. Ülkede üniversite mezunu olmayanlara ikinci sınıf insan gözüyle bakıyorlarmış.
Güney Kore modeline kısaca bakacak olursak 6 yaşından itibaren zorunlu eğitim başlıyor. Çocukların günde 12-16 saat arasında ders çalıştığı belirtiliyor. Okuldan sonra gidilen Hagwon adı verilen özel derslerle çocukların neredeyse tüm günü eğitimle geçiyor. Öğrenciler günlerinin büyük kısmını okulda geçirdiklerinden sınıflarını evleri gibi görüyormuş. Öğrenciler dersten sonra sınıflarını kendileri temizliyormuş. Bunun onların sorumluluk duygusunu da geliştirildiğine inanılıyor. Okula terlik ya da iç ayakkabı dedikleri ayakkabılarla giriyorlarmış. G. Kore tüm bu özelikleriyle eğitim sisteminin baskısının en çok hissedildiği ülkelerden biri.
Bu yazıya hazırlanırken Milli Eğitim Bakanlığımızın G. Kore’ye gönderdiği gözlemcilerin hazırladığı raporu okuma fırsatım oldu. Bu rapora göre öğrencilere matematik, fen ve sosyal alanları yanında sanat alanında da gözlem yapmaları ve deneyimsel yaşantılar yoluyla öğrenme süreci oluşturmaları ve yaratıcılığın geliştirilmesi üzerinde odaklandıkları rapor edilmiş.
Yine ilkokulda kendi dilleri üzerine nitelikli bir müfredadın olduğu söyleniyor. Burası önemli. Dil düşüncenin katalizörü. Kendi dilinizi ne kadar iyi kullanabilirseniz düşünce sisteminizi de o kadar geliştirebiliyorsunuz.
Dikkatimi çeken diğer tespitleri ise ‘’yaşam boyu öğrenme’’ için bir sistem inşa edildiği. Mart 2000’de yaşam boyu öğrenme toplumu oluşturulması için genel bir yapılandırma ile Yaşam Boyu Eğitim Yasası yürürlüğe girmiş.
1972 yılında kurulan Kore Eğitim Geliştirme Enstitüsü (KEDİ), hükümet tarafından finanse edilen ancak bağımsız olarak faaliyetlerini yürüten bir kurum. Ana işlevi Kore’nin bugünkü ve gelecekteki toplumun değişen eğitim ihtiyaçlarına hızlı ve zamanında cevap vererek, kalkınma ulusal hedeflerinin gerçekleştirmesinde destek olmak. Eğitim alanından geleceğe yönelik vizyon hazırlamak, eğitimde inovasyon için stratejik alternatifler sağlamak, okul eğitiminde derinlemesine analiz yapmak, Kore eğitiminin zayıf yönlerini tespit etmek ve güçlendirmek ve eğitimde temel kuramları araştırmak bu enstitünün görevi.
Yazımın başında anlatmaya çalıştığım gibi, G. Kore’nin başarılarının altında yatan temel faktörlerden biri eğitim alanındaki köklü yenilikleri ve bu alandaki istikrarlı politikaları olduğu görülmekte.
- Sanat ve felsefe bizde pek makbul ve değerli değil sanki. Bu dilimize bile yansımış. Halk arasında “Sanat sepet işleri’’ ya da “bize felsefe yapma’’ gibi deyimler türemiş. Fakat G. Kore’de sanat çalışmaları daha ilkokuldan başlıyor.
- G. Kore sanat eğitiminin, öğrencilerin yaratıcılığını, kültür okuryazarlığını ve eleştirel düşünme becerisini geliştirmeyi hedefleyen bir anlayışa sahip olduğu, sanat eğitimi derslerinde lavi, hat, seramik gibi geleneksel halk sanatlarından faydalanıldığı belirtiliyor.
- G. Kore sanat eğitimi öğretim programları, sanat etkinlikleri yoluyla; öğrencilerin maddi ve manevi kültürel mirası anlayıp, önemini kavrayabilmeyi, millet karakterinin kültürden beslenebilmesini ve her şeyden önce estetik değer anlayışını hayatın içine dahil edebilmeyi geliştirmeyi amaçlayan bir yapıda. Kore okullarında ilk ve ortaokul sanat eğitimi öğretim programı, resim, heykel, seramik tasarımı, hat sanatı, el sanatları ve mimarlık gibi çeşitli sanat etkinliklerini içeriyor. Bu sanat etkinlikleri, Kore’nin felsefesi ve estetiği ile ilgili. Etkinliklerin içeriği, öğrencilerin Kore sanatını daha geniş bir şekilde anlamalarını sağlamakta. (Yi&Kim 2005)
- G. Kore, “Kore Dalgası’’ K-Sinema, K-Drama, K-pop, K-Art gibi farklı alanlarda kültür-sanat dünyasında hâkimiyetini artırmaya devam ediyor. Müzik dünyasında rekorlar kıran BTS ve Blankpink, Oscar ödülü alan Parasite ve geçtiğimiz yılda en çok konuşulan Netflix dizisi Squid Game G.Kore etkisinin sadece birkaç örneği.
- 1970-1980’lerde kurulan Gallery Hyundai, Arario Gallery, Kukje Gallery gibi yerel sanat galerileri ve 2004’te kurulan Leeum, Samsung Sanat Müzesi ülkenin güncel sanat ekosistemini canlı tutuyor.
KAYNAKLAR:
- T.C. Ticaret Bakanlığı
- Trademap
- World Economic Forum-2019
- UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı)
- The Heritage Foundation-2022
- Dünya Bankası
www.argonotlar.com
- G. Kore Sanat eğitiminin Yapı, Eğitim ve Kültür Bağlamında Değerlendirilmesi Makalesi
Yi&Kim 2005